31
Mayıs
2024
Cuma
SPOR

Florya'nın çivisi çıktı

Feldkamp'ın açıklamaları Galatasaray'da bir otorite boşluğu olduğunu göstermiştir. Kulüpte başkan başkanlığını, yönetici yöneticiliğini, teknik adam teknik adamlığını kesinlikle bilmemekte. Florya'da ne oluyor, bitiyor, kimsenin umurunda değil


Feldkamp'ın basın toplantısına baktığımız zaman satır aralarında transfer krizinden daha başka sıkıntılar ve şifreli mesajlar görüyoruz.
Öncelikle Kalli maksadını aşmıştır. Galatasaray'ın hocası gibi değil, kulübün divan başkanı gibi konuşmuştur. Bir hoca bu şekilde hele Galatasaray'da kesinlikle konuşamaz. Lucescu da bu yüzden gitmişti. 

Feldkamp'ın açıklamaları gösterdi ki kulüpte büyük bir otorite boşluğu var. Başkan başkanlığını, yönetici yöneticiliğini ve teknik adam teknik adamlığını kesinlikle bilmemekte. Kalli, "Bu kulüpte öncelik başka konulara veriliyorsa sonuçlarını değerlendiririm" sözlerini boşuna söylemedi. Konunun direkt muhatabı yönetim kuruludur, başkandır, Adnan Polat'tır. Bu toplantıyı Polat ile görüştükten 5 dakika sonra yapıyorsa muhatap Özhan Canaydın'dır. Yani diyor ki Kalli, "Antrenmanlara bile gelmiyorsun. 4 transfer istedim ama ilgilenen yok. Birçok sorun ortada duruyor. Ama siz kulüp seçiminiz ve federasyon seçimiyle uğraşıyorsunuz."
Açık mesaj budur. Ve ne yazık ki bu olayı Canaydın - Polat arasındaki gizli savaşa kadar götürebilirsiniz. 

Peki bunlar doğru mu? Kesinlikle doğru. Bugün hiç kimse başkanın, kulübünün sorunlarıyla ilgilendiğini söyleyemez. Tek ilgilendiği Mart ayında yapılacak Galatasaray kongresidir. Kulisler, temaslar, ikili görüşmeler, ikna turları, stratejik savaşlar o kadar yoğun ki, Florya'da neler oluyor, bitiyor kimsenin umrunda değil.


Çoktan tarihe gömülürdü
Sadece başkan değil, yönetimin de ondan farkı yok. Bu kulüp 1-2 kişiyle döner mi? Herkesin kişisel hırslar peşinde koştuğu, herkesin birbirinin arkasından konuştuğu, seçim ofislerinde insanların kuyularının kazıldığı, yok edildiği Galatasaray ortamında, Florya'da bu olup bitenlere kesinlikle şaşırmamak lazım. Kısacası tek kelimeyle her şeyin çivisi çıkmış durumda. Ve ne yazık ki Kalli çıkıp konuşmasa, mesajları göndermese kimse de işin farkında olmayacaktı. 

Kalli'ye dönersek, içeride, "Kaleci istediğini sakın söyleme" diyorlar, ama o, 2 gün sonra maç olmasına rağmen "Kaleci istiyorum" diyor. Ondan sonra da Orkun ve Aykut idmanda 'ruh' gibi dolaşıyor. Ardından, "Takımda adam yok" diyor Sabri'yi gönderiyor. Tamam Sabri 'antipatik' gelebilir. Hatta kötü de oynayabilir. Ama bu ortamda gider mi? Gerekçe olarak "İstediklerimi yapmıyor" diyor. Peki Bouzid ile Carrusca istediklerini yapıyor mu? Ama bu soruyu kim soracak?
 
Galatasaray gibi bir kulüp bu kadar kötü yönetilmemeli. Zaten başka kulüp olsa 6 yılda çoktan tarihe gömülürdü. Gömülmedi çünkü Galatasaray'ın kökleri ve tarihi sonuna kadar mücadele ediyor. Ama nereye kadar?

 

HALİL ÖZER / Milliyet
Yayın Tarihi : 28 Ocak 2008 Pazartesi 16:24:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?