22
Mayıs
2024
Çarşamba
SPOR

Spor yazarları maçı yorumladı

Tek beyinden düşündüler/HÜRRİYET

Erman TOROĞLU


DÜN gece Galatasaray başlama vuruşu yaparken, sahanın içinde geçen seneden 4 oyuncu vardı. Arda çıktı, Hasan Şaş girdi. Sonra Lincoln çıktı Nonda girdi. Yani adet değişmedi.

Bu şu demektir; Yedi tane yeni oyuncuyla oynuyorsun sahan kapalı, ligde lidersin, özellikle de iyi futbol oynuyorsun. Eğer yanılmıyorsam Galatasaray, önemli bir başlangıcın eşiğinde. Eğer ahenkleri bozulmaz, ağızlarının tadı kaçmazsa.

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Dün gece Galatasaray takımındaki bütün futbolcular tek bir beyinden düşündüler ve tek bir vücutla mücadele ettiler. Nereye kadar? Kalli’nin ısrarla oyuncu değiştirmeme kompleksine kadar. Ümit Karan, Hakan, Lincoln çok yoruldular. Nitekim, Lincoln’de sigorta attı. Oyun 4-0 olmuş Nonda hala ısınıyor. Ya Kalli’nin kafasında bir şeytanlık var, ya da oyuna daldı.

Dün gece Galatasaray’da kötü oynayan oyuncu yoktu özellikle mücadele etmeyen. Ama Uğur’u Song’u Linderoth’u ve Arda’yı ayırmak lazım. Lincoln, mükemmel kumaş. Arda ile ikisi oyun içinde birbirlerini çok kurtarıyorlar. Çünkü rakip Lincoln’e gidiyor, Arda boş kalıyor. Arda’ya gidiyor, Lincoln boş kalıyor. Orta alanda yüzde yüz markajla oynayamayacaklarına göre, o zaman Galatasaray bu ikiliden müthiş faydalanacak.

Kulübeye kaçtı

Yalnız özellikle birkaç cümle Orkun için yazmak istiyorum. Dün inanılmaz büyük hatalar yaptı. Belki bunlar gol olmadı ama Avrupa’da ve ligde şampiyonluğa oynayan bir takımın kalecisinin bunları yapmaya hakkı yok. Özellikle kendi arkadaşları rakibiyle mücadele ederken, yani düello ederken pozisyona giremezsin. Kaza kurşunu yersin, ölürsün. Bir de takımını öldürürsün.

Bir çift cümle de Galatasaray ilk golü attıktan sonra tribünde meşale yakan ve bunlardan bazılarını sahaya atan geri zekalılar için. Eğer bu geri zekalıları tribünlerden temizlemezsek, başımız çok büyük bir cezaya girecek.

İsviçre takımının teknik direktörü 3-0 olana kadar hakemle, rakiplerle, seyirciyle oynamaya kalktı. Dördü yiyince yedek kulübesine kaçtı, kafasını çıkaramadı. Ağzından gaz lafını düşürmeyen Sion Başkanı tahmin ediyorum o teknik direktörün ve futbolcuların gazlarını almıştır.



Yolu açık/Hürriyet

İlhan SÖYLER


GAZETEDEN top patladıktan yarım saat sonra Ali Sami Yen’e gitmek için yola çıktım. Çağlayan’a kadar yol "Akıcı", Çağlayan’dan sonra "Yoğun." Saat 21.00’de tribündeki yerimi aldım. 21.30’da perde açıldı ve oyun başladı.

Son zamanlarda böylesine bir futbol tiyatrosunu izlemedim. İsviçre takımı oyunun ilk başlarında adeta bir dağ kurmuşlardı kalelerinin önüne. Ama bu dağ yollarını bilen kurnazlar vardı G.Saray’da? Lincoln ve Arda sahanın bir sağ kanadında bir sol kanadında birbirlerine, "Öyle güzel eskortluk" yapıyorlardı ki, dağı yarıyorlardı adeta.

Lincoln ve Arda’nın dışında bir ikili daha vardı. Hakan Şükür ve Ümit Karan. Hakan, "Sen bu tünelden geç" diye yolu açıyor, Ümit, "Peki kaptan" deyip hedefe gidiyordu. Sion, kendine geçit bulamıyordu Sami Yen’de, bulamazdı da?

