30
Mayıs
2024
Perşembe
YAŞAM

BİR OĞUL ŞEHİT, BİRİ TİNERCİ, BİRİ PKK'LI

Fevzi şehit olmasaydı eğer, ailenin PKK’ya geri dönen oğulları Ferdi ile gasptan tutuklanan Tanju’dan, yoksulluk ve eğitimsizliğin doğurduğu bu aile dramından hiç haberimiz olmayacaktı. Aile, biri kaçak, diğeri hapiste olan oğulları hakkında konuşmak istemiyor gerçi. Ama Fevzi hakkında sonsuza kadar konuşmaya istekliler.

Komando er Fevzi Güngör, 19 Kasım Çarşamba günü Lice Kayacık Karakolu’nda şehit oldu. Karakola intihar saldırısı düzenleyen PKK’nın bomba ve roketatar yüklü kamyonetini durdurdu. Kamyonetten atlayan bir PKK’lı el bombasını üzerine attı. Fevzi canını verdi, karakoldaki 60 askerin hayatı kurtuldu.

Fevzi, Bitlis’in büyük ailelerinden Subaşılar’dandı. Dedeleri, 2. Abdülhamid’in kurduğu Hamidiye Alayları’nda subaylık yapmıştı hatta. Cumhuriyetten sonra Güngör soyadını aldılar. Bugün, yoksul, eğitimsiz, işsiz, şiddet ve ölümle iç içe olan tipik bir Kürt ailesiler. Düşünün ki, çocukların çekilmiş bir fotoğrafları bile yoktu. Bir kavgada 18 yerinden bıçaklandığı için sakat kalan baba Ekrem Güngör (49) kendini bildi bileli işsizdi. Fevzi’nin amcası da hapisteydi, eniştesi de. Annesi, babası, kardeşleri bugüne kadar hep Fevzi’nin eline bakmıştı. Bundan sonra da öyle olacak: Hayırlı oğul Fevzi, şehit aylığıyla ailesine destek olmaya devam edecek.

ŞEHİT FEVZİ

Her şeyi bilirdi benim oğlum

Şehit er Fevzi (19), altı kardeşin dördüncüsüydü. Annesi Metlube Güngör, 15 yaşında evlenmiş, on doğum yapmıştı. Şimdi diyor ki: "Dördü öldü. Fevzi’yle beş."

Fevzi, eve para getirmenin bir yolunu aradı hep. Yedi yaşındayken mahallede tatlı satar, akşam olunca parasını babasına teslim ederdi. İlkokulu bitirdikten sonra annesi, Fevzi’nin elinden tuttu, İstanbul’daki akrabalarının yanına götürdü. Fevzi’ye Şişhane’deki Özgür Avize’de iş bulundu. Dört elle sarıldı Fevzi. Kısa sürede kendini sevdirdi, güven verdi. Babasına düzenli para gönderiyordu artık. Kitap okuyordu fırsat buldukça. Namazı hiç aksatmazdı. Annesi onu göklere çıkarıyor; "Beni güldürürdü, şifalı ot kitabı getirmişti, bana pişirmişti, ilkokuldan sonra çalışmak zorunda kaldı ama lise mezunu gibiydi. Her şeyi bilirdi benim oğlum..."

PKK’LI FERDİ

Sigara verenin peşinden giderdi


Buna karşılık Fevzi’nin ağabeyi Ferdi (26), hiç okumadı. Annesi onun için "pek akıllı değildi" diyor, babası da aynı kanıda: "Kim sigara verirse peşinden giderdi, anlayışı kıttı." Ferdi, 2005’te PKK’ya katılıp Kuzey Irak’a gitti. Sonra örgütten kaçıp Habur Sınır Kapısı’nda güvenlik görevlilerine teslim oldu. Diyarbakır’da yargılandı, itirafları nedeniyle az bir ceza aldı. 7 Aralık’ta girdiği Mardin Cezaevi’nden 14 Şubat 2006’da tahliye edildi.

