26
Mayıs
2024
Pazar
YAŞAM

BAŞBAKANIMIZ KOPENHAG'A GİTMELİ...

Kopenhag'da liderler ya anlaşarak iklim değişikliğine çözümü yola koyacaklar ve hep 'büyük liderler' olarak iyi anılacaklar ya da anlaşamayıp yeryüzünü berbat eden kişiler olarak tarihe geçecekler. Başbakanımız Kopenhag'a giderek gelişmekte olan ülkelere liderlik yapmalı...

Birleşmiş Milletlerin organize ettiği ‘İklim Değişikliği’ Konferansı, aralık ayında Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da yapılacak. Bu konferansa Birleşmiş Milletler’e üye bütün ülkeler üst düzeyde katılacak ve bu küresel soruna çözüm üretmeye çalışacaklar.

Bilim adamlarına göre iklim değişiklikleri yerküremizin yabancısı olmadığı bir konu. Dünyanın tarihinde çeşitli doğal nedenlerle yüzlerce defa iklim değişikliği olmuş. Bu açıdan bakıldığında doğal olarak yüzlerce defa olmuş bir şeyin neden sorun olarak ortaya konduğu merak edilebilir.

Bu seferki iklim değişikliğinin bir önemli farklı kaynağı var... İnsanoğlu!.. Yani dünyanın tarihinde, ilk defa iklim değişikliğine insanoğlu neden oluyor. Kalkınma modelinin yanlışlığı ile atmosferde oluşturduğu ‘sera gazları’ küresel olarak ısınmaya yol açıyor.

Kesin veriler
Buradan bakıldığında “... birkaç derece ısınmanın ne gibi zararı olabilir... hatta ısınmanın iyi bile sonuçlar çıkartacağı” söylenebilir. Ancak bilim adamlarının kesin belirlediklerine göre bu birkaç derece ısınma büyük felaketlere, açlığa, susuzluğa, baskınlara hatta güvenliğe yol açacak önemli bir tehdit unsuru olarak ortaya çıkıyor. Bunun ilk örnekleri günümüzde seller, su baskınları, kuraklıklar, tarımdaki üretim düşüklükleri olarak kendini göstermeye başlıyor.

Yerkürenin pek çok tarafında ısınmanın getirdiği dengesizlikleri şimdiden görüyoruz... Hindistan ve Filipinlerdeki seller, güney yarım küredeki tayfunlar bunlardan bazıları... Sadece muson yağmurlarındaki dengesizlikler 2 milyar insanın temiz su kaynaklarını büyük ölçüde tehdit ediyor. İşte küresel ısınmanın yarattığı tehditler nedeniyle okyanus sularının yükselmesine dikkatleri çekmek için Maldiv’lerin hükümeti deniz altında toplantı yaparak dünya kamuoyunu uyandırmaya çalışıyor.

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en çok vurduğu ülkeler gelişmemiş... Ve gelişmekte olan ülkeler. Dünya Bankası verilerine göre bugün yeryüzünde insanların dörtte biri günde 1 doların altında gelir ile yaşıyor, 1 milyar insan temiz içme suyuna ulaşamıyor... 1.6 milyar insana elektrik götürülemiyor ve 3 milyar insan sağlık hizmetlerinden yoksun... Alçak bölgelerde ve kuraklıklardan etkilenecek yüz milyonlarca insanın kitleler halinde göçleri ile güvenlik sorunları çıkacağı düşünülüyor.

İki derece bile...
Küresel ısınmanın olumsuz etkileri sadece bu ülkeler ile sınırlı değil. Ülkemizde olumsuz etkilenen Akdeniz bölgesinde yer alıyor. İki derece santigrad ısınmanın bile Karadeniz bölgesinde, İstanbul’unda bulunduğu kuzey bölgelerde ani ve sağnak şeklinde yağışların aratarak afetlere yol açacağı... İç Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgelerinde... Güneydoğu Anadolu’da yağışların yüzde 25 ile yüzde 30 arasında azalacağı... Kuraklıklara neden olacağı tahmin ediliyor. Türkiye’nin su yönetiminden, tarım politikalarına... Güvenlikten enerji uygulamalarına kadar mutlaka önlemler alması gerekiyor.

İşte Kopenhag’da insanoğlunun neden olduğu bu büyük soruna yine insanoğlu çözümler arayacak!...

Artık zamanın kısılması nedeniyle Kyoto ve Bali konferanslarının başarısızlığına bakılmaksızın bu konferanstan ‘mutlaka’ çözüm üreten bağlayıcı anlaşmalar ile çıkılması gerekiyor. Aksi takdirde ısınmayı 2 derece santigrad ile sınırlamak ta mümkün olamıyor. O zaman çölleşmeye giden bir yolun başlangıcı maalesef gözüküyor.