Şapka çıkartın

Sahanın en kritik bölgesi olan ikinci bölgede bir Barış bir de Linderoth vardı. İkisi de İsviçre ekibinin gaza basmalarını önlüyordu. Hem de ne önlemek. Hareket bile ettirmiyorlardı. Barış ve Linderoth bitmez tükenmez top çalmaları ve oyun kurmaları ile Sion’u pes ettiriyordu. Ara sıra Sion da fırsat buluyor ancak savunmanın bekçisi Song, rüzgar bile esse hemen seziyordu.

Feldkamp, futbolcularını öyle güzel hazırlamış, hiç hata yapmadan ders vermiş, hırs vermiş, inanç vermiş, kazanma duygusunu aşılamış ki, Alman hocaya da şapka çıkarmak lazım.

Lincoln tek başına bir paragrafı hakediyor. Atığı bir gol var ki.. Herkes topu kasaba atacağını zannederken, bakkalın kapısını açık gördü ve teslimatı oraya yaptı.

Dün, özellikle ilk yarıda G.Saray’ı izlerken futbolun güzelliklerini gördüm.. Oyunun ikinci perdesinde ise maçı rölantiye alan bir takım vardı sahada. Ama buna rağmen yüzde yüzlük gol pozisyonlarını da yakalamasını bildiler.

Şimdi artık G.Saray’ı, UEFA’da grup maçları bekliyor. Hedeflerini büyük koyan ve bir kez daha Kupa 2 peşinde koşan bu yeni G.Saray, Avrupa’da harikalar kumpanyasını yaşatacağı sinyallerini verdi.

Haydi bakalım. Yolun açık olsun G.Saray?.


30 dakikada bitti/HÜRRİYET

İlker YASİN


DÜN akşamki galibiyeti kimse bir zafer olarak nitelemesin. Çok sıradan bir takım olan Sion önünde 3-2 biten ilk maçın efekti ile gerilen futbol camiası, dün akşam 30. dakikada gelen 2 gol sonrasında rahatladı.

Galatasaray, ligde oynadığı futbolun aynısını oynadı. Beşiktaş maçında kadro dışı bırakılan ama oynayanlardan ve kazananlardan çok konuşulan iki isim Lincoln ve Hakan Şükür’ün durarak oynadıkları maçta bile Cimbom kolayca farka gitti.

Mükemmel gol

İkinci yarı bir antrenman maçına dönen karşılaşma Galatasaray’ın gözüne perde çekmemeli. Bigon boş bir teknik adam değil. Bir kere önce İtalyan. Savunmayı hücumdan daha iyi bildiği söylenir. Evinde kazandığı maçın avantajıyla ortada Hakan ve Ümit Karan’a adam markajı verip, Lincoln’ü de bire bir kilitleyerek, Galatasaray’ı durduracağının ve bir beraberlikle tur atlayacağını sandı. Peki Sion hiç mi atak yapmayacak, rakip sahaya ayak basmayacaktı? İşte ne olduysa, o zaman oldu. Sion, Galatasaray sahasına geçtiğinde büyük açıklar vermeye başladı. Savunmadan ve orta sahadan rakip kaleye giden her Galatasaraylı bir gol habercisi oldu. Uğur, Barış, Arda gibi. Lincoln sola açılıp markajcısını kenara taşırken, Ümit ve Hakan da aynı şeyi yapsalar açılan göbekte G.Saray ilk yarı tarihi bir farkı yakalayabilirdi.

Sion bizim 1. Lig seviyesindeki bir takım. İlk maçın 3 yıldızı Dominguez, Obradoviç ve Saidu dün akşam yarım saat sonunda dağıldılar. Zaten maç da aslında 30. dakikada bitti. Her zaman söylerim, Ümit Karan iyi golcü diye. 22. dakikada Lincoln’ün ve 29’da Hakan’ın asistleriyle maça imzasını koydu. İlk yarım saatte gelen 2 golle psikolojik olarak kupaya veda eden Sion yanında tur atladığına inanan Galatasaraylı futbolcuların da oyuna konsantrasyonları azaldı. Ve risklerin alındığı, kademelerin azaldığı, yardımlaşmanın kaybolduğu, laubali hareketlerin ön plana çıktığı bir 2. yarı yaşandı. İkinci yarının en güzel anı Arda’nın attığı mükemmel goldü.

