19
Mayıs
2024
Pazar
SPOR

Efes gerçekleri!

Euroleague’de yaşanan hüsran, lacivert-beyazlılar’da sorunun sadece saha içinde olmadığını gösteriyor, çözüm için radikal tedbirler gerekiyor

Türk Basketbolu’nun Avrupa’daki en prestijli ismi, tarihinde ilk kez Euroleague’e ikinci turu görmeden veda etti. 20 milyon dolarlık kadronun düştüğü durum artık göz ardı edilmemeli ve bir dönem milli takım gibi görülen, insanlara ‘futbolda x takımlıyım ama basketbolda Efesliyim’ dedirten düzeni yeniden kurmanın peşine düşülmeli.

Rusya’yı Avrupa Şampiyonu yaptıktan sonra inanılmaz bir güçle Efes’in başına geçen David Blatt’in ardından, Ergin Ataman da, çok büyük bir bütçeyle kurduğu takıma tarihi bir hezimet yaşatıyorsa, sorunun sadece saha içinde olmadığı kabul edilmeli.

1) Saha içi düzen...
Ergin Ataman bu sezon Efes’in başına büyük umutlarla geçti ve Final-Four hedefiyle çok büyük bir bütçeyi kullandı. Ancak iş o kadar abartıldı ki, takıma kimin gelip kimin gittiğini belli olmadı. Thornton, Smith, Kakiouzis, Kasun, Vujanic, Engin, Kaya, Sinan, Shumpert Efes’in sezon başındaki transferleriydi.

Ardından Dwayne Jones, Drobnjak ile Hammonds geldi. Yani tam 9 yabancı oyuncu takıma katılırken, Cenk, Sinan, Ender gibi Milli Takım’da yaz sezonunu çok iyi geçiren isimler bir türlü rotasyona giremedi. Oysa sahaya yüreğini koyacak, farkı yaratacak isimler yerlilerdi. Ergin Ataman yönetimindeki teknik ekip, bu gerçekleri gözardı etti.

2) Yönetim zaafı...
Efes Pilsen Avrupa’daki başarısızlığa rağmen ligin tozunu atıyorsa, 14 haftada 13 maç kazanıp, normal sezonu lider bitirme, dolayısıyla lig şampiyonluğu yolunda büyük avantaj yakaladıysa bunda kuşkusuz Ayhan Şahenk’te oynamanın da etkisi oldu.

Fenerbahçe, Galatasaray, Telekom gibi dişli takımları Efes hep bu salonda yendi. Ancak Euroleague maçlarını farklı, lig maçlarını farklı salonlarda oynamak takımın dengesini alt üst etti. Keşke yönetim, her iki kulvarda mücadele etmek için bir salon belirleseydi!

3) Efes lobisi bitiyor...
Efes, İtalyan ekibi Armani Jeans Milano ile gruptan çıkma mücadelesi veriyor. Real Madrid deplasmanında hayati bir maça çıkacak ve bu maçı kazanırsa İtalyan takımı saf dışı kalacak. Ancak böylesine kritik bir ortamda maçı yöneten 3 hakemden 2 tanesi İtalyan. Maç içinde çalınan düdükler iyiydi-kötüydü; farklı bir konu. Ancak bu atamalar gerçekten Efes için kâbustu! Efes Pilsen, Euroleague’in ana sponsorlarından birisi olduğu sezonda eğer ağırlığını bu denli kaybettiyse, bu da başlı başına bir araştırma konusu...

4) Aydın Örs gelmiyor
Türk Basketbolu’nun yetiştirdiği en büyük isimlerin başında gelen Aydın Örs adının Efes ile tekrar anılması herkesi çok heyecanlandırmıştı. Çünkü Efes’ten sonra, Fenerbahçe’yi de zirveye taşırken, alt yapıda kurduğu organizasyon ile sarı-lacivertli kulübün geleceğini de garantiye alan Örs, çökme noktasına gelen Efes sistemini tekrar diriltebilirdi.

Ancak hafta başında yapılan görüşmelerden sonuç çıkmadı, çünkü Aydın Örs’ün yetkilerinin ne olacağı bir türlü belirlenemedi, belki de kendisinden istenen sadece ağabeylikti!

5) Devrim gerekiyor
Efes yönetimiyle yetkiler konusunda fikir ayrılığına düşen, daha da doğrusu yetkilerinin sınırı belirlenmeyen Aydın Örs, Efes defterini büyük ihtimalle sezon sonuna kadar kapadı. Oysa mevcut durumdan kurtulmayı isteyen Efes için bu organizasyon çok büyük bir şanstı.

Tuncay Özilhan, çökme noktasına gelen Efes efsanesini tekrar yaratmak için atılan hamleyi tamamlayamadı. Görünen o ki, Türkiye’nin en büyük holdinglerinden bir tanesini başarıyla yöneten Özilhan, basketbol sahalarında da aynı başarıları tekrarlamak istiyorsa, Efes’teki sorunların teknik olduğu kadar yönetimsel olduğuna da inanmalı ve radikal değişiklikler yapmalı.

Milliyet
Yayın Tarihi : 16 Ocak 2009 Cuma 18:50:58


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?