28
Mayıs
2024
Salı
YAŞAM

Cinnet birden bire ortaya çıkmaz, ağır ağır gelir

Ruhsal sorunların doruk noktası olan cinnet geçirmenin birden bire ortaya çıkmadığı, yoğun bir birikimin sonucu olduğu belirtildi. 

Cinnetin, kişinin herhangi bir ruhsal nedenle öz denetimini yitirip kendine ve çevreye zararlı girişimlerde bulunması olduğunu vurgulayan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ünal, “cinnet getirip, ailesini de adeta katledenler (bu hayattan hep birlikte kurtulalım) düşüncesiyle bu eylemi gerçekleştiriyor” dedi.

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ünal, Adana’da, birinci sınıf bir emniyet müdürünün kendisinin yanı sıra eşinin ve iki çocuğunun yaşamına son vermesinin, cinnet geçirmenin eğitimle, meslekle, sosyal statüyle ya da kariyerle hiçbir ilgisinin olmadığını ortaya koyduğunu belirtti.

Halk arasında “cinnet” olarak bilinen ruhsal sorunun, “kişinin herhangi bir ruhsal nedenle öz denetimini yitirip kendine ve çevreye zararlı girişimlerde bulunması olayı” olduğunu vurgulayan Ünal, “Yaşam koşullarının ağırlığı ya da ailevi sorunlar başta olmak üzere yaşanan sıkıntılar önce ruhsal problemlere, ardından depresyona, önlem alınmadığı takdirde ise ruhsal sorunların en doruk noktası olan cinnet geçirmeye kadar varabiliyor” diye konuştu.

YAPILACAK OLAN ŞEY, ÖNLEM ALMAK
Çok sakin, hoşgörülü, sevecen, hayat dolu bir insanın bile günün birinde cinnet geçirmesine “şaşılmaması” gerektiğini ifade eden Ünal, şunları söyledi:
“Burada yapılacak olan şey, ruhsal sorun cinnet boyutuna ulaşmadan kişideki değişimi görüp önlem almaktır. Oysa, ülkemizde halen psikiyatra gitmeyi (delilik) gibi algılayanlar var. Psikiyatrik sorun, bir suç, günah ya da ayıp değildir. Her şeyin tedavisi vardır, ancak giden bir canın tedavisi mümkün olmaz.”

CİNNET, ‘GELİYORUM’ DER
İstatistiklere göre, kadınların daha sık psikiyatriste başvurduklarını, buna karşın cinnet gibi en ağır depresyonun genelde erkeklerde görüldüğüne dikkati çeken Ünal, şunları kaydetti:
“Cinnet, aslında önceden verdiği belirtilerle (geliyorum) der. O kişi eğer sakin, hoşgörülü, sevecen ve neşeliyse, birden bire bunun tam tersi olabilir. Kişi mutsuz, karamsar, agresif ve keyifsizdir, uykusuzluk çeker, hayattan zevk almadığını sık sık telaffuz eder, ölümden, öldürmekten de bahsedebilir.”

HEP BİRLİKTE KURTULALIM
Cinnet geçirip, ailesini de adeta katledenlerin ilk etapta onlardan nefret ediyor olabileceği izlenimi verdiğine işaret eden Ünal, “Oysa, bu zaman zaman nefretten kaynaklansa da çoğunlukta en önemli neden aşırı sevgidir. Cinnet geçirip, ailesini de adeta katledenler (Bu hayattan hep birlikte kurtulalım. Benden sonra onlar perişan olmasın) düşüncesiyle bu eylemi gerçekleştirirler” dedi.

“SİLAHA ULAŞIM ZORLAŞTIRILMALI”
“Son günlerde intihar olaylarının altında, parasal sıkıntıların bulunduğunu, kredi kartlarının neden olduğu bilinçsiz alışverişlerin kişilerin yaşamına mal olduğunu” ifade eden Ünal, şöyle konuştu:
“Defalarca gündeme getirmemize rağmen isteyen herkese hatta istemeyene bile bankalar neredeyse zorla kredi kartı vermeye devam ediyor. Bir diğer sorun yine silah almadaki kolaylıklar. Güvenlik güçleri görevleri gereği silah taşıyor, ancak sivil vatandaşlarda da bu çok yaygın. Bu nedenle yoğun depresyon sonucu bir anlık bir olay olan cinnet sırasında kişi en yakın silahına sarılıyor. Bu silahlara ulaşımı zorlaştırmamız gerekiyor.”

aa
Yayın Tarihi : 22 Şubat 2006 Çarşamba 17:58:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?