26
Mayıs
2024
Pazar
YAŞAM

ŞİMDİ BU RESTORANLARDA YEMEK MODA

Yemek deyip de geçmeyin. Çünkü artık gittiğiniz restoran hakkınızda pek çok ipucu veriyor. Her gün yeni bir restoranın açıldığı İstanbul ise çıtayı gitgide yükselten bir cennet. Bunca restoran arasından sıyrılmayı başaran son dönemin en popüler 5 restoranının ortak özelliği ise merkezi yerlerde konumlanmaları ve mutfakta yemeği adeta sanata dönüştürmeleri.

İş adamlarının sevdiği İtalyan

Gina özellikle finans sektöründeki yöneticilerin toplantı yeri durumunda. İtalyan mutfağının çeşitli örneklerinin sunulduğu mekanda peynir gibi pek çok ürün de İtalya’dan geliyor.

Haziran ayında Kanyon’un yemek katında açılan Gina Restoran, Wanna, De Mario, Vogue gibi restoranları da işleten İstanbul Doors grubunun açtığı bir yer. Tipik bir İtalyan restoranı olan Gina içerde 150, dışarda 30 olmak kaydıyla aynı anda 180 kişiyi ağırlayabiliyor. En büyük avantajlarından birisi sinemanın hemen karşısında olması. Gelen müşteri kitlesini bankacılık ve finans sektörünün önde gelen temsilcilerinin oluşturduğu mekanın müdavimleri iş adamları ve iş kadınları. Sabah 10.00, gece 02.00 saatleri arasında hizmet veriyor. Rezervasyon şart. Oldukça geniş bir şarap kavı olan Gina, mönüsünde bulunan 100 çeşit yemeğiyle oldukça iddialı. Kişi başı ortalama ödeyeceğiniz hesap 50 TL (alkollü 70 TL) civarında. Müdavimleri; Sabancı ailesi, Bülent Eczacıbaşı, Cem Yılmaz, Kıvanç Tatlıtuğ, Reha Muhtar, Emre Belözoğlu.

Yemekle sanatın buluştuğu mekan

İKSV’nin Şişhane’deki yeni binasının en üst katındaki X Restoran heykelleri, çinili fırınları ve resimlerle süslü tabaklarıyla bir ilke imza atıyor. Sanat aşığı olan rahmetli Şakir Eczacıbaşı’nın isteğiyle Rasim Özkanca tarafından açılan mekandaki yemekleri ise başka yerde yemeniz olanaksız.

3 yıllık bir hazırlık sürecinin ardından ocak ayında açılan X Restoran, damak tadına düşkün sanatseverlerin yeni mekanı. Yemeği bir sanat olarak gören Rasim Özkanca tarafından açılan restoran, Şakir Eczacıbaşı’nın da vasiyeti niteliğinde. Mönü, bizzat Şakir Bey tarafından oluşturulmuş. Bamya çorbası, enginar dolması gibi Eczacıbaşı’nın vazgeçemediği farklı lezzetlerin bulunduğu restoranın adı ise bilinmeyen bir noktadan çıkıp yine bilinmeyen bir noktaya doğru gidildiği için “X” konmuş. Hedef ise burayı Michelin restoranı haline getirmek... Restoran içinde yer alan Canan Dağdelen’e ait heykel oldukça dikkat çekici. Yemekler ise Ressam Görgün Taner’in resimlerinden alıntı yapılarak hazırlanan tabaklarda yenebiliyor. İznik çinileriyle süslü fırında yapılan pizzalar ise tadılması gereken lezzetler arasında. Ağırlamadığım isim kalmadı diyen Rasim Bey müdavimlerinin en sevdiği yemekleri ise şöyle sıralıyor; Abdullah Gül: Balık buğulama ve döner. Tayyip Erdoğan: Balık. Aydın Doğan: Döner ve tandır. Kadir İnanır:

En sosyetik Masa

Kısa zamanda büyük bir müdavim kitlesi edinen Masa Restoran açıldığı günden bu yana çok popüler. Konumu, bahçesi ve yemekleri sayesinde daha uzun süre de böyle gidecek gibi görünüyor.

