1
Mayıs
2025
Perşembe
YAŞAM

Danışman mı üfürükçü mü

Diyanet’in aile içi şiddete uğrayan kadınlara destek olunması için açtığı danışma bürolarındaki danışmanlar, üfürükçülerin kullandığı yöntemlerle yol gösteriyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığı, kocasından dayak yediği için İstanbul Müftülüğü’ne ait Aile Bürosu’nu arayan bir kişiye “dualı su” önerisinde bulunan personel için soruşturma başlatıldığını bildirdi. İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, olay karşısında dehşete düştüm dedi...

Diyanet'in üfürükçüleri

NTV’nin haberine göre Diyanet’in danışma bürolarında kadınlara, ’okunmuş su iç, dua et’ gibi öneriler yapılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından iki yıl önce aile içi şiddet, kadın hakları ihlalleri, gelin-kaynana kavgası, töre ve namus meselesi gibi sorunlara çözüm amacıyla 6 pilot ilde kurulan ve sayılarının 20’ye çıkartılması düşünülen Aile Danışmanlık Büroları üfürükçü merkezi gibi çalışıyor. 

İstanbul Müftülüğü’ne bağlı Süleymaniye’deki Aile Danışma Bürosu’ndaki görevli, kendisinden, "Kocamın yakınları ayrılmak isteyince ’seni öldürürüz’ dediler. Ne yapacağımı bilmiyorum" diye yardım isteyen A.C adlı bir kadına, "Bakarsınız olmayacak gibiyse verirsiniz mahkemeye ayrılırsınız" önerisinde bulunuyor. A.C.’nin "Beni kim koruyacak o zaman" şeklindeki sorusuna, danışman şöyle yanıt veriyor: "Polis. O zaman ayrılmayın, ailenizle birlikte kalın. Bakın ben size bir dua vereceğim. 100 tane Felak, 100 tane Nas okuyacaksınız. Bir bardak suya okuduktan sonra, eşinizin su kabına dökeceksiniz." Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzettin Er, hurafelere karşı oldukları için bu tür büroları kurduklarını, onaylamadıkları uygulamalara karşı gereken işlemi yapacaklarını söyledi. 

DİYANET'TEN "DUALI SU"YA SORUŞTURMA
 
Diyanet İşleri Başkanlığı, kocasından dayak yediği için İstanbul Müftülüğü’ne ait Aile Bürosu’nu arayan bir kişiye “dualı su” önerisinde bulunan personel için soruşturma başlatıldığını bildirdi. 

Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “İstanbul Müftülüğü Aile Bürosunda söylendiği iddia edilen ve bugün basında yer aldığı şekliyle dile getirilen bir yaklaşımın tasvip edilmesi mümkün değildir” denildi. 15 Nisan 2002’de çıkan bir yasayla 6 ilde kurulan bu büroların bu tür yanlış uygulamaların önüne geçilmek için kurulduğuna işaret edilen Diyanet açıklamasında şöyle denildi: 

MÜNFERİT BİR OLAY 

“Bugüne kadar halkımızdan olumlu tepkiler alan bu uygulamayı münferit bir olayla genelleştirerek olumsuzlaştırmak doğru değildir. Bununla birlikte, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için yeni tedbirler alınacak ve uygulamalar sıkı bir şekilde takip edilecektir. Nitekim, bu iddianın araştırılması için İstanbul Müftülüğümüzce ilgililer hakkında ivediliklesoruşturma başlatılmıştır.” 

İstanbul Müftüsü: Dehşete düştüm 

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, okunmuş suyla aile içi şiddete çare bulmaya çalışan danışmanlarına çıkıştı: Bunu nasıl söylersiniz! Yüksek din eğitimi gören biri olarak, hurafelerle dolu cevaplar vermeniz beni dehşete düşürdü. 

Diyanet’in İstanbul Müftülüğü’na bağlı aile danışmanlarının şiddet gören kadınlara duayla yol göstermesi üzerine İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Çağrıcı, sözkonusu danışmanları daha pasif bir göreve aldıklarını, haklarında da soruşturma başlattıklarını açıkladı. Çağrıcı, haberi tatildeyken gördüğünü ve o akşam danışmanlarıyla tartıştığını söyledi.

PASİF GÖREVE ALINDILAR, SORUŞTURMA BAŞLADI 

Aile içi şiddete okunmuş suyla çözüm bulmaya çalışan danışmanlar sizin müftülüğünüzde çalışıyor. Hâlâ görevlerine devam ediyorlar mı?
Bizim bayanların yaptığı açaklamalara tam vakıf olamadım, tatildeydim, biraz takip edebildim.
İstanbul Müftülüğü danışmanı (solda) hakkında soruşturma başlatıldı, ancak hâlâ görevinin başında.

Şu anda onlara ibadetler dışında hiçbir soruya cevap vermeme talimatı verdik. Sadece dini konularda (namaz, oruç gibi) konularda cevap verebilecekler. Uzmanlık isteyen konularda bu arkadaşları bir anlamda geriye çekmiş olduk. Tabii soruşturmayı da başlattık.

