30
Mayıs
2024
Perşembe
YAŞAM

EYVAH! KEL KALIYORUM!

Her zaman kadınların estetik kaygıları gündeme gelir. Kimi selülitlerinden, kimi fazla kilolarından şikayet eder. Erkekler hiçbir şeyi takmaz sanılır. Ama aslında öyle değil. Erkeklerin en büyük sorunu kellik ve saç dökülmesi, benim de öyle... Tam 7 yıldır kellikle mücadele ediyorum. Bu uğurda harcadığım paranın haddi hesabı yok, kullandığım ürünlerin sayısını ben bile hatırlamıyorum. İşte kel kalma korkusuyla geçen yıllarımın hikayesi.

Saç dökülmesi kabusum yedi yıl önce başladı. Üniversite sınavına hazırlanırken yaşadığım stresin hediyesiydi bu. Sonradan öğrendim ki, yorgunluk, stres ve hormonal dengesizlikler önemli rol oynuyor saç dökülmesinde.

Çalışma masama düşen ilk saç tellerini fark ettiğimde, "Aman ne olacak, gür saçlarımdan bir iki tel dökülmüş, beni bozar mı?" diye düşündüm. Bir sabah yastığımdaki saç telleri dikkatimi çekti ama kelliği kendime yakıştıramadım. Gür saçlarıma jöle sürüp şekil vermeye devam ettim.

Bir iki ay sonra gerçek, yüzümde tokat gibi patladı. Dershanede arka sırada oturan arkadaşım "Senin saçlar da gitmeye başladı. Kel kalıyorsun oğlum!" dedi. Nasıl yani? Ben mi? Kel kalabilir miyim? Eve döner dönmez aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı ortadan ayırdım, yana taradım, tepeye diktim. Bana bir fark yokmuş gibi görünüyordu. Bir hafta sonra uzun süredir görmediğim arkadaşlarımla karşılaştığımda yine aynı cümleyi duydum: "Saçların dökülüyor!" Yok canım, fazla jöle sürmüş olmalıydım. Ama eve gider gitmez aynanın karşısına geçtim. Evet, ben gerçekten kel kalıyordum. Hem de 20 yaşımda!

HOLLYWOOD STARLARININ JÖLESİNDEN KULLANDIM

İlk iş kozmetik marketin yolunu tuttum. Karşımdaki rafta onlarca ürün duruyordu. Şampuandan seruma, kremden spreye kadar. İlk evrede şampuanın işimi göreceğini düşündüm. Sürekli reklamlarını gördüğüm markaların en pahalısını seçtim. Fakat sonuç çok iç açıcı olmadı.

Bir arkadaşım "Sadece şampuanla olmaz, onların bir de serumları var onları denemelisin" dedi. Hemen o serum içeren ampüllerden bir set edindim. Özenle haftanın üç günü ampülleri kırıyor, saçıma masajla yediriyor, ardından şampuanıyla saçımı yıkıyordum. Bu işlemi her yaptığımda, hemen evdekilerin karşısına geçiyor ve bir fark olup olmadığını soruyordum.

Çevremde bu ürünlerden çok memnun olanlar, saç dökülmesinin durduğunu söyleyenler olsa da, benim saç tellerim daha dolgunlaştı, parladı ama dökülme tam anlamıyla durmadı.

Sonra jöleden vazgeçmemi, eğer beceremiyorsam büyük kozmetik dükkanlarında satılan pahalı ürünlerden almamı söylediler. Gerçekten her gün jöle sürmek saçlarımı yıpratıyordu. Hemen paraya kıyıp Hollywood starlarının kullandıklarından likit bir jöle aldım. Saça hacim veren ürün, saçlarıma yapışmıyor, duruladığımda daha az saçın dökülmesini sağlıyordu. Ama bu jöle de benim kesin kurtuluşum olmadı. Bu süre içinde alnım yanlardan açıldı, saçlarımın ön bölümü iyice azaldı.

Sırada son umut vardı: Bitkisel haplar. İçlerindeki vitamin ve bitkisel ürünlerle dökülmeyi durduracaklarını vaat ediyorlardı. Yan etkisi olmadığı söylenen haplardan hemen aldım. Gerçekten saç tellerim kalınlaştı. Artık daha sağlıklı gözüküyorlardı. Fakat diğer tüm ürünler gibi bunların da fiyatı çok yüksekti. Hem sonuç da umduğum kadar parlak değildi. Artık saçlarımı iyice kaybediyordum.

SAÇ EKTİRECEKTİM ASKERDEN SONRA DEDİLER

Saç ektirme fikri bu sırada iyice aklıma yatmaya başladı. Hem çözüm kesindi. Bir kere para ödeyecek ve kurtulacaktım. Bir doktorun kapısını çaldım. Ama saç ektirmek için 30 yaşı beklememin daha sağlıklı olacağını, üstelik dökülmenin askerde artacağını söyledi. Operasyon için askerlik sonrasını seçmem daha doğru olacaktı. Peki 30’a kadar ne yapacaktım?

Son üç yıldır bir ilaç kullanıyorum. Her zamanki gibi ayda bir kez sıkı bir ücret ödemem gerekiyor. Ama artık en azından kalan saçlarımı kafamda tutabiliyorum.

Hakan Gence - Hürriyet
Yayın Tarihi : 22 Kasım 2008 Cumartesi 18:35:14
Güncelleme :22 Kasım 2008 Cumartesi 18:39:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?