22
Mayıs
2024
Çarşamba
YAŞAM

Aynı kaderi paylaştılar

Her yıl sayısız kişiyi kurban verdiğimiz trafik terörü bu defa yetiştirdiğimiz az sayıdaki heykeltıraşlardan birisini aldı aramızdan. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tankut Öktem (67)’nin içinde bulunduğu otomobil otobanda geri manevra yapan kamyona çarptı. Öktem olay yerinde hayatını kaybederken otomobilde bulunan kızı hafif, eşi ise ağır şekilde yaralandı.

Sanat camiasını isyan ettiren kaza önceki akşam 00.30’da O - 1 Karayolu’nun Kadıköy - Haydarpaşa yol ayrımında meydana geldi. Gaziantep’ten yüklediği deterjanı Kadıköy Göztepe’deki Devlet Malzeme Ofisi’ne götürmek üzere 27 KY 011 plakalı kamyonla yola çıkan Seydi Aydoğmuş, yolu iyi bilmediği için Boğaziçi Köprüsü yoluna girdi. Küçük Çamlıca katılımında, trafik polisleri tarafından durdurulan Aydoğmuş’a köprü yoluna girdiği için 52 YTL ceza kesildi. Polisler Aydoğmuş’u, Altunizade Sapağı’na yönlendirdi. Aydoğmuş geri dönüp Göztepe ayrımına girmek yerine Kadıköy yönüne devam etti. Yanlış yola girdiğini son anda fark eden Aydoğmuş, kamyonunu yavaşlatarak sağa yanaşıp geri geri çıkmak istedi. Bu sırada, 3 araç son anda gördükleri kamyona hafif dokunup sola doğru kırarak bariyerlere çarpıp kurtuldu.

ÜÇ ARAÇ ÇARPTI

4. araç o kadar şanslı değildi. Prof. Dr. Tankut Öktem’in asistanı Kadir Özyalçın’ın kullandığı 34 TG 986 plakalı Honda Civic marka otomobil, sağ taraftan kamyona çarptı. Otomobilin sağ ön koltuğunda oturan Öktem olay yerinde hayatını kaybetti. Sürücü ile eşi Canan Özyalçın ve Öktem’in kızı Pınar Doğan ve eşi Semra Öktem yaralandı.

Beyin kanaması geçirdiği belirlenen Semra Öktem, Acıbadem Hastanesi’ndeki ameliyatın ardından yoğun bakıma alındı.

Kamyon şoförü Seyfi Aydoğmuş kaza sonrası çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Alkollü olmadığı belirlenen Aydoğmuş, ifadesinde, sapağa girdiğinde yanlış yönde olduğunu, durmak üzereyken kazanın meydana geldiğini söyledi. Öktem, mankenlik de yapan kızı Oylum Öktem’in sanat danışmanlığını üstlendiği Nişantaşı’ndaki bir etkinlikten dönüyordu.

TIME’A KAPAK OLDU, ÜÇ KITADA İZİ VAR

YAKLAŞIK bin esere imza atan Öktem’in Kara Harp Okulu Anıtı, ünlü TIME dergisine kapak olmuştu. 700 figürlü anıt ders olarak okutuluyordu. Üç kıtada eserleri sergilenen Öktem 18 ilin cumhuriyet meydanı anıtlarını da yaptı.



Barış’ın ölümü onu çok etkiledi

Bodrum’da bir kamyonun altında can veren rockçı ve dizi yıldızı Akarsu’nun genç yaşta ölümünden çok etkilenen ünlü heykeltıraş “Barış bu lanet trafik terörüne verdiğimiz bir şehittir” demişti. Öktem’in yaptığı Barış heykeli tıpkı yaşamı gibi yarım kaldı. Amasra Belediye Başkanı Ali Yıldırım, ‘’Öktem, Akarsu’nun heykeline çok önem veriyordu. Heykel aynı zamanda Öktem’in anısını taşıyacak” dedi.


