22
Mayıs
2024
Çarşamba
YAŞAM

Bir Türk görmeden ölecek miyiz?

'Bir Türk görmeden ölecek miyiz?'... Türkiye bu içten yakarışları ilk kez Abdullah Aymaz'ın 'Sahibini bulan küpeler' başlıklı yazısında okudu. 

1991 yılında Azerbaycan ve ona bağlı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, Rusya'dan bağımsızlığını kazanmış, binlerce Azeri Türk'ü, Türkiye'den gelecek yakınlarını bekliyordu.

Yıllar süren özgürlük mücadelesi ve Ermenistan'la savaşları sebebiyle Nahçıvan'da ekonomik hayat neredeyse durmuştu. 72 yaşındaki Hacer ananın Türkiye'den gelen kardeşleriyle buluşması da Azeri-Ermeni savaşıyla kıtlığın yaşandığı 1991 yılında olur. 

Türkiye'de yardımlarla toplanan 180 ton gıda maddesi, 13 TIR'lık konvoyla güç şartlarda Nahçıvan'a getirilir. Gıda maddelerini dönemin Nahçıvan Meclis Başkanı Haydar Aliyev'e teslim eden heyetteki Osman Nuri Günay ve arkadaşlarının yolu basın danışmanı Gâhire Hüseyinova tarafından kesilir. 

Hüseyinova, anne ve babasının 'Bir Türk görmeden ölecek miyiz?' dediklerini anlatıp misafirleri olmalarını ister. Günay ve beraberindekiler, verilen adrese gidince çok sevinirler. Hacer ana hepsine tek tek sarılır, kıtlığa rağmen ne var ne yok önlerine döker. Otururken Günay'ın aklına eşinin verdiği küpeler gelir. Gâhire Hüseyinova'ya 'Bunları yengen gönderdi.' deyip verir. 

Kutuyu alıp dışarı çıkan Hüseyinova'dan hıçkırık sesleri gelmeye başlayınca Günay 'acaba yanlış mı yaptım' diye endişe eder. Hüseyinova, içeri dönüp olayı anlatınca hıçkırıklar birbirine karışır: "Bir hafta sonra düğünüm var. Yengem nereden biliyor benim küpelerimin eksik olduğunu?" 

Hacer ana ve kızıyla 16 yıl önceki bu buluşmadan sonra irtibatı hiç kesmeyen Günay, Hacer anayı oğlu İlyas, gelini Fatıma, torunları Hacer ve Muhammed'le birlikte Ankara'ya getirdi. Şehri gezen Hacer ana, Türk kardeşleriyle sarmaş dolaş oldu. 

Hacer ananın, o yıllarda bir Türk görmeyi çok istemesinin sebebi ise duygu yüklü. İkinci Dünya Savaşı'nda yaklaşık 50 bin Azeri gencinin Sovyetler için Almanlara karşı savaşırken şehit olduğunu anlatan Hacer ana, "Bizim zor günümüzde onlar silah vererek Ermenilere yardım etti. 

Osman Nuri oğlum, Zaman Gazetesi'nin Türk gardaşlarımızdan topladığı yardımları getirdi. Biz onları görünce 'İşte gardaşlarımız geldi, arkamız geldi, desteğimiz geldi.' dedik" şeklinde konuşarak gözyaşı döküyor. 16 yıl önce "Bir Türk görmeden ölecek miyiz?" diye soran Hacer ana, bugün binlercesiyle kucaklaşmanın mutluluğunu yaşıyor: "Allah bana iyi ki Türkiye'yi görmeyi nasip etti." Ruslar ve Ermenilerin tuttuğu sınıra bakıp Türk topraklarını seyretmeye çalışırken, bugün Türkiye'yi geziyor.

Zaman/Özcan Yağmur
Yayın Tarihi : 25 Aralık 2007 Salı 17:16:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?