Devletin mutfağından anılar

Cumhurbaşkanı eşi Hayrünnisa Gül’ün, “Dışişleri Konutu’nda sadece hünkârbeğendi yapılıyordu” açıklaması, çok tartışıldı. Uzun yıllar Devlet Konukevi, Çankaya Köşkü, Dışişleri Konutu ve MİT Müsteşarlığı’nda aşçı olarak çalışan Şemsettin Balıkçı; “Hünkârbeğendi büyük ustalık gerektiren bir yemektir. Herkes yapamaz. Zaten hünkârbeğendiyi yapabiliyorsan, ustalığın vardır ve her yemeği yaparsın” diyor.

Kenan Evren, Erdal İnönü, Hikmet Çetin, Tansu Çiller, Murat Karayalçın, Mümtaz Soysal ve Sönmez Köksal gibi bir çok siyasiye hizmet veren Balıkçı’nın oldukça ilginç anıları var. İşte onlardan bir demet...

Mutfaktaki CIA ajanları...

ABD Başkanı Clinton’ın 1999’daki Türkiye ziyaretinde, Çankaya Köşkü’nde verilen resmi yemeğin pastasını, Kuki’de çalışmasına rağmen Cumhurbaşkanlığı Protokol Müdürü’nün isteği üzerine Şemsettin Usta hazırlamış. Pastayı kendi mutfaklarında hazırladıklarını belirten Şemsettin Balıkçı, o günleri şöyle anlatıyor: “Amerikan ajanları bir haftaya yakın süre bizim mutfakta kamp kurdular. Unu, şekeri, gireni çıkan her şeyi kontrol ettiler. Yaptığımız tatlıyı her aşamasında tattılar.
Çikolatalı, kestaneli bir tatlı hazırladık. Tatlının en büyük özelliği ise şekerden yaptığımız Türk ve Amerikan bayraklarıydı. Servis tabaklarına bu bayrakları koymuştuk. Clinton’ın büyük ilgisini çekmiş. Yenip yenmeyeceğini sormuş. Şekerden olduğunu öğrenince her iki bayrağı da yemiş.”

Çiller hep rejim yapardı

Dışişleri Konutu’nda uzun yıllar hizmet veren Şemsettin Usta’nın, Tansu Çiller’le ilgili hatırladığı en önemli ayrıntı, sürekli rejim yapıyor olması:
“Kendisi her zaman yumurtanın beyazını yerdi. Çok iyi bir insandı. Ondan değil, ama kocası Özer Bey’den çok çekinirdik. Çalışanlara bağırır, çağırırdı.”

Filiz Akın’a fırça!

Büyükelçi Sönmez Köksal’ın MİT Müsteşarlığı’na atanmasıyla birlikte Şemsettin Balıkçı da onların yanına geçmiş. Balıkçı’nın Filiz Akın’la anısı şöyle:

“Çok hanımefendi ve cana yakın birisi. Bir gün mutfağa indi ve bir tatlı istediğini söyledi. Tarifini de verip, yaparken başımda durdu. Önce bir şey demedim; içimden ya sabır çektim. Fakat baktım ki her yaptığıma karışmaya başlıyor, ‘Filiz Hanım, bir geç otur hele şöyle sen’ dedim ve tatlıyı tek başıma yaptım. Bir daha bana karışmadı.”

Semra Hanım kızınca...

Şemsettin Usta’nın çalıştığı liderler arasında Turgut Özal ve eşi Semra Özal da vardı. Semra Hanım’ın, Devlet Konukevi’nde Papatyalar’a verdiği çay partilerini hazırlayan Şemsettin Usta, aralarında şimdiki Amerikan Başkanı George Bush’un babası da dâhil olmak üzere, çok sayıda devlet büyüğüne hizmet vermiş. Balıkçı, Turgut Özal’la ilgili bir anısını ise şöyle anlatıyor.

“Kahvaltı hazırlamak için Köşk’e çok erken gelirdim. Rahmetli Özal da erken kalkar, yüzmeye giderdi. Beni görünce, sabah kahvaltısı için ne yaptığımı sorardı. Simit yaptığımı görünce hemen alırdı. Turgut Bey’in simit yediğini gören Semra Hanım bana kızar ve ‘Verme sakın bir daha’ derdi. Ben de, ‘O Cumhurbaşkanı. Nasıl vermeyeyim ki?’ derdim.”

Her yemeğin üstüne tatlı

Şemsettin Usta’nın Devlet Konukevi’nde çalışmaya başladığı 1982 yılında, burayı en çok kullanan kişi, dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’miş. “Kenan Evren, bir davet vermişti. Yemeğin sonunda beni yanına çağırdı. Yaptığım tatlıyı göstererek, ‘Bu ne?’ diye sordu. ‘Elma Charlotte’ dedim. ‘Bundan sonra bu tatlının adı Çankaya Charlotte olsun’ dedi.
Paşa hemen her yemeğin sonunda, tatlı olarak üstünde elma olan üzümlü, kekli, kremalı ‘Çankaya Charlotte’ yerdi.”

70-80 çeşitten oluşan büfe

Bazı bakan eşlerinin mönü hazırlanırken kendi fikirlerini söylediklerini belirten Şemsettin Balıkçı, o döneme ait bir anısını da şöyle anlatıyor:

“En rahat çalıştığımız isimlerden birisi Hikmet Çetin’in eşi İnci Hanım’dı. İşimize hiç karışmazdı. Önemli olan ustaya güvenmektir. Bize çok güvenirdi. Biz de hiçbir zaman onu mahcup etmedik. Dönemin Amerikan Dışişleri Bakanı gelmişti. Onu ağırlayacaktık. Mönüyü tamamen bana bıraktı. Ben de 70-80 çeşitten oluşan, kendi mutfağımızı tanıtan çok güzel bir büfe yapmıştım. Çok memnun kalmıştı.”