İki uzman da şiddet gören kadınlara aynı telkinlerde bulundu. Buna ne diyorsunuz?
Dinde dua vardır, duasız din olmaz ama bu her türlü derdi, din ile çözmeniz mümkündür anlamına gelmez. Çareler tükenince dualar başlar. İnsan yemek yiyerek karnını doyurması mümkünken dua ederek karnını doyuramaz. Biz oraya aklı başında üç-dört yüksekokul mezunu elaman koyduk diye biraz rehavate kapılmışız. Kendi eksiğimizi de itiraf etmiş olalım.

Okunmuş suyla yuva kurtarılıyor

’BAKALIM NE DİYORSUN?’ DİYE DENETLEME YAPMIYORDUK 

Danışmanlarınızla konuştunuz mu? 

Evet, dün akşam onlarla konuştum ve biraz çekiştim. Danışmanlarımızdan biri “Ben bazı şeyler söyledim” dedi. Ben de “Bunu nasıl söylersiniz! Dinle ilgili yüksek din eğitimi görmüş, okuyan yazan bir bayan olarak kadın sorununa böyle yaklaşmanız, hurafelerle dolu cevaplar vermeniz beni dehşete düşürdü” dedim. Demek ki bunları görmemiz gerekiyormuş. “Bu kadar okunacak, bu kadar üflenecek” demişler ama bunların hiçbirinin dinde yeri yok.

Bakanlık duacı danışmanları denetlemiyor

Bu arkadaşlarımızın bana ilettiklerine göre- belki o kısmı size yansımamıştır- önce bir kere alkol şikayeti olmuş, onunla ilgili alkol tedavi merkezini tavsiye etmişler. Psikolojik destek merkezi gibi kurumları önermişler. Kurum olarak bütünüyle bir zihniyet değişimi yaşamanız gerekiyor. Büroyu açmak yetmiyor. Ona göre insan eğitmeniz, ona göre zihniyet geliştirmeniz gerek. Bazı başka kurumlarda da böyle şeyler yaşanabilir. Bu durum bize şunu gösterdi ki sadece aile büroları açmakla iş halletmiş olmuyoruz. Buna uygun bir bilgi donanımı gerekiyor. Uzman eleman yetiştirilmesi gerekiyor. Tabii bizim o konudaki eksiğimiz biraz daha açığa çıktı. Zaten biliyorduk.

Diyanet’ten yazılı açıklama: Hurafelere yer yok

Bürolarınızı denetlemiyor muydunuz? 

Fetva konuları ikili konuşmalardır. Birileri orada danışmanın başında durup, ‘bakayım ne cevaplar veriyorsun’ diyemez. Sizin bu katkınızla -gerçekten samimiyetle söylüyorum- bir kusurumuzu yakalamış olduk. 

Tabii olayın bir idari boyutu var, onu inceliyoruz. Buradan bir talimat verdim, bir araştırmacı görevlendirdik. Konunun idari soruşturmasını yapacağız. İdari olarak gerekli işlemleri yapacağız ama yapılanma konusunda eksiğimiz var demek ki. Bu eksiğimizi tamamlamaya çalışacağız.

DANIŞMANLARIMIZIN HEPSİ BU KADAR BAŞARISIZ DEĞİL 

2 yıldır hizmet veren bu bürolar 6 bölgede açılırken, 20 bölgeye çıkarmak isteniyor. Hizmetin kalitesini kontrol edemediğinizi söylüyorsunuz. Neye dayanarak büroların sayısını çoğaltmaya çalışıyorsunuz? 

Hepsi bu kadar başarısız değil. Genelde bize sorulan sorular inançla ve ibadetle ilgili sorular.

Bu nasıl danışmanlık hizmeti

Ama aileyle ilgili farklı konulara girdiğinizi de iddia ediyorsunuz. Danışmanlarımız da aslında fetva uzmanıdır. Aile konularında spesifik olarak yetişmiş elemanlar değil. Tabii aile bürolarını kurduk ama yetişmiş eleman desteği sağlayamadık. Eleman desteği de ilahiyat fakültelerinden başlayarak bir eğitim süreceyle mümkün olacaktır. Maalesef bu tür Türkiye’nin başka kurumlarında olduğu gibi yetişmiş eleman temini bizde de aile sorunlarıyla ilgili olarak az.

İSTANBUL’UN DEPREM KONUSUNDA DA EKSİKLİĞİ VAR 

Kadın sorunlarına eğilirken, bunun için bir çalışma yürütmüş müydünüz? 

Evet, bazı toplantılara katıldım. Türkiye’de kadın sorunları daha 5-6 senelik, bilemediniz 10 senelik bir geçmişe sahip. Kurumsal olarak kadın sorunlarıyla ilgili yapılanma yetersiz. Türkiye’de bunlar yeni konular. Başka konularda da olduğu gibi eksiklikler var. Bu eksikliklerimizi tamamlamaya çalışacağız. İki sene diyorsunuz, en azından iki senedir Diyanet hiç olmazsa bu konuları gündemine aldı. Diyanet kendi alanıyla ilgili bu konuda yeterince hizmet verebiliyor mu? Eksikliklerimiz var. Görüyorsunuz, İstanbul’un depreme hazırlık konusunda da eksikliği var.




NTV/ANKA
Yayın Tarihi : 18 Ağustos 2006 Cuma 14:18:21
Güncelleme :18 Ağustos 2006 Cuma 16:41:11


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?