Sürücü tutuklandı

Kamyon sürücüsü Seydi Aydoğmuş (45) ile kazaya karışan 2 araç sürücüsü işlemlerinin tamamlanmasından sonra adliyeye sevk edildi. İki sürücü serbest bırakılırken, Aydoğmuş tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kamyon sürücüsü, Öktem’in içinde bulunduğu otomobilin kendi aracına hafif çarparak bariyerlere vurduğunu öne sürdü.

300 kuşlu bir adam ve pamuk iplikleri-MEHMET KENAN KAYA

Gazetecilik aslında travmatik bir meslek... Önceki akşam, Kültür Sanat sayfasına haber seçerken, ünlü heykeltıraş Tankut Öktem’in 57 kişinin hayatını kaybettiği Atlasjet faciası için bir anıtmezar yapmak istediği haberine rastladık ANKA’da... Belli ki, herkes gibi onu da çok sarsmıştı bu kaza... “Türkiye’nin çok değerli insanlarını ölüme götüren böylesi facialardan ders çıkarmak için Türbetepe’ye bir anıtmezar yapılması doğru olur” diyordu.

Haberi sayfaya aldık ve gece yarısına doğru baskıya yolladık. Ancak daha gazetenin mürekkebi kurumadan bu kez onun ‘ölüm haberi’ni geçti ajanslar. ‘Son dakika’ diye altına eklendi: E-5 Karayolu Harem bağlantısındaki kazada Prof. Dr. Tankut Öktem hayatını kaybetti.

Tankut Bey, uzun yıllardır Kumla’da, papağanlar, muhabbet kuşları, güvercinler, tavuklar, Afrika bülbülleri ve kanaryalarla dolu ‘300 kuşlu’ bir evde yaşıyordu. Kuş gribi faciası sırasında tavukları itlaf edilmek istendiğinde, razı olmayıp hepsini başka bir yere kaçırmıştı. “Onlar, benim yaratıcı gücümü artırıyor. Psikolojim bozuldu. Geceleri rüyalarımda yanan tavuklar, kuşlar görüyorum. Anadolu’nun yüzlerce yıllık sakinleri köy tavuklarına dokunamazsınız” diyordu.

Ama Hoca’nın bilmediği, daha doğrusu kabullenmek istemediği sadece kuşun böceğin değil, insan hayatının da pamuk ipliğine bağlı olduğuydu bu ülkede. Ve o, önceki gece, otomobiliyle ışıklı sahillere doğru ilerlerken birdenbire ölüverdi. Kamyonuyla yanlış sapağa giren ve geri geri çıkmaya çalışan bir ‘maganda’nın kurduğu ‘ölüm tuzağı’ pamuk ipliğini koparıverdi işte.

Oysa tezgâhında, yine bir trafik kazasında hayatını kaybeden Barış Akarsu’nun heykeli vardı... Barış’ın yüz ifadesini çok farklı bulduğunu ve o ifadenin unutulmamasını istediğini söylemişti. Heykelde Barış saçlarını yana savuracak, elinde de bir gitar olacaktı. Ama o da yarım kaldı.

Hayatı boyunca tavukların, köpeklerin, denizkızlarının, maden işçilerinin, yoksul kadınların, yaralı askerlerin, şehitlerin, kahramanların hikayelerini sanatına taşıyan; taşı, bronzu, demiri ‘vefa’ya dönüştüren Tankut Hoca artık yok. Bütün büyük sanatçılar gibi o da sözünü söyleyip gitti.

Ama meslektaşları belki... Onu derinden yaralayan ve ‘Ne olur bir daha olmasın. Ben para falan da istemem. Türbetepe’ye bir anıtmezar yapalım. Görenler ders alsın’ dediği projeyi onun taslaklarına göre yapabilir. Hocanın çizmek istediği 57 portreyi bir uçak kanadında ölümsüzleştirebilir ve aralarına onun ‘acıyla gülebilen yüzü’nü ekleyebilir. Zira bu ülkenin değerlerini korumak için pamuk ipliğinden daha sağlam şeylere ihtiyaç var. Madem ki Hoca ölürken bile görevini yaptı. Şimdi sıra herkeste....

Sinan KAL-Özner BERBER -AKŞAM
Yayın Tarihi : 7 Aralık 2007 Cuma 07:46:04
Güncelleme :7 Aralık 2007 Cuma 12:19:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?