16
Mayıs
2024
Perşembe
YAŞAM

23 yıllık ’Osmanlı torunuyum’ davası

62 yaşında olan Şükrü Sokullu, ilginç bir hukuk savaşına girerek, ömrünü "Osmanlı’nın torunu" olduğunu kanıtlamaya adadı.

"Sokullu Mehmet Paşa’nın torunu" olduğunu da tescil ettirdi. Sokullu’nun açtığı davalar, Kanuni Sultan Süleyman, Padişah 2. Mehmet, 1. Murat ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Gazi ve Ertuğrul Gazi’ye kadar uzanıyor.

Şükrü Sokullu, 23 yıl önce 1984 yılında ilk kez Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu. Sokullu, Büyük Larusse’de yayımlanan ve Süleyman Şah’tan başlayan Osmanlı Hanedanı secere krokisini ve vukuatlı nüfus kayıt örneğini mahkemeye "delil" gösterdi. Mahkeme, bilirkişi raporları doğrultusunda Şükrü Sokullu’nun davasını kabul etti. Böylece "Sokullu Mehmet Paşa Vakfı’nın evladı" olduğunu mahkeme tescil etti. Bu kararı Yargıtay Altıncı Hukuk Dairesi onadı ve kesinleşti.

Şükrü Sokullu, ilk davasının ardından önce "Sokullu Paşa’nın eşi olan Esmehan Sultan’ın da torunu" olduğunun tescili için Esmehan Sultan Vakfı; "Sokullu Mehmet Paşa’nın kayınbabası" olduğu iddiasıyla Padişah 2. Selim Vakfı; "Esmehan Sultan’ın annesi olduğu" teziyle Nurbanu Sultan Vakfı hatta "Esmehan Sultan’ın büyük annesi" olduğu gerekçesiyle Hürrem Sultan Vakfı’nın da "vakıf evladı" olduğunu dava açarak tescil ettirdi. Sokullu, "Kanuni Sultan Süleyman Han Vakfı evladı", "Yavuz Sultan Selim vakfı evladı" "2. Beyazıt Vakfı evladı" olduğunu da tescil ettirdi. Bu kararlar da Yargıtay’ca onanıp kesinleşti.

BİLİRKİŞİ NE DEDİ

Şükrü Sokullu, 2003’te ise Ankara 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, Osmanlı Padişahlarının torunu bağlantısını kuracak bir başvuru daha yaptı. Sokullu, önceki mahkeme kararlarını, Larusse’de yayımlanan Osmanlı soy ağacını ve vukuatlı nüfus kayıt örneğini delil gösterip "Süleyman Şah oğlu Ertuğrul Gazi’nin torununun torunu 2. Beyazid ile irsen soybağının tespit edildiğini" kaydetti ve "Süleyman Şah oğlu Ertuğrul Gazi’nin vakıflarının evladı" olduğunun tespitini istedi. Mahkeme bilirkişi incelemesi yaptırdı. Bilirkişiler Prof. Dr. Bahaddin Yediyıldız ve Prof. Dr. Mehmet Öz tarafından yapılan araştırmada, şu çarpıcı değerlendirme yapıldı:

"Osmanlı kronikleri 15.yy ortalarından itibaren yazılmaya başlanmış ve bunların bir kısmında Ertuğrul’un babasının adının ’Süleyman Şah’ olduğu yazılmıştır. Bu gün hiçbir ciddi tarihçi bu bilginin doğruluğuna inanmaz. Çünkü bu daha sonra muhtemelen Anadolu Selçuklu Devleti kurucusu olan Kutalmış oğlu Süleyman Şah ile kurulmak istenen manevi bir bağın sonucu uydurulmuştur. Ertuğrul’un babasının kimliği (Gündüz olabilir?) tarihçilerce tartışılmaktadır. Ancak Şükrü Sokullu sanki, bunu kesin bir gerçekmiş gibi ileri sürmüştür."

Mahkeme bu bilirkişi raporuna dayanarak, davayı reddetti. Davanın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay’a taşındı. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi ise Şükrü Sokullu’nun daha önce mahkemelerden aldığı kararlara atıf yaparak kararı bozdu ve dosyayı mahkemeye gönderdi. Mahkeme ise karara şu ilginç gerekçelerle direndi:

"Avrupa’nın pek çok ülkesinde şecerenin kilise tarafından tutulduğu malumdur. Osmanlı İmparatorluğunda dini ve resmi kurumlarca şecere tutulmadığı bilinen bir gerçektir. Bilirkişi raporlarında da denildiği gibi nüfus sayım ve kaydına 1831 yılında başlanmış, modern sayımlar ve nüfus kayıtları 20 nci yüzyıl başlarında tutulmuştur. Sokullu Mehmet Paşa 1506 -1579 yılları arasında yaşamış ve veziri azamlık yapmış kişidir. Hiçbir tanık onun ölümünden başlayarak bıraktığı fürularını isim isim sayamaz. Sokullu Mehmet Paşa’nın padişah kızıyla evlendiği ve damat olduğu bir doğru ise de Şükrü Sokullu’nun bu evliliğin sulbünden geldiği vakiası ispat edilmemiştir."

Mahkemenin direnme kararı üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na taşındı. Kurul, kararını önümüzdeki hafta verecek.
Hürriyet
Yayın Tarihi : 27 Mayıs 2007 Pazar 08:07:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?