19
Mayıs
2024
Pazar
YAŞAM

Define avcıları tarihi defnediyor

Onlar, kadim bir arayışın yılmaz aktörleri; define avcıları. Yasak hayallerinin peşinde gece gündüz, kar kış, yağmur çamur demeden kazma kürek sallıyorlar. Uzman olmayan bu kişiler, para uğruna paha biçilmez mimari eserleri delik deşik ederek, ecdat yadigârı değerleri karartıyorlar. 

Filmlere konu olan, hakkında efsaneler anlatılan definecilik, teknolojik imkânların artmasıyla birlikte milyarlarca lira değerindeki araçlarla yapılıyor. Köşeyi dönme hayaliyle kaçak kazı yapanların bazıları, toprağın altında kalıp yaşamını noktalıyor. Kimileri elinde avucunda ne varsa bu işlere harcıyor. Ömrünü gömü bulma uğrunda verenlerin sayısı giderek artıyor.

‘Köyden İndim Şehire’ ve ‘Umut’ filmleriyle beyaz perdeye aktarılan define avcılığı, her geçen gün daha popüler hale geliyor. Bazıları ellerine geçirdikleri haritalarla hayallerindeki hazinelere kavuşmak için il il, köy köy dolaşıyor. Kimileri ise kazma kürekle başladığı zenginlik yolculuğunun başında güvenlik güçlerine yakalanarak hayallerini hapishanelerde sürdürüyor. Bazıları da teknolojinin nimetlerinden yararlanarak gerçekten köşeyi dönüyor. Sosyologlar, defineciliğin mafya tipi yapılanmalar tarafından organize edildiğine dikkat çekiyor. Tarihi korumanın en iyi yolunun halkın eğitiminden geçtiğini düşünen sanat tarihçileri, hazırlanacak belgesel ve kültür programları ile halkın eğitilmesini istiyor. Hazreti Peygamber’in el emeği, alın terini ve çalışmayı takdir ve teşvik ettiğini kaydeden din âlimleri ise, boş hayaller peşinde koşmak yerine, gerçekçi davranıp çalışmak gerektiğini söylüyor.

Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Başkanı Prof. Dr Haşim Karpuz, definecilerin tarihe verdikleri zararların altını çiziyor. Zenginlik hayali uğruna izinsiz kazılar yapılmasının, höyük, ören yeri, Bizans, Selçuklu, Osmanlı yapılarını tahrip ettiğini kaydeden Haşim Karpuz, “Öyle tahribatlar yapılmaktadır ki, bir Selçuklu türbesi veya köprüsü ayağa kaldırılamayacak hale gelmektedir.” diyor. Kazıların, müze uzmanı huzurunda gerçekleştirilmesinin şart olduğunu söyleyen Haşim Karpuz, “Ülkemizde definecilikle uğraşan çok az kişi uzman gözetiminde kazı yapıyor. Kaçak kazılar yapan defineciler, mimari eserleri gece-gündüz delik deşik ediyor.” diye konuşuyor.

Emniyet güçlerinin definecilerle yaptığı mücadele ise yetersiz. Etkin mücadele için yeni bir yapılanma ve yeni yasal önlemler gerektiğini kaydeden sanat tarihi uzmanı, define aramada kullanılan dedektör ve diğer cihazların satışı ile reklâmının yasaklanmasını istiyor.

Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Bölümü Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Hasan Hüseyin Taylan da, ekonomik buhranlar, hızlı toplumsal değişmeler ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasını köşe dönmeciliğe zemin hazırlayan etmenler olarak sıralıyor. Ona göre, define işini yapanlarla, organize edenler birbirinden farklı. İşi yapanlar, geçim darlığı çeken, bir çıkış yolu arayanlar. Organize edenler ise mafya, çete tarzı örgütlenmeleri olan organizasyonlar.

İnsani Değerler ve Ruh Sağlığı Vakfı (İDER) Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, definecilerin üç gruba ayrıldığına dikkat çekiyor. İlk gruptakilerin ‘paranoyak’ olarak nitelendirildiğini hatırlatan Tarhan, ikinci gruptakilerin defineciliği bağımlılık derecesinde yapanlar olduğunu söylüyor: “İkinci gruptakiler kumar bağımlıları gibidir. Define aramadıkları, bu konuyu konuşmadıkları, define haritalarını eline almadıkları zaman açlık hissederler. Bu kişiler aradıkları defineyi bulamasalar da çabaları onlara zevk verir.” Anne-babanın definecilikle ilgili çok konuştuğu bir aile ortamında büyüyen çocukların defineciliğe yatkın olabileceğini söyleyen Tarhan, üçüncü grupta ise takıntılı olanların bulunduğunu ifade ederek bu kişilerin define aramayı vazgeçemeyecekleri bir davranış gibi gördüklerine ve kendilerini define aramaktan alıkoyamadıklarına dikkat çekiyor.

Emekli Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan, Hz. Peygamber’in ümmetini ticarete ve üretime teşvik ettiğini belirterek, define aramada kullanılan enerjinin helal rızık temininde kullanılmasının daha faydalı olacağını hatırlatıp “Sevgili Peygamberimiz ‘Kişi elinin emeğinden daha güzel bir rızık yememiştir’ buyuruyor.” diyor.

Sit alanında kaçak kazının cezası 5 yıl hapis

Defineciler, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanunu ve ilgili yönetmelik doğrultusunda, izin alıp, müze uzmanı huzurunda define arayabiliyorlar. Definin değeri Maliye Bakanlığı’nca tespit ediliyor. Arazi Hazine’ye aitse definenin yüzde 50’si Hazine’ye, yüzde 50’si define arayıcısına veriliyor. Özel veya tüzel kişilere ait arazi ise, yüzde 40’ı arayıcının, yüzde 10’u arazi sahibinin, yüzde 50’si de Hazine’nin oluyor. 2863 sayılı kanunun 74. maddesi gereğince izinsiz define arayanlar, 1 yıldan 5 yıla kadar ağır hapis, 25 bin ila 100 bin lira arasında ağır para cezasına çarptırılıyor. Aynı kanunun 65. maddesi sit alanlarında kazı yapıp, define arayanlara 2 yıldan 5 yıla kadar ağır hapis, 5 milyar liradan 10 milyar liraya kadar ağır para cezası öngörüyor.

zaman
Yayın Tarihi : 27 Temmuz 2008 Pazar 21:42:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?