22
Mayıs
2024
Çarşamba
SPOR

Hakemlere değil futbola baksınlar

Fenerbahçe'yi eleştiren UEFA Asbaşkanı Erzik, Sarı Kanarya'ya "Hakemi suçlayıp kenara çekiliyorlar. Onun yerine iyi oyuna baksınlar" mesajı verdi.

Erzik, tecrübesiz dediği UEFA Başkanı Platini ile her gün birkaç kez telefonda konuşmaktan da yakındı 

Baba Kurtuluş Savaşı gazisi, anne ev hanımı... 1942 yılında Giresun'da doğan UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik bugünkü röportaj konuğum... İlk sorum ismi... Şenes ne demek? Niye böyle bir isim seçmişler? Erzik gülerek anlatmaya başlıyor: "Biz Giresun'da yaşadık ama aile Rumeli'li, ben doğacağım zaman annemin babasının ismi düşünülmüş, Mustafa... O sıralarda ağabeyim bir roman okuyormuş, romanın kahramanının ismi Şenes'miş... Yalvarmış yakarmış, babamı benim ismimin Şenes olması için ikna etmiş... Bir anlamı yok... Herhalde şen-ef demek... Babam o kadar alışamamıştı ki uzun yıllar beni Şenez diye çağırdı, yabancılar ise Şenes diyor..." 

UEFA Asbaşkanı Erzik ile futbol konuştuk, tribün terörünü, hakemleri, kulüp yöneticilerini konuştuk... Avrupa'da bizi temsil eden çok önemli bir spor adamı olarak söylediklerine kulak verilmesi gerektiğine inanıyorum...Erzik röportajını ilgiyle okuyacaksınız...


***

* Sıkı bir Fenerbahçelisiniz. Federasyon başkanlığı yaptınız. Hiç kulüp başkanı olmayı düşünmediniz mi? Ben ayrımcılığı sevmem. Herkese ayırım yapmadan hizmet etmeyi seviyorum. O yüzden FB'nin başkanlığını bir gün bile düşünmedim. Ülkeye hizmet etmeyi tercih ettim.

* Fenerbahçe- Galatasaray maçlarını izlerken nasıl hissediyorsunuz? Eskiden bugünkü gibi fanatiklik yoktu. Ben de öyle bir dönemden yetiştim. Benim amacım iyi futbol izlemek, bol gollü keyifli. Ama son zamanlarda da iki takımın maçlarında öyle bir keyif göremiyorum.

* Şöyle bir iddia var. Deniliyor ki Galatasaray UEFA'da oynadığı dönemde, hakemleri de iyi yönetiyordu ve iyi lobi yapıyordu. Bugün Fener bunu beceremiyor. Katılıyor musunuz? Kesinlikle katılmıyorum. UEFA'da hakemlere etki etmek mümkün değildir.

* Diyelim siz FIFA başkanı ile maç seyrediyorsunuz ve hakem inanılmaz bir hata yaptı. Müdahale etmiyor musunuz yani? Aramızda tabii konuşuruz. Tepkimizi gösteririz ama o kadar. Fenerbahçe sağ olsun, içeride de dışarıda da hemen en kolay yola başvuruyor ve hakemi suçluyor. Sonra kenara çekilip kendini kurtarıyor. Onun yerine iyi oyuna baksalar ya!

PLATINI TECRÜBESİZ

* UEFA Başkanı Platini ile iyi anlaşıyor musunuz? Biliyorsunuz ben bu seçimde biraz zorlandım. Çünkü öbür tarafta yıllardır çalıştığım başka bir isim vardı. Platini kendisine tecrübesiz diyenlere karşı "Ama benim as başkanım çok tecrübeli, deneyimli" diye beni örnek gösteriyordu. Bu durum beni zora soktu. Hatta kendisini uyardım böyle yapmaması için. Aramızda zaman zaman problemler yaşandı.

* Ya şimdi? Şimdi işim daha zor. Çünkü Platini ile haftasonları dahil her gün bir kaç kez yarım saat telefonda konuşmak zorunda kalıyorum. Bu durumun beni fazla mutlu ettiği söylenemez tabii. Başkan seçilirse bu durumun böyle olacağını biliyordum zaten.

* Niye okadar sık görüşüyorsunuz? Tecrübesiz olduğu, her şeyi danıştığı için mi? O zaman UEFA'nın gölge başkanı sizsiniz. Platini işi öğrenecek. Bir düzen oturtana kadar bu durum böyle gider. Sonra da bir bakacağız 4 yıl daha geçmiş. (Gülüyor)

FANATİKLER TAHRİK OLUYOR

* Federasyon Başkanı olduğunuz zaman en çok spor yazarlarından şikayetçiydiniz. Bugün sizce gelinen nokta nedir? Spor yazarları fazla mı müdahaleci? Ben yazarları ikiye ayırıyorum. Hakaret edenler ve etmeyenler. Bir gün beni methederlerdi ertesi gün "Erzik mi, ezik mi?" diye yazarlardı. Bugün bu durum maalesef daha da kötüye giderek devam ediyor. Özellikle televizyondaki spor programlarını gördükçe üzülüyorum.