Uğur Uçar ve Barış Özbek’teki büyük gelişmeyi Hakan Şükür’de artık normal kabul edilmesi gereken dinginliği ve ne kadar markajda olursa olsun Lincoln’deki pasifliği artık her hafta izliyoruz. İyiler için lafımız yok. Kaleci Orkun’daki olumsuz değişmeyi onun özgüvenine mi yoksa gayri ciddiliğine mi bağlayacağız, kestirmek zor. Grup maçlarının dün geceki maçla hiçbir ilgisi olmayacak. Feldkamp, uyku odasında göstermiş olduğu disiplini maçın gidişi ne olursa olsun her UEFA Kupası mücadelesinde göstermek zorunda.


ÖMER ÜRÜNDÜL/SABAH


8 yıl öncesine gittim

Cenevre'deki karşılaşmadan alınan dersle acı bir sürprize meydan bırakmamak için rövanşa çok iyi motive olan Galatasaray, öyle bir ilk 45 dakika oynadı ki, Sion yerle bir oldu.
İlk dakikadan itibaren Galatasaray yüksek tempo ve müthiş bir dar alan presiyle Sion'u sahasına hapsetti . Çok yönlü hücum girişimleri son derece etkiliydi. Her atak gol kokuyordu.
Yerde Hakan Şükür ve Ümit Karan'a ilaveten Lincoln'ün bile katıldığı karşı alandaki takım presi hem rakibin kontratak planlarını engelliyor hem de baskıda kazanılan toplar defansın yerleşme düzenini arızaya uğratıyordu. Bunun sonucu sergilenen ofansif zenginlik biraz gecikse de arka arkaya üç gol getirdi. Lincoln'ün 10 numara olarak yaptığı mükemmel icraatlar her türlü övgüye layıktı.

CİDDİYETLE OYNADILAR
İkinci yarıya Galatasaray doğal olarak taktik değiştirerek başladı. Rakip mecburen bütün riskleri alarak üstüne geliyor, geride kazanılan toplarla karşı alandaki genişlik çabuk çıkışlarla pozisyonlara dönüşüyordu. Skor rahatlığıyla etkili kontrataklar iki gol getirdi. Arda'nın attığı golde vuruşu mükemmeldi. Sonuçta Galatasaray baştan sona oynadığı çok başarılı futbolla farklı bir skorla turu geçti.
Bilhassa ilk yarıda sergilenen futbol bana 8 yıl evvel UEFA Şampiyonluğu'nun kazanıldığı sezonu anımsattı. Dün gece bütün futbolcular büyük ciddiyet içerisinde görevlerini yaptılar. Ayrıca bir önemli kazanç daha vardı: Genç Barış Özbek'in takıma sağladığı uyumla sergilediği başarılı performans...
FC Sion maça ümitli çıkmıştı. İlk karşılaşmada attıkları üç gol ve kontratakları değerlendirebilme becerilerini burada da belli bir alanda kullanabilecekleri düşüncesindeydiler. Ama karşılarında öyle bir Galatasaray vardı ki, yapacakları hiçbir şey yoktu. Teselliyi, son dakikadaki bir şeref sayısıyla buldular.



