Spor basınının naklen acizliği!

Tüm futbolseverlerin heyecanla beklediği maç özetlerini ilk elden veren TRT'nin Stadyum programı izleyicileri şaşkına çevirmeye devam ediyor.

Futbolseverlerin pazar akşamlarını meşgul eden ve 3 saat boyunca TRT gibi bir kanalda naklen yayına çıkan 3  futbol adamının tartışmaları kıraathane köşelerinde yapılan futbol sohbetlerini aratmıyor. Sürekli Türk futbolunun gelişememesinden yakınan, futbol idarecilerini yerden yere vuran, herşeye bir kulp takan, yapıcı eleştirilerden yoksun davranan, skora göre yergi ve övgü donatan spor medyamızın içler acısı haline bu akşam yine TRT ekrenlarından canlı şahit olduk.

Spor yazarı denince sayılabilecek isimler arasında en önde gelen Ömer Üründül ve Mehmet Demirkol'un yaklaşık 15 dakika boyunca yaptıkları Fenerbahçe forveti 'Kezman mı Semih mi olmalı' tartışmasında Kezman'ı öldürücü oklarıyla futbol izleyicisinin önünde bitiren, Semih'i kendilerine göre klas futbolcu gibi gösteren yorumcularımız sohbetlerine, Fenerbahçe'nin hafta içi oynayacağı Şampiyonlar Ligi maçında Kezman'ın oynayacağı yargısıyla devam ettiler.

Semih'in bu akşamki performansıyla formayı hak ettiğinden bahseden spor yorumcuları, medyumculuk oynayarak bir dahaki maçta Semih'in yedek kalacağı, Sırp futbolcu Kezman'ın ise ilk 11 oynayacağı kehanetinde bulunarak, bu durumun adeletsizliğinden yakındılar.

Oysa ki günün ilerleyen saatlerinde geçen haberlerde Kezman'ın hafta içi oynanacak Hollanda Ligi takımlarından PSV ile yapacağı karşılaşmada  kadroda yer almayacağı bildiriliyordu.

Yönlendirilmeye meyilli , algıları tamamen açık televizyon izleyicilerimizin karşısına çıkarılan medya mesuplarının dikkat etmesi gereken en önemli konulardan birinin hatalı bilgi vermemesi ve sonucunda oluşabilecek yanlış yargılara sebep olmaması gerekirken, yanlış bilgiyle hatta bilgisizce yanlış yorumarda bulunan basın mensuplarımız bi anlamda Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun en açık göstergesi ve özeti durumuna düşmektedir.

Hele ki ellerinde satırlarla futbol maçlarına giden bir kısım holigan-taraftara sahipken ve çok çabuk yönlendirilebilen genç nüfusumuz varken televizyon ekranlarından eleştiri yapabilmek bu kadar kolay olmamalı.

Bir futbolcu yada teknik adamı bir kalemde bitiren, her sporcu ve spor adamını bilgisizlik ve cahillik ve 'futboldan anlamazlık'la suçlayan spor medyamız bu huyundan vazgeçmesi gerekiyor. 'Kimseyi beğenmez-kimseyi desteklemez'-'gelen de gelecek olan da bir an önce gitsin' mantalitesine sahip spor basınımızın tutumu Türkiye'nin uluslararası arenadaki spor karşılaşmalarındaki başarızlığını körüklüyor, istikrarın önüne, Türk sporunun önüne duvar örüyor.

Bilgiden yoksun programlara çıkan, gazetelerde köşeler dolduran futbol yorumcularımızın havadan sohbetlerine maruz kalmak yerine onları biraz daha işlerine saygı duyarak en azından olup biten spor haberlerini takip etmeye davet ediyoruz...