* Nesine üzülüyorsunuz? Öncelikle yapıcı eleştiri diye bir şey yok. Programda sansasyon yaratmak için kavgaya körükle gidiliyor. O tartışmaların futbola hiç bir katkısı yok. Herkese hakaret, suçlama vs. Sonra bu insanlar köşelerinden taraftarı beğenmiyor. Efendim şiddet almış başını yürümüş, bıçaklar, kavgalar, dövüşler... İyi de bu insanlar böyle davranmayı nereden görüyor? Tabii ki yukardıdan. Sizden, televizyondan, tartışma programlarından. Ne görürse onu yapmaya çalışıyor. Kurtlar Vadisi dizisini kötü örnek diye yayından kaldırıyorlar. Peki ama spor tartışma programları adı altında yapılan kötü örnek değil mi? Hep kavga, hep bağrışma, hep suçlama. Fanatik bunlaır seyredince tahrik oluyor.

Dünyaya kendimizi güldürdük




* Dünyaca ünlü hakem Collina'nın rüşvet olarak deri ceket aldığı manşete çıktı. Yansıması nasıl oldu? Dünyaya kendimizi güldürdük. Collina Collina'dır. Deri cekete tamah eder mi, olur mu böyle bir şey? Kimse yapılan habere inanmadı. Hakemlere maçlardan sonra bazı hediyeler verilir, belki bu da öyle bir şeydi.

Maç benim işim olduğu için spor giyimle gidemem




* Kendinize zaman ayırabiliyor musunuz? Aslında haftasonları ayırırdım. Şimdi o da biraz zor. Üstelik ikiz torunlar geldi, onlara hiç dayanamıyorum, hemen soluğu yanlarında alıyorum.

* Hiç lüksünüz yok mu? Haftasonu evdeysem mutlaka masaj yaptırırım. Cumartesi Pazar dinlenmeye karar vermişsem asla dışarı çıkmıyorum evin tadını çıkarıyorum. Arada bir hanımla sinemaya gidiyoruz.

* Ya maçlar? Maçları seyretmeye gitmiyorum çünkü sizin için zevk olan benim için bir süre sonra işe dönüşüyor. Gittiğim takdirde uzun saatleri orada geçirmem gerekiyor. Ben dinlenmeye diye gidiyorum hakem bir şey yapıyor, kavga çıkıyor... Kendimi kötü hissediyorum. Üstelik haftasonu ceket giymeyi, kravat takmayı sevmiyorum.

* Biz maç seyretmeye spor kıyafetlerle gidiyoruz, siz takım elbise, kravat ile. Neden? Geçenlerde başımıza bir şey geldi. Hanımla Floransa'da dolaşıyoruz. Üzerimde kot, kısa kollu gömlek. Bir Türk ile karşılaştık. Yanıma gelip "Oh be!" dedi. "Hele şükür yani, bak ne kadar yakışmış, giyinsene böyle." Beni spor kıyafetlerle gören tekrar bakıyor acaba "Şenes Erzik mi?" diye. Bilmem ben böyle alışmışım. İşe giderken spor giyenemiyorum. Maçlar benim için iş.

* Hayatınızın çoğunluğu yurtdışında geçiyor. Kırmızı pasaportunuz var mı? Yok. Nereden geldi aklınıza bu soru?

* Yanlış bir şey mi sordum? Bence olmalı da... Tam tersine öyle bir yaraya parmak bastınız ki. "Bugün hayatınızda ne istersiniz" diye sorsanız size "Kırmızı pasaport" diye cevap verirdim. Çünkü her yurtdışına gittiğimde aşağılandığımı hissediyorum. UEFA ve FIFA'nın genel sekreterliklerinden her toplantı için "Vize almanız gerekir" diye bir not yolluyorlar. Sadece bana ve Rus meslektaşıma. Çok ağrıma gidiyor.

* Niye vermiyorlar? Bunu vermeyenlere soracaksınız. Üstelik verdikleri kişileri düşündükçe daha da ağrıma gidiyor. Benim yaptığım tanıtımı Türkiye'de kaç kişi yapıyordur söyler misiniz? Herkes ayrı yerden geçiyor ben ayrı yerden. Bir tek benim üzerim karış karış aranıyor. Giriş kapısında öylece beklemek ağrıma gidiyor, beni üzüyor. Allahtan çoğu yerde VIP karşılama oluyor da UEFA ya da FIFA torpiliyle yandan geçiyoruz.

* Türkiye'de sizce siyaset-futbol fazla mı iç içe? Spordan sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, bugüne kadar bütün tahriklere, yazılar çizilenlere rağmen eğer federasyon genel kurulunu toplantıya çağırmadıysa bu iyi bir gelişme. Yani siyaset futbola karışmıyor demektir.

* Çağırsa yasal olmayan bir şey yapacak değil ki... Doğru ama aslında FIFA kurallarında siyasi otoritenin genel kurula direkt müdahalesi diye bir şey yok. Kurulu toplantıya çağırmadığı sürece kimsenin "Tükiye'de siyasi otorite futbola müdahale ediyor" deme hakkı yok. Etmiyor çünkü.


Sabah/Balçiçek Pamir
Yayın Tarihi : 25 Şubat 2007 Pazar 09:58:08
Güncelleme :25 Şubat 2007 Pazar 10:11:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?