LEVENT TÜZEMEN/SABAH


Galatasaray resitali

Sion hızlı hücuma çok iyi çıkan bir takımdı. Galatasaray, Cenevre'de bu hızlı hücumları kontrol edemediği için ilk yarım saatte 3 gol yemişti. Alman hakemin düdüğüyle birlikte Galatasaray, Sion'un üzerine çullandı. Tüm futbolcular boğa gibi burnundan soluyordu. Uğur-Barış ikilisi sağdan müthiş bindiriyor, Volkan'ın desteğini arkalarına alan LincolnArda ikilisi solda dantel örer gibi paslaşıyordu. Göbekte Linderoth adeta ahtapot olmuştu ve sahanın her yerine basıyordu.
Seyircinin müthiş desteği pres yapan, Sion'a top göstermeyen Galatasaraylı oyuncuların savaşçı kimliğine kamçı oluyordu. Sion'un ilk 15 dakikada Galatasaray kalesinde ayak izi bile yoktu. Öyle ki; kaleci Orkun ilk kez topa değdiğinde maç dakikalarını gösteren elektronik saat 17.03'ü gösteriyordu. Cenevre'de yarım saatte 3 gol yiyen Galatasaray öfkesini 15 dakika içinde 7 dakika arayla 3 gol atarak çıkardı. Futbol resitalinin gol gösterisinde perdeyi Karan açtı. Linderoth'un çaldığı topu Arda, Lincoln'e çabuk oynadı. Brezilyalı vurur gibi kaleciyi yanılttı sonra da Karan'a "Golü sen at" dedi. Uğur Uçar'ın uzun oynadığı topu Hakan Şükür indirdi Ümit Karan gelişine vurdu: 2-0.

SANKİ ANTRENMAN MAÇI
Ağzımızda müthiş tat bırakan bir üçüncü gol izledik. İki top cambazı Lincoln ile Arda mekik dokur gibi paslaştı. Lincoln'ün mermiyi andıran şutunda top Sion savunmasından sekip ağlara gitti. İkinci yarı Sion savunma güvenliğini bırakıp kontrolsüzce Galatasaray'ın üzerine gidince oyun bir anda antrenman maçına döndü. Karan, Hakan, Lincoln, Arda, Barış; Sion savunmasının arkasında derin boşluklar bulmaya başladı. Galatasaray kedinin fareyle oynadığı gibi Sion'la oynuyordu. Her atak gol pozisyonu oluyordu. Hakan ve Barış'ın kaçırdığını Arda kaçırmadı. Lincolnlü Galatasaray'ın resital gecesi muhteşemdi.
Mozart'ın bir sözünü Kalli'ye aktarıyorum: "Ne yüksek derecede bir zeka ne de büyük bir hayal gücü. Her ikisi de beraber olsa insan dahi olamaz. Deha'nın ruhu sevgi, sevgi yine sevgidir."



AHMET ÇAKAR/SABAH

Sion kadro dışı

İlk maçta alınan şok sonuç belki de bu maç için hayırlı olmuş. İlk dakikadan son dakikaya kadar mükemmele yakın bir futbol oynayan Galatasaray, Sion'u sahadan siliverdi. Müthiş bir tempo, hemen hemen hiç yapılmayan defans hataları ve mükemmel golleriyle hatıralarda kalacak bir karşılaşmaydı. Herkes haftasonu anlamsız disiplin gösterisiyle kadro dışı kalmış Lincoln ve Hakan Şükür'ün performansını merak ediyordu. Baktık ki, onlarda da bir küskünlük yok. Tabii Hakan Şükür her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Daha da önemlisi yavaş yavaş kendine güvenini kaybediyor. Ama başta Arda, sonra Lincoln ve Linderoth müthiş işler yaptılar. Arda belki de en iyi maçlarından birini oynadı. Gelelim Ümit Karan'a... Sezon başı tutukluğu gitmiş, istekli, sanki Lucesculu günlerine dönmek ister gibiydi.

LİNCOLN BÜYÜK KAZANÇ
Lincoln, Galatasaray için her yönden müthiş bir kazanç. Tribünleri dolduran o. Taraftarı ateşleyen o. Asist yapan o. Gol atan o. Diğer arkadaşları da, ona ayak uydurduklarında Galatasaray ürkütücü bir takım oluyor. Herhalde Sionlu oyuncular dün gece maç sonunda "Biz bu takıma nasıl İsviçre'de üç gol atabildik?" diye düşünmüşlerdir. Takımda kim oynarsa oynasın fazla bir eksiklik hissedilmiyor. Mesela dün gece de, Barış için çok olumlu düşüncelerimiz gelişti. O da sanki 40 yıllık Galatasaraylı gibi. Kısacası Galatasaray, UEFA Kupası'nda gruplara kalırken üst turlar için ümit verdi. Şimdi herkes "Acaba mı?" diyor. Acaba 2000 ruhu geri mi dönüyor? Başarabilecek miyiz? Neden olmasın? Belki Galatasaray 2000'li yılların Galatasaray'ı gibi değil ama oyunun adı futbol. Biraz şans, dün geceki gibi performanslar ve tabii çekilecek kura... Bu Galatasaray için UEFA finali çok mu uzak? Hayır. Ama kolay da değil.



