Yarın 100. doğum gününü kutlayacak olan Nobel’li bilim kadını Rita Levi-Montalcini, en verimli yaşlarında olduğu Mussolini döneminde araştırma yapmasına olanak tanımayan faşizme inat, şimdi zihninin en üretken zamanında olduğunu söylüyor. İtalyan araştırmacı Montalcini, o yılların acısını çıkarmak istercesine hâlâ araştırma yapmaya, laboratuvarda vakit geçirmeye devam ediyor. Zekâsının 20 yaşında olduğundan çok daha açık olduğunu söyleyen bilim kadını, ayrıca İtalyan senatosunda senatör olarak da görev yapıyor.
Yarın yeni yaşını şarap içerek kutlayacağını söyleyen Montalcini, biyokimyacı Stanley Cohen’le yaptıkları araştırmayla 1986’da Nobel Tıp Ödülü’ne layık görülmüştü. İkili, yeni hücreler oluşturan ve sinir sistemini harekete geçiren bir protein türüyle ilgili bir buluşa imza atmıştı. Montalcini, ileri yaşına rağmen bilime ilgisini yitirmedi. Sık sık seyahat eden araştırmacı, geçtiğimiz aylarda İsrail’i ziyaret ederek Technion Üniversitesi’ndeki bilim insanlarından yeni araştırmaları konusunda bilgi edinmişti.
Babası okutmak istememişti
Rita Levi-Montalcini, entelektüel ve gelenekçi bir ailenin dört çocuğundan biri olarak 22 Nisan 1909’da İtalya’nın Turin kentinde doğdu. Babası Adamo Levi elektrik mühendisi, annesi Adele ressamdı. Turin Üniversitesi’nde profesör olan ağabeyi Gino ülkenin en tanınmış mimarlarından, ikiz kardeşi Paola da en seçkin kadın ressamlarından biri oldu. Gelenekçi bir ailesi olan Montalcini, babasının önce kendisini okutmak istemediğini, onu zorla da olsa ikna ettiğini anlatıyor. Bilim hayatının zorluklarla geçtiğini söyleyen Montalcini, tam rahatlamışken araştırma yapmayı bırakmak istemediğini, ömrünü bilime adadığını anlatıyor.
faşist yada din faşizmi ile yönetilen ülkelerde kadının görevi sadece çocuk doğurmak ve ona bakmaktır çağlar boyunca kadın ve erkeğin el ele verdiği toplumlar dünyayı yönetmiş ve medeniyete bir şeyler katmıştır