Daha çok erkeklerin ellerinde görülen 33'lük tesbihler artık kadınların eline geçti. Türk erkeğiyle özdeşleşen tesbihe kadınların da rağbet etmeye başlaması modellere de farklı alternatifler getirdi.

Şimdiye kadar erkekler kullandığı için oltu ve akik taşından yapılan tesbihler rengârenk bir görüntüye büründü. Zümrüt, yakut, kehribar ve ametist gibi taşlardan yapılan 33'lük tesbihler İstanbul'da Kapalıçarşı dükkânlarının vitrinlerini süslemeye başladı.

Kadınların kullandıkları bileklik ve yüzük gibi takıları tamamlayacak bir aksesuar olarak düşünülen tesbihler genellikle daha küçük taşlardan oluşuyor. Renkleri kadar kullanılan taşın özelliğine de önem veren hanımlar, bazı taşları şifa veren özellikleri sebebiyle tercih ediyor. Bu durumun tesbihlerin daha renkli ve çeşitli olmasına yol açtığını belirten Kapalıçarşı esnafından Mehmet Camkut, son zamanlarda birçok kadının bu tesbihleri kullanmaya başladığını anlatıyor. Camkut, zarafetin ve işçiliğin ön planda olduğu tesbihlere ünlü bayanların da rağbet ettiğini vurguluyor. Tesbihlerin özellikle Ortadoğu coğrafyasındaki kadınlar arasında yaygın olduğunu aktaran Kapalıçarşı esnafı, Bahreynli ve Lübnanlı hanımların da kendileri için siparişlerde bulunduğunu ifade ediyor. Örnek olarak da El Cezire Televizyonu'nun sahibinin eşi tarafından kendilerinden satın alınan tesbihleri gösteriyorlar.

Ünlü modacılar ise kadınların tesbihi aksesuar olarak kullanmalarına karşı çıkıyor. Yıldırım Mayruk'la 15 yıldır beraber çalışan Barbaros Şansal, "Tesbih bence ancak bir ibadet aracı olabilir. Taşının uğuruna inanarak taşımak dahi hurafe olur. Kadının elinde tesbih salladığını düşünemiyorum bile." diyor. Modacı Faruk Saraç da tesbihin kadın için uygun olmadığını dile getiriyor: "Tesbih erkeğe ait bir şey. Kadının kullanmasına hoş bakmıyorum."