25
Mayıs
2024
Cumartesi
YAŞAM

BİLARDO SALONLARI ARTIK KAHVEHANE GİBİ DEĞİL

Bilardo salonları artık kahvehane gibi değil kadınlar da oynayabilir

Kadınların, “Bu da olmaz” diye tanımlanabileceklere, “Kim demiş” iddiası ve heyecanıyla “atlamamasını” beklemek herhalde olanaksız... İşte bu kadınlardan biri de yıllardır Türkiye Bayanlar Bilardo Şampiyonluğu’nu kimselere kaptırmayan 30 yaşındaki Sinem Kökten. “Bilardonun Kraliçesi” olarak anılan Kökten bilardo yüzünden uzak kaldığı etek ve topuklu ayakkabıyı da bizim için giydi.

Aslında ve gerçekte çok estetik bir spor. Ama Türkiye’de yapılması en zor sporların neredeyse başında geliyor. Fotoğraflar için özel olarak giyinse de o asla topuklu ayakkabı giymiyor örneğin.. Elbise, etek, dekolte gömlek de hak getire tabii. Oynarken de antrenman yaparken de beline mutlaka bir şey bağlıyor. Riskli! Bütün dünyada böyle mi farkında değil ancak Türkiye’de “zor” iş! Farkında.. Ama bilardo sevgisini ve ilgisini bu “handikapa” sıkıştırmıyor tabii ki.. Nedenleri var.. Birincisi kas gücünün en az ihtiyaç duyulduğu “9 top” la oynuyor. Onu oynarken ihtiyaç duyduğu şeyler için de zaten cinsiyet ayrımına gerek yok: “Psikoloji çok önemli. Konsantrasyon bu işin anayasa maddesi gibi en önemli unsuru. Bana arkadaşlarım hamle, vuruş hazırlığı yaparken ‘Neredeyse topu çatlatacaksın’ diyorlar. Bunu başarmak elbette hoşuma gidiyor. Ayrıca satranç gibi hatta daha beter. 3-4 hamle sonrasını düşünüp hesaplamak gerekiyor. Kolay gibi gözüküyor ama hiç değil. Öyle bir açıyla başlayacaksınız ki, arda arda hangi açılarla top önünüze düşecek tahmin etmeniz lazım. Daha doğrusu bilmeniz gerekiyor. Rakibinizi takip etmeniz ayrı bir iş. Sıranın ne zaman size geleceği belli olmaz. Birden gelebilir. Hazır olmanız gerekiyor her an.”

Bilardo oynarken hiç kimse bana karışamaz

Anlattıklarından bilardo sevgisinin nedeni daha farklı noktalarda izlenimi de çıkıyor. Biraz duygusal: “Masanın etrafında kendinizsiniz. Size karışan kimse yok. Elinizdeki isteka ve masadaki toplar. Hata yaparsanız sorumlusu sizsiniz. Başarırsanız da başarı sizin. Kimseye bilanço çıkartmazsınız.. Çok farklı bir duygu yoğunluğu bu...”

Sinem lise yıllarında “arkadaş ayartmalarıyla” bilardoyla tanışmış. Önce onların ısrarıyla okul kırmış ama sevince bu sefer o arkadaşlarını yanına çekmeye başlamış. Lisenin ardından yetenekli olduğu fark edilince “Neden spor olarak yapmıyorsun, iş edin bunu” önerileriyle karşılaşmış. Bir gün oyuna başladığı gibi rakibini kaldırmadan seti tamamlayınca onun da aklı yatmış bu işe ve antrenmanlara başlamış. Zekayla çok alakalı olduğu aşikar bu spora yatkın biri olduğu da anlaşılıyor Sinem Kökten’in. Ankara Anadolu Lisesi’ni 2.5 yılda bitirmiş. Şu anda Hacettepe Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü son sınıf öğrencisi. Yaşının 30’u devirdiğine bakılırsa güç bela giden bir eğitim hayatı olduğu aşikar ama onun için tamamlamak önemli. TED Ankara Koleji’nde haftanın 4 günü öğrencilere bilardo dersi veriyor. 300 kadar öğrencisi var.


6 kez Türkiye şampiyonu oldu hedefi profesyonel olmak

Şu ana kadar 6 Türkiye birinciliği var. 2000, 2001, 2002 ve 2003’te 4 kez üstüste şampiyon olmuş. 2005’de final müsabakasında hakkı yendiği için 2’nci ligte kalmış. Ama bu durum kendisini çok öfkelendirmiş. Üstüne üstlük bir de ünlü bilardocu Semih Saygıner’e Bilardo Federasyonu’nun kötü davrandığı da ortaya çıkınca bir grup arkadaşıyla kendi deyimiyle “ıstaka bırakmış”.. O arada okuluyla birlikte çeşitli salonlarda halkla ilişkiler gibi işlerle ilgilenerek hayatını kazanmaya çalışmış. Ta ki 2008’e kadar. Hem o yıl hem de 2009’da yine Türkiye Şampiyonu olmuş. Şimdilerde gelecek yıl Mart ayında Zagrep’te yapılacak Avrupa Şampiyonası’na hazırlıklarını sürdürüyor. Sinem Kökten’in en büyük hedefi profesyonel olmak. Bunun anavatının ABD olduğunu biliyor. Profesyonellik için ise maddi desteğe ihtiyacı var. Daha önce babasının arkadaşı Çankaya eski Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz 3 yıl desteklemiş ama başkanlık gidince yeni göreve gelen onunla ilgilenmeyi bırakmış. Federasyon’un pek umrunda değil Sinem’in hedefi. Yıllık 20 bin TL bile tutmaz bana harcanacak para diye yol da gösteriyor. Profesyonellik için günde en az 8 saat gibi uzun sürelerle çalışması gerektiğinin elbette farkında ama, sağlama almadan şu andaki işini bırakma gibi bir niyeti yok. Okulda çocukların “abla abla” diye peşinden koşmasından çok mutlu..

Semih Saygıner’le çalıştı ama antrenörü yok

Semih Saygıner herkesin gibi onun da idolü. Kendisini zaman zaman antrene de etmiş. Ama düzenli olmamış. Zaten Sinem’in bir antrenörü de yok. Haftada üç gün gittiği salonda kondüsyon çalışması yaparken stratejisini de, oyununu da, psikolojisini de kendi ayarlıyor. “Bu atış kötü, iyi” diyecek arkadaşları dışında kimse yok. Aslında sık sık da yurt dışına turnuvalara gitmesi gerekiyor ama bu da pek mümkün olamıyor. Herkesi bilardo oynamaya davet ediyor. Artık salonların kahvehane tarzında olmadığının özellikle altını çiziyor. Pek çok genç kızın gelerek bilardo oynadığını hatırlatıyor. Ne kadar çok bayan bu işe el atarsa o malum “handikapların” da ortadan kalkacağına yürekten inanıyor. Dünya bilardosunu internetten takip ediyor.
 

Lütfü Özel - Vatan
Yayın Tarihi : 14 Kasım 2009 Cumartesi 18:47:29


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?