İki yıl önce açılan restoran 130 kişi içeride, 200 kişi dışarıda olmak üzere 330 kişiyi ağırlayabiliyor. Dünya mutfağından örnekler sunan mekanda ağırlıklı olarak İtalyan yemekleri mevcut. 75 çeşit yemeğin bulunduğu Masa’nın en iddialı olduğu konu ise et yemekleri. Dekorasyonu Mustafa Toner’e ait olan restoranda toplam hizmetli sayısı ise 70. Konumu ve mutfağı sayesinde çok popüler olmayı başaran Masa, ünlülerin ve dolayısıyla da paparazzilerin vazgeçilmezi durumunda. Mekan, sabah 10.00, gece 23.00 saatleri arasında hizmet veriyor ama müşteriye göre bu süre uzayabiliyor. Rezervasyon yapılmıyor. Vale hizmeti mevcut. Kişi başı ortalama ödeyeceğiniz hesap 60 TL (alkollü 80 TL). Müdavimleri; Sadettin Saran, Hande Ataizi, Volkan Demirel.

Kentin kalbi burada atıyor

Özellikle yurt dışından getirdiği DJ’lerle kısa zamanda dikkat çeken Public kentte olan faaliyetlere duyarlı olan bir mekan. Sahibi Ayşe Kuyucuoğlu, yakında Sortie’nin içinde ve Çeşme’de de yeni Public’ler açacaklarını belirtiyor.

Burası bir restoran bar. Sabah 11.00’de açılan mekanda akşam yemeği 23.00’de bitiyor. Ardından masalar kaldırılıyor ve restoran bir bar havasına bürünüyor. Kasım ayında açılan Public, cumartesileri yurt dışından getirdiği DJ’ler ile de çok popüler. 500 kişilik bir daveti kaldıran mekanda, hafta sonu toplam 1200 kişi burayı ziyret ediyor. Tam adı Public Urban Kitchen olan mekanın amacı kent ruhunu yaşatmak... Dekorasyon Rıfat Ergör’e ait. 1880 yılında yapılan bir binada hizmet veren Public’in tuğla duvarı ise orijinal. Yemek kısmına genelde orta yaş grubu geliyor. Hafta sonu eğlence için ise daha çok reklamcılar ve modacılar burayı tercih ediyor. Rezervasyon gerekli. Vale var. Müdavimleri; Bahar Korçan, Ceyla Aysal, Ayşe Boyner, Teoman, Tuba Ünsal.

Hedef Michelin yıldızı

En geniş şarap kavlarından birine sahip olan Mimolette sadece 70 kişi ağırlayabilen butik bir restoran. Kendisi de Michelin yıldızlı restoranlarda çalışmış olan Murat Bozok, açtığı mekanın tüm alt yapısını da bu yıldızı almak için hazırlamış...

Taksim’de Aralık ayında açılan Mimolette’nin sahibi kendisi de şef olan Murat Bozok ve Ali Selçuk. Tam anlamıyla bir fine dining restoranı (şefin kimliğinin önemli olduğu, her şeyin ihtimamla en ince detayına kadar düşünüldüğü) olan Mimolette, Akdeniz mutfağı ağırlıklı. A la carte mönünün dışında tadım yapmak isteyen müşterilerine tadım mönüleri de sunan restoran, özellikle şarap konusunda iddialı. 400’ün üzerinde şarap seçeneği mevcut. Dokuz çeşit ana yemek, altı çeşit tatlının bulunduğu mönüde ayrıca bir peynir arabası da bulunuyor. 120 yıllık tarihi bir binada hizmet veren Mimolette’nin sadece barında oturup içkinizi de yudumlayabilirsiniz.

Banu Duran - Vatan
Yayın Tarihi : 6 Mart 2010 Cumartesi 16:16:21
Güncelleme :7 Mart 2010 Pazar 15:27:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?