30
Mayıs
2024
Perşembe
YAŞAM

BU EVDEKİ EN YENİ EŞYA, 150 YILLIK

Ünlü ressam Acar’ın yaşadığı apartman 19’uncu yüzyıldan günümüze ulaşan kâgir bir bina. Beş katlı apartman dıştan bakıldığında terk edilmiş gibi görünüyor, ama içeride bambaşka bir hava soluyorsunuz. Evin girişinde 17’nci yüzyıldan kalma, Güney Fransa’da yapılmış el yapımı satranç takımı bulunuyor. Koltuklar 250 yıllık... Evin en değerli parçası ise yatak odasındaki karyola. 13’üncü yüzyılda yaşamış Medici ailesine ait karyolada bir söylentiye göre Papa VII. Clement yatıyormuş.

Neden Galata’da yaşamayı tercih ediyorsunuz?

Galata’da yaşamamın en önemli nedeni İstanbul’un tarihi dokusunu yansıtan bir semt olması. Bu tarihi dokuyu göremeyeceksem İstanbul’da yaşamamın hiçbir anlamı yok. Yeni şehir ve çarpık yapılaşma hoşuma gitmiyor. O zaman gerçek İstanbul’da değilmişim gibi geliyor. Galata çok özel bir yer.

Sabah rutininiz var mıdır?

Sabahları kalkar kalmaz duş alır, tıraş olurum. Kahvaltı yapma alışkanlığım gelişmemiş. Kırk yılda bir, eğer birisi hazırladıysa yapabilirim.


n Akşam rutininiz nelerdir?

Akşamları genellikle film izlemeyi tercih ediyorum. Geç saatlere kadar dışarıda kalmam. Evim ve atölyem iç içe olduğundan vaktim hep burada geçiyor.

Seyahate çıkacağınız zamanlar ruh haliniz nasıl olur?

Seyahat valizi hazırlamak benim için zor bir şey değil. O kadar sık seyahat ediyorum ki, bazen aynı valiz başka iki ülkeye gidebiliyor. Benim için başka ülkeye gitmek arka sokağa gitmek gibi, hiç sıkıntıya girmiyorum.

Atmaya kıyamadığınız eski eşyalarınız var mıdır?

Bu ev eski eşyalarla dolu. Eğer eski eşyaları atmaya kalkarsam, ev bomboş kalır. En yeni eşyam 150 yıllık, düşünün. Ama genel olarak eşya atmayı sevmem. Evime de çok zor eşya beğenirim. Yeni tasarım hiçbir objeyi beğenmiyorum. Artık kullanmak istemediğim bir eşya varsa çevremde kullanabilecek biri mutlaka çıkıyor. 

Evinizin kapısı herkese açık mıdır?

Asla değildir. Hiç çat kapı arkadaşım gelmez, bu durumdan hoşlanmam. Gelse de beni göremez. Ben, kitaplığımın olduğu yerde ya da resim yaptığım odalarımdan birinde, kapım kapalı çalışıyorumdur. Gelen kim olursa olsun görüşmem.


FUTBOLDAN PARA KAZANIYORDUM

Çocukken ne olmak istiyordunuz?

Çocukluğumda hiç bugünü hayal etmemiştim. Resim hayatıma üniversite döneminde girdi. Futboldan para kazanıyordum ergenlik dönemimde, öyle de olur diye düşünüyordum.

Hayatınızda yaptığınız en profesyonel hata nedir?

Bunun hata olup olmadığını henüz bilmiyorum, ama etrafım bu denli çok resim yapmamın hata olduğunu düşünüyor. Eğer az resim yaparsam daha değerli olacağı düşünülüyor. Özellikle Türkiye’de eserimi biri alıyorsa, o temada başka resmin kimsede olmasını istemiyor. Ama ben tam aksini düşünüyorum. Benim eserlerim dünyanın dört bir yanında olsun derdindeyim. Picasso’nun da binin üzerinde eseri varmış, o da mı hata yapmış diye düşünüyorum kendi kendime... Ama dediğim gibi, bunun profesyonel bir hata olup olmadığını ileride göreceğim. 

Hakkınızdaki en büyük yanılgı sizce nedir?

Daha çok sanat çevresindeki insanlar benim hakkımda yanılgıya düşüyor. Bu insanlar genellikle sanatın muhafazakâr kesiminde duranlar. Onlara göre bir ressam hayat boyu aynı çiçeği boyamalıdır, ama ben öyle değilim. Çünkü insanlar değişiyor, hepimiz bir değişimin içindeyken ben hep aynı çiçeği boyayamam. Kısacası benim 10 sergi açıyor olmam, diğer sanatçıların sistemini bozuyor. Bu da sevilmeyen adam olmama neden oluyor. Sergisi en çok ziyaret edilen ressam benim çünkü. 

