13
Haziran
2025
Cuma
SPOR

Futbolumuza Rijkaard bakışı

Galatasaray Teknik Direktörü, Radikal yazarı Bağış Erten'in, federasyonun yayın organı TamSaha adına yaptığı söyleşide, futbolumuzu şöyle tanımladı: Aslında her şeyden biraz var Türk futbolunda... Ama hiçbir şey tam yok. Bu işi hem zorlaştırıyor hem de komplike hale getiriyor

 

Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, “Türk futbolunda her şeyden biraz olduğunu, ancak hiçbir şeyin tam olmadığını” söyledi. Futbol Federasyonu’nun aylık resmi yayın organı ‘TamSaha’ dergisinde yazarımız Bağış Erten’le yaptığı söyleşide Hollandalı teknik adam, Türk futbolunu tanımlaması istendiğinde, “Aslında her şeyden biraz var Türk futbolunda... Ama hiçbir şey tam yok. Bu işi hem zorlaştırıyor hem de komplike hale getiriyor” dedi.
Türkiye’de daha çok tepkisel bir oyun oynandığını kaydeden Rijkaard, şöyle konuştu: “Karşı takıma göre taktikler belirleniyor. Kalite, güç aslında üç aşağı beş yukarı aynı. Ama Türkiye’yi farklı kılan şey biraz da şu; işler kötü gittiğinde bir anda oyun mentalitesi kaybolabiliyor. Yürekten oynayan oyuncu sayınız çok. Ama bu bazen aklı devre dışı bırakıyor. Herkes kendi başına maçı çevirmeye kalkıyor. O zaman da bütünlük kayboluyor. Türk futbol kimliğini tanımlasak; kesinlikle yetenek var deriz, ruh var deriz, mücadele var deriz. Ama hepsi bir anda ortaya çıkabiliyor. Bir anda herkesi defansta, sonra bir anda herkesi hücumda görebiliyorsunuz. Bu biraz dağınıklık yaratıyor. Takım oyununda asıl olan dengeli olabilmektir. Ne olursa olsun pozisyon alışınızı, soğukkanlılığınızı kaybetmemeniz gerekiyor. Sanki bu konuda bir eksiklik var gibi. Coşku konusunda hiçbir sıkıntı yok, ama bazen o coşku bozucu bir etki de yaratabiliyor.”

‘Sıkıcı oyunla yazılan tarihe hayır’
Hücum futbolu ekolünden geldiğini anlatan Rijkaard, futbolda öncelikli olanın kazanmak olduğunu, ancak taraftarların sadece kazanmayı değil, iyi futbol da görmek istediğini kaydetti. Rijkaard, “Taraftarlar, takımlarına bir kimlik atfetmek ister. Sahada gurur duyacakları bir yapı olsun ister. Bu da genelde iyi oynayan takımların başarabileceği bir şeydir. Tabii ki körü körüne bir hücum takımından bahsetmiyorum. Organize bir oyun planından bahsediyorum. Teknik kapasitesi yüksek, uyumlu, organizasyonu sağlam bir takım yaratmak. Tıpkı Ajax, Milan ve Barcelona gibi. Futbol tarihine baktığınızda pek çok kupa kazanmış takım vardır. Ama aralarından sadece iyi futbol oynayanlar akılda kalır. Sıkıcı ve renksiz oyunla kazananlar tarihe yazılır, ama hafızalara yazılmazw” şeklinde konuştu.

‘Yeni başarılar için geldim’
Galatasaray’a gelişinde tesadüfün de payı olduğunu söyleyen Hollandalı teknik adam, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birkaç teklif daha vardı, ama Galatasaray’la görüştüm. Önce anlaştık gibi oldu, sonra olmadı. Sonra birden yeniden orta yolu bulduk. İyi bir teklif sunmuşlardı ve ben de Türkiye’de çalışma tecrübesini görmek istiyordum. Türkiye’de pek çok yabancı teknik adamın çalıştığını biliyordum. Bu zorluk beni cezbetti. Türkiye’de başarılı olmanın kolay olmadığını da biliyordum ve bu rekabetçi ortam beni çekiyordu. Eğer ciddi anlamda bir rekabet yoksa o lig iyi değildir.”

‘Büyük hedefler için çok erken’
Rijkaard, Galatasaray için büyük hedefler koymaktan da kaçınarak, daha yolun çok başında, ileriyi konuşmak için erken olduğunu söyledi. “Fiziksel ve teknik olarak iyi bir takım yaratmak için zaman lazım” diyen Hollandalı teknik adam, “Yolun başında bir takım için şimdiden çok büyük hedefler çizmek istemem. Her gün üstüne koymalıyız, takım ruhunu yaratmalıyız. Bunu başardıktan sonra gerçekten anlamlı bir şey söyleyebiliriz, ama şimdi değil” dedi.
Türkiye’de geçmişte ünlü teknik adamların görevlerine son verilmesiyle ilgili bir soruya ise Rijkaard, “Böyle korkulara kapılmak benim tarzım değil. Her görev bir deneyimdir. Ben olaylara negatif pencereden bakmam. Yeni bir kültür, yeni bir tecrübe imkânı varken geçmişe takılmam. Biz ekip olarak burada işimizi yapmaya, bir şeyler başarmaya geldik. Hem bu sadece Türkiye’ye özgü bir şey değil ki. Dünyanın her yerinde neredeyse her hafta bir antrenör işinden oluyor” yanıtını verdi.

‘Arda alçakgönüllü olmaya devam etmeli’
Frank Rijkaard, Arda Turan’ın müthiş bir oyuncu olduğunu ve Türkiye’de herkesin ondan bahsetmesini normal karşıladığını ifade ederek, ancak Arda’nın çok daha iyi olabileceğini vurguladı. “İyi oyuncu olmak aslında güçlü olmak da demektir. Size yönelik ilgiyle, üzerinizdeki baskıyla baş edebilmek demektir” diyen genç teknik adam, şöyle devam etti: “Ne kadar yetenekli olursanız olun, şöhretle baş edemiyorsanız gerisi gelmez. İnsanların Arda’dan bahsetmesinden daha doğal bir şey olamaz. Çünkü o gerçekten müthiş bir oyuncu. Ama daha çok genç ve bence çok daha iyi olabilir. Bunu başarmak için ne kadar övgü alırsa alsın alçakgönüllü olmaya devam etmeli ve çok daha fazla çalışmalı. Bu hayatı normalleştirmenin en iyi yolu budur; arkadaşlarıyla uyumlu olmaya devam etmek, sahada iyi pozisyon almak ve takımın bir parçası olmak...”

‘Yıldızlar, oyunda fark yaratır’
Bu oyunu seven herkes gibi kendisinin de yıldız oyuncuları sevdiğini belirten Rijkaard, “Çünkü oyunda fark yaratanlar onlardır. Bununla ilgili hiçbir problemim olmaz. Futbolda oyuncular arasında
eşitlik vardır. Birinin katkısını diğerinin çok üstüne çıkartmak doğru değildir. Eğer takımda herkes yapması gerekeni iyi yaparsa, yıldızlar da daha rahat öne çıkar. Yıldızı takım parlatır. Umarım biz de takım olarak iyi performans gösteririz ve yıldızlarımızı öne çıkarmayı başarırız. İyi futbol göstermek için iyi takım olmanız şart. Herkesin kendine oynadığı bir takım başarısızlığa mahkûmdur” diye görüş bildirdi.
 

Radikal
Yayın Tarihi : 2 Eylül 2009 Çarşamba 15:49:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?