AZİZ ÜSTEL/FOTOMAÇ

Lincoln faktörü

Galatasaray tarihi bir fark bulabileceği, yani 7-8 gol atabileceği bir maçtan 5-1'lik skorla ayrıldı. Kalli belli ki Beşiktaş derbisinde kadro dışı bıraktığı Hakan'dan özür diliyordu. İkinci yarının ortalarından sonra Galatasaray, 3'e 4'e 1 yakaladı Sion'u ama her seferinde top Hakan'ın ayağına gittiği için gol olmadı. Lincoln, oynadığı zaman bir futbol resitali sunuyor seyirciye. Bir orkestra şefi gibi takımı çok güzel yönetiyor. Galatasaray, Lincoln ile birlikte gerektiğinde yavaşlıyor, gerektiğinde süratleniyor. Galatasaray'ın bulduğu 14 gol pozisyonunun 9 tanesi Lincoln'den geldi. Bu arada Arda'yı da unutmamak gerek. Attığı 4. gol görülmeye değerdi. Ayrıca Licoln ile iyi bir ikili oluşturuyorlar. İkisinin de top tekniği üst düzeyde. Maçın en yararlı futbolcuları başta Linderoth olmak üzere Uğur ve Barış'tı.

Orkun, telaşe müdürü
Ümit Karan iki gol attı ama işte Ümit bildiğimiz Ümit. Attığının fazlasını kaçırıyor her maçta. Servet ile Song kusursuza yakın oynadılar. Orkun ise bir alem. Tam eskilerin deyimiyle "telaşe müdürü.' 18'in dışına atıyor kendini, kafa ile top kesiyor, zıplıyor, sıçrıyor, elini kolunu sallıyor. Herhalde uzun süre top gelmedi diye sıkıldı. Sion sıradan bir takım. Galatasaray'ı İsviçre'de yenmeleri zaten başlı başına bir mucizeydi. Kalli'nin olağanüstü hataları sonucu ilk 30 dakikada sarı-kırmızılılar kalelerinde 3 gol görmüştü. Kalli'nin Gerets'e benzeyen yanları yok değil. Oyuncu değişimlerinde çok geç kalıyor. Lincoln'ü çıkardıktan sonra Nonda'yı orta alana aldı ki bu akıllara ziyan. Orta sahaya birini alacaksan, Mehmet Topal'ı al. Aslında maça Nonda ile başlamalıydı. Galatasaray, UEFA'da gruplara kaldı. Bundan sonrasını birlikte göreceğiz. Unutmadan Galatasaray yönetimine bir iki lafım var. Beyler, biriniz poponuzu kaldırsın da turnikelerde yaşanan rezaletleri görsün. Elinde kombine kartı olanlar en az 45 dakika kapıda bekliyor.

Yayın Tarihi : 5 Ekim 2007 Cuma 09:31:53
Güncelleme :5 Ekim 2007 Cuma 12:44:03


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ahmet yüksekol IP: 88.250.236.xxx Tarih : 5.10.2007 09:48:11

lincoln iyi kumaşmış, lincoln faktörü varmış ya kime karşı oynadığını görmüyorlar alt tarafı isviçre liginin orta sıra bir takımına 5 gol atılıyor. muhteşem,süper.çok iyi oynadı vs. bu takım ne italya şampiyonu inter nede ingiltere şampiyonu manutd. kazanması gruplara kalaması ülke puanı için güzel bişey ama gruptan çıkınca BAYERN MÜNCHEN ile karşılaşılınca görücez lincoln'ü bakalım... işte o zaman aynı sözler edilirse bende ayakta alkışlarım...