19
Mayıs
2024
Pazar
YAŞAM

ÇILDIR GÖLÜ'NÜN, GEMİSİZ REİSLERİ...

Gün doğmadan, Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola. Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında. İçinde bir iş görmenin saadeti." Çıldır Gölü'ndeki balıkçılar Orhan Veli'nin bu dizilerindeki gibi gün doğmadan umutla çıkıyor yola.


Soğuk, buz, fırtına yoldaşları... Yılın bu zamanlarında 50 cm kalınlığında buz tutan gölün turuncu renkli, parıl parıl parıldayan sazanlarından nasiplenmeye niyetliler. Bir ay sonra buz kalınlığı bir metreye ulaşıyor. İşleri daha da zor. Sabahın yedisinde başlayan bu serüven güneş ikindiye döndüğünde sona eriyor. Gölün buzları azimle kırılıyor, ağlar umutla çekiliyor. İçlerinde bir iş yapmanın ve evlerine ekmek götürmenin saadeti var yalnızca.

Reis Topkaya'yı, Çıldır Gölü'nde tayfasının başında buluyoruz. Lakin bu 'Reis'in ne bir gemisi var, ne de teknesi. Yılın yedi ayında buz tutan Çıldır Gölü'nde buna gerek de yok. Ellerinde bir kazma, bir de kürek. Bundan iyisi can sağlığı. Adı gibi 'reis'i olmuş 35 yıldır buranın. Kendi deyimiyle 'bunca zamandır göl onun, o da gölün kahrını çekiyor'. Askerden sonra başlamış balıkçılığa. "O gün bugündür kopamadım gölden. Gelmesem hasta olur, yatağa düşerim." diyor. Haftanın üç gününü burada geçiriyor. Ortalama sefer başı 40 kilo balık tutuyor. Bu işi tek başına yapmak mümkün değil tabii ki. Reis olur da tayfası olmaz mı? Kardeşi Serkan ve arkadaşı Günay Kobuk'la çıkıyor balığa. Serkan'ın iki küçük oğlu Ahmet ve tekin de geminin miçoları. Yaşı büyük olduğu için işin komutası Reis'te. Serkan ve Günay kazmaya başlıyor. Daha önce buraya ağ atıp işaretlemişler. Şimdi o ağ bulunacak ve nasipse balıklarla birlikte çekilecek.

50 kilo balık, 300 TL'ye satılıyor 

Havada sert rüzgâr ve keskin bir soğuk var. Bizden başka kimse yok gölün üstünde. Normalde fırtına olunca balıkçılar göle çıkmıyor. Ama emir Reis'ten gelmiş. Dediğine göre, bugün çıkılmazsa ağ attıkları yeri kar ve buz kaplar, bulmak imkânsız olur. Herkes işi bir an önce bitirmenin derdinde. Reis'le Günay ağın başında. İşin en zevkli yanı işte burası. Bu anı görüntülemek için kilometrelerce yol geldik. Çekilen ağın önünde balıkçılarla beraber pusuya yatıyoruz. Neyse ki şanslıyız, ağlar bereketli çıkıyor. Balık çıktıkça tayfanın yüzü gülüyor, içleri ısınıyor. Ağlardan sökülen balıklar, can havliyle ellerinden uçuşarak yere düşüyor. Hesabı Serkan'ın oğlu Tekin yapıyor. '50 kilo olsa altı liradan üç yüz eder.' Gülüyor yüzü... Biz de objektifimize düşen karelerden nasiplenmenin keyfini yaşıyoruz. Reis tayfasını topluyor. Bugünlük bu kadar yeter, üç yere daha ağ atıp ayrılıyorlar gölden.

M. Ali Poyraz - Zaman
Yayın Tarihi : 31 Ocak 2009 Cumartesi 16:24:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?