Başlığa bakıp da kafanız karışmasın. Yazılanların hepsi gerçek. ABD Başkanı Barack Obama'nın, Türkiye gezisinde, konuşmasında Washington anıtında kullanılan bir mermer levhayı hatırlatması şaşırtıcıydı.
Fakat daha şaşırtıcı olan aynı yıllarda bir Osmanlı cengaverinin Arizona civarında ABD ordusunda hizmet etmesiydi ki muhtemelen Başkan Obama'nın bu bilgiden de haberi yoktu.
Deveci Hacı Ali, gerçek adıyla Philip Tedro, annesi Rum, babası Suriyeli bir Osmanlı vatandaşı. Genç yaşta İslam'ı seçtiği ve hacca gittiği için ismi Hacı Ali. Hacı Ali'nin ABD'deki ismi ise Hi Jolly. 1902 yılında Arizona Quartzsite'de vefat eden maceraperest Hacı Ali'nin filmlere konu olacak, sıra dışı bir hayat hikâyesi var. Bugün Quartzsite mezarlığına adını veren ve her yıl onuruna deve festivali düzenlenen Hacı Ali, ABD ordusunun ilk ve tek profesyonel devecisi olarak 30 yıl hizmet etmiş.
Adına dikilmiş bir anıtla hâlâ unutulmayan Osmanlı gencinin hikâyesi Amerikan ordusunun develere olan ihtiyacı ile ortaya çıkmış. Amerikan ordusundaki ilk devecisi olan Hacı Ali, 1856 yılında 22 yaşında ABD'ye gelerek hayatına farklı bir yön vermiş. Meksika ile 2 yıllık savaşın ardından bölgede düzeni sağlamak, askerî malzemeleri rahatça taşımak için at ve katırların yetersiz kalması, ABD ordusunu yeni arayışlara itiyor. Dönemin savaş bakanı Jefferson Davis, develerin bu iş için en ideal hayvan olduğunu belirterek bir ödenek çıkartılmasını sağlıyor. ABD'de bulunmayan develer için yola çıkan gemi, önce Ortadoğu'da develer hakkında bilgi topluyor ardından da ABD'nin Osmanlı büyükelçisi aracılığıyla dönemin padişahı Abdülmecid'e başvuruyor.
Padişahın oluru ve 2 hediye devesiyle ABD'ye dönmeye karar veren Amerikalılar için asıl zorluk işte bu noktadan sonra başlıyor. Develerin huyundan suyundan anlamayan Amerikalılar; bu iş için uzman yardımına ihtiyaç duyuyor. İstanbul'un ardından İzmir'e uğrayan gemi aralarında Hacı Ali'nin de olduğu 4 deveciyi de yanlarına alarak ABD'ye dönüyor. Kimi rivayetlere göre 34, kimilerine göre ise 60 deveyle Teksas'ın Indianola limanına gelen bu ilk kafile, ABD'deki ilk deve birliğinin de temelini oluşturuyor.
22 yaşında ABD'ye gelen ve bir daha asla ülkesine dönemeyen Hacı Ali'nin, çalışkanlığı sayesinde kısa sürede herkesin gözüne girdiği de rivayet ediliyor. Amerikalılar telaffuz etmekte zorlandığı için adı Hi Jolly'ye dönüşen bizim maceraperest Hacı Ali, ömrünü Arizona çöllerinde geçiriyor. 30 yıl Amerikan ordusuna hizmet eden Hacı Ali, ortama uyum sağlayarak Meksikalı bir kızla evlenir ve iki de çocuğu olur. 1880 yılında ABD vatandaşı olan Hacı Ali'nin resmî kayıtlardaki ismi Tedro. Bugün Türkler ne kadar Hacı Ali diyerek sahip çıksa da birçok Yunan kaynağında bir Yunan efsanesi olarak tanınan Hacı Ali'nin yaptıkları Yunan diasporasının efsanesi olarak tanıtılıyor.
O dönemde vahşi Batı'da 'altın'a yapılan hücum Hacı Ali'yi de etkiler. Zengin olma umuduyla Yuma ve Tuscan şehirleri arasında sayısız girişimine rağmen istediği madeni bulamayan Deveci Hacı Ali, altın aramaktan vazgeçerek kısa bir süre sonra ordudaki işine geri döner.
Arizona'da anlatılan efsane ve The Arizona Capitol Times gazetesinin haberine göre, vahşi bir devenin peşinden çöle giden Hacı Ali, aradan birkaç gün geçtikten sonra deveye sarılı ve ölü halde bulunur. 67 yaşındaki maceraperestin cebinde sadece 60 cent vardır. Bugün anıt mezarının da bulunduğu Quartzsite şehrine gömülür. Dilden dile dolaşan efsanesi, bulunduğu mezarlığa adının verilmesiyle de sınırlı kalmaz. 1935 yılında Arizona Ulaşım Birimi, Hacı Ali'nin mezarını piramit şeklinde dizayn ederek mezarın üstüne bakırdan bir deve figürü yaptırır. Devlete ait son devenin külleri de Hacı Ali'nin mezarının yakınına gömülür. Mezar plakasında; "Hi Jolly'nin son kampı. 1828'de Suriye'de doğdu. 10 Şubat 1856'da ABD'ye gelmiştir. Deveci, denkçi ve kılavuz olarak 30 yıldan fazla Birleşik Devletler Hükümeti'ne doğrulukla hizmet etmiştir. 12 Aralık 1902'de Quartzsite'de ölmüştür." yazılıdır.
En son devenin 1946'da görüldüğü Arizona, Hacı Ali'nin hatırasına sahip çıkmayı da bilmiş. Her yıl ocak ayında düzenlenen Hi Jolly Festivali'yle efsaneyi yaşatmaya çalışan Quartzsiteliler geçit töreni, deve yarışları ve konserlerle şehrin en meşhur karakterini anmaya hâlâ devam ediyor.