Şimdiye kadar sahip olmak istediğiniz ama olmadığınız bir tablo var mı?

Resim Heykel Müzesi’ndeki Apollon heykeline ve Osman Hamdi’nin Kaplumbağa Terbiyecisi’ne sahip olmak isterdim. Bana vermezler herhalde onları (gülüyor).


Yatak 100 bin, şömine 20 bin euro

Evinizde kaç tablo var?

Mevcut 300’den fazla eser var. Muhtelif zamanlarda sergiliyorum. Ama evimde, hemen hemen her gün duvarlara farklı eserlerimi asıyorum. Mesela son zamanlarda “Sedefli Dede” tablosu asılı.


Asla sergilemeyeceğiniz ve satmayacağınız eserleriniz var mı?

Evet, sanırım buna hakkım var. Bazılarını sergilemek için beklettiğim, bazılarını hiçbir zaman sergilemeyeceğim, sevdiğim eserlerim bulunuyor. 

Evinizde vakit geçirmekten hoşlandığınız bölümler hangileri?

Şömine başında ve kütüphane odasında vakit geçirmeyi severim. Genellikle kitap alıp elimde oyalamam. Bir gecede bitiririm. Sıklıkla Osmanlı tarihinin çeşitli yönlerinin araştırıldığı kitaplar okurum. Eserlerime kaynak oluştursun diye...

Bu apartmanı sizin için özel kılan nedir?

1999’dan beri burada yaşıyorum. 5 katlı kâgir bir bina. 17’nci yy’da Musevilerin yerleşim alanıymış. 19’uncu yüzyılda eskisi yıkılıp bu bina yapılmış. Burası bir sinagogmuş. Bunu giriş katta restorasyon sırasında fark ettik. Giriş katta, bir Musevi vaftiz havuzu bulduk. Yani kızların kadınlığa geçtiklerinde yıkandıkları yer... Orayı fark ettiğimizde aynen öyle bıraktık.

Evinizin toplam maliyeti nedir?

Oooo, biraz fazla. Yatağımın değeri 100 bin euro, şöminenin değeri 20 bin euro. Bir sürü koltuk ve küçük objeler var. Tablolarım 3 milyon euro edebilir.

Evdeki en özel obje nedir?

Evin en özel parçalarından biri tıraş sandığı. Çok özel bir sandıktır. 18’inci yüzyılda Rusya’dan Vatikan’a, yani Papa’ya gönderilmek üzere yapılmış bir tıraş takımı sandığı. Rus iç savaşı çıkınca öylece kalakalmış. Tesadüf benim elime geçti. Üzerinde Papa’ya gönderildiğine dair notlar ve semboller var. Zamanında 6 bin dolara almıştım ve o zaman çok paraydı. Takımın aynası orijinal ve dünyanın en kaliteli aynasıdır diyebilirim. Bir aynanın karşısında kibrit yakıp, alevinin 7 gölgesini görüyorsanız o çok iyi bir ayna demektir. Bu aynanın da yedi gölgesi var.

Evinize ilk kez gelen kişilerin verdiği tepki ne oluyor?

Genellikle farklı bulduklarını söylerler. Biraz soğuk bir tarafı vardır evimin. Bu hem atölyem, hem de evim olmasından kaynaklanıyor sanırım.

Evinizde nasıl vakit geçirirsiniz?

Genellikle çalışırım, çok nadir boş olduğum zamanlarım vardır. Buradakini oraya, ordakini buraya alırım. Satranç oynarım ve santraç oynamaya bayılırım. Evimin hemen girişinde durur satranç takımı.

Yangında kurtarılması gereken üç eşyayı sayabilir misiniz?

Üç çok azmış, ama sayalım. Üç kitabın karışımı mushap, dedemin elleriyle yaptığı tahtadan bir kuş. İçine tütün koyulsun diye yapmış. Ben tütün kullanmam, ama o obje vazgeçilmezimdir. Son olarak da kendimi kurtarırım.

Medici ailesinin armasını taşıyan karyolada yatıyor

İsmail Acar evinizin en rahat yeri neresi sorusuna hiç düşünmeden şu cevabı veriyor: “Yatağım! Bu yatak ilk İtalya’da görüldü. Çok iyi paralar istendi. Çünkü Medici ailesine ait bir yatak olduğuna işaret eden armaları var. Medici ailesi 13’üncü ve 17’nci yy. arasında yaşamış ve üç Papa çıkarmış köklü bir ailedir. Bu yatağı bulduğumuzda paramparçaydı, toplatmak için çok zaman ve emek harcandı. Şimdi burada ve her gece benimle! Bu beni çok mutlu ediyor.”

Zeynep Bakır - Vatan
Yayın Tarihi : 15 Kasım 2008 Cumartesi 16:05:44
Güncelleme :15 Kasım 2008 Cumartesi 16:15:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?