Taa 25 yıl önceydi. Real Madrid, Batı Almanya'da UEFA Kupası maçında Mönchengladbach'a 5-1 yenilmişti. TRT'den zevkle izlemiştik maçı.
Ama Santiago Bernabeu Stadı'ndaki rövanşı TRT yayınlamadı. Hele de rövanşı Real 90 artı bilmem kaçta Santillana'nın attığı golle, ki kendisi bizzat Bernabeu'nun keşfidir, 4-0 kazanınca kızmıştık.
Bu maç da yayınlanmaz mı diye! Yıllar sonra gerçeği öğrendik. Meğerse İspanyollar, yabancılara yayın hakkı vermemiş. Santiago Bernabeu Stadı'nı Almanlar'a nasıl zehir ettiklerinin izlenmesini istememişler.
Tabii artık futbolda işler böyle yürümüyor. Ama bizim maç, Bernabeu'na alındığında kıllanmadım değil doğrusu. Ya bir hinlik dönerse? Neyse Fatih Terim'in açıkladığı kadroyla içimi bir heyecan sardı da Türk usulü komplo teorilerinin derin paranoyasından kurtardım kendimi. Çift forvet değil aslında 4 forvet vardı kadroda. Tuncay ve Arda, akıllarında hücumdan başka şey olmayan iki adamdı.
Olaya kötümser bakanlar da vardı doğal olarak. Eee rakip İspanya'ydı.
Yenilmiyordu, herkesi yeniyordu ve Avrupa şampiyonuydu. Ne var ki o kötümser düşünenler bile maç başlayınca heyecanlandılar.
5. dakikada agresif hücum denemelerimizin verimli olacağı sinyalini aldık. Tuncay söke söke topu alıp götürdü. Pasında Nihat sağ çaprazdan vurdu. Hakeme göre doğrudan, bize göre Casillas'ın dokunuşuyla top dışarı gitti. 7'de Tuncay, bu kez Semih'e uzattı. Onun şık vuruşunda dünyanın büyük kalecilerinden Casillas başarılıydı.
Presimizi devam ettirirken rakibin doğal olarak kalemize akışının en az hasarlı olmasını sağladık. İstediğimiz şey oluyor ve İspanyollar'ın ayağa pasları hep etkisiz noktalarda sıkışıyordu.
Öyle ilk yarının sonlarına doğru İspanyol taraftarlar, paslaşmalarını zoraki bir oleyle kutlamaya çalıştı. Gayrete getirmeye çalışıyorlardı takımlarını. Ama 42'de az kalsın biz atıyorduk golü. Yine Tuncay harika bir ara pasıyla Arda'yı kaçırdı. Arda ile kale arasında bir Casillas vardı. Ama topu kontrol edemedi. Karşılığında Torres'in şutunu Volkan çıkarıyordu.
İkinci yarıda her şey tıkır tıkır giderken fuzuli bir ölü top golünü kalede gördük. 60'ta Xavi'nin sağdan kullandığı serbest atışta uzak direkte Ramos dokundu. Pique önüne düşen topa sadece dokundu. Volkan'ın gayreti boşaydı: 1-0.
Sonrasında işler onların istediği hale geldi. O durumda bile rakibe pozisyon vermedik. Ama biz de etkili olamadık. Tuncay ve Arda çok yoruldu. Ramos ise tam tersi her bindirmede sanki enerji kazandı. Ve Almanya maçından sonra bir kez daha rakipten daha kötü oynamadığımız bir büyük maçı kaybettik. Ali Sami Yen'de aynı etkinlikte olursak belki bu yenilgiyi telafi edebiliriz. En azından rakibin dokunulmaz olduğunun farkına vardık.
İSPANYA-TÜRKİYE: 1-0
Hakemler: Massimo Busacca, Matthias Arnet, Francesco Buragina
İSPANYA: Casillas, Ramos, Albiol, Pique, Capdevila, Senna, Xavi, Xabi Alonso, Cazorla (77 Silva), Torres (88 Llorente), Villa (64 Mata)
TÜRKİYE: Volkan, Gökhan Gönül, Hakan, Emre Aşık, İbrahim, Tuncay, Aurelio, Emre Belözoğlu (84 Sabri), Arda (77 Gökhan Ünal), Nihat, Semih (57 Ayhan)
GOL: Pique (60)
hakemin sayesinde golü yedik fati haca emreyle ardayi oyundan cikarmali arda cikti ama gec kalinmis bir deisiklik , o kadar gol pozisyonlaini degerlen,diremedik hak etmedigimiz bir malubiyet almak uzereyiz yazik
evet üzücü bir yenilgi türk ulusu için ama ben samimi olarak pek üzülmedim beni derinden üzen federasyon başkanı idari ekip teknik ekip özellıklede fatih hoca ve tabiki futbolcular ya bu kadar insanın hiçmi hiç aklına gelmedi ?bugün Türkıye cumhiriyeti çok degerli bır siyaset adamı degerli bir şahsiyet adam gibi adam türk siyasetıne damgasını vurmuş vatanı milleti için hakka yürümüş bır insanı kaybediyoruz ne bır saygı duruşu ne bır ufak bır siyah bır pazumandı takılmıyor bu vatan için çalışıp çırpınan rahmetliye böylemi teşekkür edip vefa borcumuz böylemi ödeyecegiz yazıklar olsun inanın bu satırları yazarken gözlerim doluyor sen bizim için her zaman degerlisin ve hep öyle kalacaksın sayın başkan büyük reis ALLAH mekanını cennet eylesin geride bıraktıgın tüm sevenlerıne ALLAH peygamber sabrı versin dualarımız senınle