Isınmanın 5 derece santigrada varması halinde Dünya Bankası’nın ünlü ekonomistlerinden Sir Nıcholas Stern’e göre ülkemizin çöl haline gelmesinden korkuluyor...

İşte bütün bu nedenlerden dolayı mutlaka çözümü şimdi üretmek gerekiyor.
WWF nin yaptığı bilimsel çalışmalara göre karbon salımı azaltılırken kalkınma ve gelişme bugün varolan teknolojiler ile mümkün. İklim değişikliğini sınırlamak, karbon salımını azaltmak ülkelerin gelişmesine engel olmayacak. WWF nin ‘İklim Çözümleri’ raporu kalkınma ile karbon salımının kısıtlanmasının doğru politikalar ve uygulamalar ile gerçekleştirilebileceğini ve bunun mümkün olduğunu gösteriyor.

İklim değişikliğine sebep olan sera gazları... ve en yaygın bilineni karbon dioksit olmak üzere bunları atmosfere en çok salımını yapmış olan ülkeler ise gelişmiş ülkeler... Onların bu durumda büyük sorumlulukları bulunuyor. Bu nedenle de çözümün bulunmasında ve finanse edilmesinde en büyük pay da gelişmiş ülkelere düşüyor.

Gelişmişlerin katkısı
Başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere teknoloji ve parasal katkıları gerekiyor.

İşte bütün bunlar Kopenhag’da konuşulup müzakere edilecek... Ve liderler ya anlaşarak İklim Değişikliği’ne çözümü yola koyacaklar... ve hep ‘büyük liderler’ olarak iyi anılacaklar, veya anlaşamayıp yeryüzünü berbat eden kişiler olarak tarihe geçecekler.

Kopenhag’da yapılması gerekenler özet olarak şöyle;

1- Gelişmekte olan ülkeler karbon salımlarını 2020 yılına kadar 1990 seviyelerinden yüzde 40 indirmeyi...

2050 yılına kadar da yüzde 80 indirmeyi taahhüt edecekler.
Bu ülkeler Dünya Bankası hesaplamasına göre yılda 470 milyar doları gelişmekte olan ülkelere fon olarak her yıl ödiyecekler...

2- Türkiye dahil, gelişmekte olan ülkeler karbon salımlarını 2020 yılına kadar yüzde 20 indirmeyi ve 2050 yılına kadar yüzde 40 indirmeyi taahüt edecekler.

3- Gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere her yıl ödeyecekleri fonlar karbon salımlarının düşürülmesi, yeni teknolojilerin uygulanması için kullanılacak. Bunun için gelişmekte olan ülkeler şeffaf olarak etkin bir denetimi ve ‘yönetişimi’ kabul edecekler.

4- Bütün bunlar bağlayıcı ve müeyyideleri (yaptırımları) olan anlaşma olarak imzalanacak, Birleşmiş milletlerin görevlendireceği kuruluşlar aracılığı ile yürütülecek.

İşte bu kadar önemli konferansta, Kopenhag’ta Türk hükümeti sessiz ve pasif kalmayarak gelişmekte olan ülkelerinde liderliğini üstlenmeli... Gelişmiş ülkeler ile müzakereleri yürüterek önderlik etmelidir.

Birleşmiş Milletler’de güvenlik Konseyi’nde görev almış ve yüzün üstünde ülkenin oyu ile seçilmiş bir Türkiye bu liderliğe uygundur. Türkiye bunu yapabilecek güçte ve birikimdedir. Hükümetimizi, bürokratları, teknokratları ve bilim adamlarını bu vizyon doğrultusunda görevlendirerek önderlik yapacak kişi de Başbakanımız olmalıdır. Burada Başbakanımızın Kopenhag’a giderek liderlik yapmasına büyük gereksinim vardır...

Bu konferans sonunda bütün kuşaklar böyle katkı yaparak çözüm getirmiş Türkiye’nin liderlerini büyük hayranlık ve övgü ile anacaktır.
Aralık ayında Kopenhag’a Başbakanımız giderek gelişmekte olan ülkelere liderlik yapmalı, bu kaynaklar sağlanmalı... Ve bu konferanstan mutlaka bir bağlayıcı anlaşma ile çıkılmalıdır.

Aksi takdirde çocuklarımıza... torunlarımıza bırakacağımız dünya korkunç olacaktır...

Akın Öngör: Bankacı, WWF Türkiye, Doğal Hayatı Koruma Vakfı Başkanı

Radikal
Yayın Tarihi : 22 Ekim 2009 Perşembe 21:21:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?