Teslim olduğunda ayak tırnakları sökülmüş, kollarında sigara söndürülmüştü. Yetkililere ve ailesine bunu peşmergelerin yaptığını söyledi. Sağlığı çok kötüydü. Cezaevinde tedavi edildi, ameliyat oldu. Cezaevinden çıktıktan sonra Güroymak’a döndü. Her gün Emniyet’e gitti, polislerle yakınlık kurdu. Zaman zaman onlardan "harçlık" aldı. PKK’da kalan nüfus cüzdanının yerine yenisini çıkardı. Bu işlem için çektirdiği fotoğraf da son fotoğrafı oldu. Ferdi, serbest bırakıldığının 40’ıncı gününde ortadan kayboldu.

GASPÇI TANJU

Ağabeyinden ayrı kalınca bozulmuştu


Fevzi, ilkokuldan terk, kendisinden bir yaş küçük kardeşi Tanju’yu 2006’da yanına aldı. İki kardeşin huyu pek benzemiyordu. Veya, büyük şehir iyi gelmemişti Tanju’ya. Arkadaşlık ettiği gençler, iyi örnek olmuyorlardı. Ama Fevzi’nin de askerlik çağı gelmişti, kardeşiyle daha fazla ilgilenemeyecekti. İstanbul’da yalnız kalmasın diye, Tanju’yu alıp köye götürdü. Kendisi de acemiliğini yapmak üzere Bilecik’e gitti.

Ağabeyi askere gittikten birkaç ay sonra Tanju, İstanbul’a, avize imalathanesine geri döndü. Bekar odalarında kalırken tiner kullanmaya başladı. Eski patronuna göre, "ağabeyinden ayrı kalınca bozuldu; serserilik yapıyordu, dışarıdaki hayat çekici gelmişti." Çok nasihat etmişti Tanju’ya, bekar odasından almış, geceleri yatsın diye işyerini açmıştı. Hatta babasına telefonda olanları anlatmış, oğlunu eve çağırmasını söylemişti ama baba sessiz kalmıştı: Çünkü askerdeki Fevzi’nin yerine Tanju para gönderiyordu artık eve.

Tanju, 5 Nisan Cumartesi günü, Şişhane’yi Karaköy’e bağlayan tarihi Bankalar Caddesi’nde iki turistin çantasını bıçak zoruyla gaspettiği iddiasıyla yakalandı. Önce Metris Cezaevi’ne girdi, sonra da Silivri 7 numaralı cezaevine. Şu anda avukatsız ve beş parasız kaldığı cezaevinde, iddianamenin hazırlanmasını bekliyor. Ailesi avukat tutamadı, gelip oğullarını ziyaret de edemedi. Çünkü haberleri bile yoktu. Fevzi şehit olduğunda, haber vermek için işyerini aradıklarında haberdar olmuşlardı Tanju’nun hapse girdiğinden.

Ailenin son umudu 15 yaşındaki Mustafa


Metlube Güngör (50) "çocuklarıma bir tokat bile vurmadım" diyor. "Doğuluyuz, ağalık var ama bizim ailede şiddet olmazdı. Biz birbirimizi seviyorduk..." Güngör ailesinin şu anda tek bir umudu kaldı. O da 15 yaşındaki Mustafa. Şu anda 7’nci sınıfta. Babası dersleri çok iyi diye övünüyor. "Gücüm olursa okutacağım. Meselem budur." Şehit ağabeyinin montu, kazağı, pantolonu şimdi Mustafa’nın.

HEYKELİ DİKİLECEK, OKULA ADI VERİLECEK

Güroymak ilçesinin dışında, Tatvan yolunun kenarındaki seyrek evlerden biri, ilk bakışta dikkat çekiyor. Önünde taziyeye gelenler için kurulmuş kocaman bir askeri çadır var, iki büyük bayrak asılmış. Burası, şehit komando er Fevzi Güngör’ün baba ocağı. Şehit olmasının üzerinden 11 gün geçmesine rağmen taziyeye gelenlerin sayısı hiç eksilmiyor. Komutan, Kaymakam, ilçenin ileri gelenleri, aileyi teselli etmek için yarışıyor.

Kaymakam Rıfat Altan, Fevzi’nin Güroymak’ta bir anıtının yapılacağını söylüyor. Ayrıca ismi, Haydar Mahallesi’ndeki inşaatı bitmek üzere olan ilköğretim okuluna verilecek. PKK’lı kardeşi Ferdi Güngör’ü yeniden teslim olması için ikna etmeye çalışacağını da ekliyor kaymakam.

Gülden Aydın - Hürriyet
Yayın Tarihi : 30 Kasım 2008 Pazar 18:20:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?