22
Mayıs
2024
Çarşamba
YAŞAM

Ecevit'i aile mezarlığına taşıyacak

Aile mezarlığı için yer arayan Rahşan Ecevit, "60 yıl eşimle birlikte yaşamışım, öldükten sonra o bir yerde ben bir yerde mi olacağız? Her aile gibi bizim de bir aile mezarlığımız olacak," diyor..

Onlarınki Türk siyasi tarihinin en büyük ve mutlu aşk hikâyesi. Sokakta, otobüste, hastane odalarında, hatta mitinglerde hep el eleydiler. Üzerlerine kontrgerilla kurşunlarının yağdığı sırada bile birbirlerinin ellerini bırakmadılar.

Bülent Ecevit geçen yıl yaşamını yitirdiğinde Rahşan Ecevit, cenaze arabasının ardından yine elini tabuttan bir an bile ayırmadan saatlerce yürüdü. Rahşan Ecevit şimdi vaktinin önemli bir bölümünü Oran Sitesi'ndeki çalışma evinde eşinin 60 yıllık arşivini yeniden düzenlemekle geçiriyor. Bir taraftan da aile mezarlığı için yer arıyor. Rahşan Ecevit'le cumhurbaşkanlığı seçim sürecini, DSP ve CHP'yi, önemlisi de Ecevit'siz geçen günleri konuştuk.

- Seçimlerden önce Solda birlik olursa iktidarı alırlar," dediniz. Seçime ortak giren CHP ve DSP neden beklenen oyu alamadı?
- Hem DSP ve hem de CHP elinden geleni yaptı. Ama sorun, sağın ittifakı yapamamasıydı. DYP-ANAP ittifakı olsaydı AKP'nin oyları bölünmüş olurdu. Zannedersem o ittifak da AKP tarafından baltalandı. Bir de CHP çok fazla tutulan bir parti değil. Sosyal demokratlar CHP'yi tercih etmedi.

'GRUP KURMAMIZDAN KORKTULAR'

- CHP'liler de "DSP bize oy getirmedi," diyor...
- Onun bir nedeni var. Çok cimri davrandılar. Deniz Baykal, bize sadece 12 milletvekili verebileceğini söyledi. Sonradan duydum "Onlara bir grup kurdurup da sonra bir de onlarla mı uğraşacağım," demiş. 20 kişi bile yapmadı, 12 milletvekilinde çok ısrarcı oldu.

- Siz 20 milletvekili mi istediniz?
- Biz rakam telaffuz etmedik. Ama 12 kişi olması da gülünç. Niye bize yardım etmediler, çalışmadılar," diyorlar. Nedeni sadece 12 milletvekili verilmesi. Bir il örgütüne bir milletvekili verilmişse o örgüt onu çıkarabilmek için çalışır. Ama bir örgütün milletvekili adayı yokken niye çalışsın ki? En azından 40-50 milletvekili olsaydı o zaman bizimkiler de canla başla çalışırdı. 12 milletvekili için CHP'ye mi çalışsalardı?

- Size göre seçimlerde DSP'nin CHP'ye getirdiği oy oranı neydi?
- Gerçekten bilmiyorum. Ama onlar ısrarla "12 milletvekili" olsun dediler. Meclis'te grup kurmamızdan korktular.

- AKP'nin yüzde 47 gibi ciddi bir oy oranına ulaşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- AKP, ülke gündemine girdiği günden itibaren yeni bir kültür sundu insanlarımıza: Sadaka kültürü. Üstelik halkın bir cebinden aldıkları parayı öteki cebine yardım diye verdiler. AKP'nin bu sadaka kültürüyle halkı bağımlı hale getirmesinden büyük üzüntü duyuyorum. Halkı sadakaya muhtaç hale getirdiler. Durumu kurtarmak için de akşamları evlerin kapılarının önüne yiyecek ve yakacak torbaları bırakıyorlar. Halkımız kendisine sunulan bu yardımların karşılığını oylarıyla ödedi. AKP, cömertçe yaptığı bu harcamalar için devlet kasasını kullandı. Bir de uluslararası sermaye AKP'den geleceğimizi tehdit edecek derecede kârlı yatırımlar için söz aldı.

- Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı seçildi. Eşi Hayrünnisa Gül de Çankaya'nın ilk başörtülü veya türbanlı Cumhurbaşkanı eşi oldu. Bu çerçevede seçim öncesi ve şimdi devam eden tartışmaları nasıl buluyorsunuz?
- Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı olabilir. Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana kamuoyu ve basın ilk defa bir Cumhurbaşkanının laiklik üzerine ettiği yemine sadık kalıp kalmayacağından kuşku duymaktadır. Çünkü Abdullah Gül, laiklik kavramını ustalıkla amacına göre tanımlamakta. Türban konusunda ise konuşmak istemiyorum.

- DSP de Cumhuriyet mitinglerinin katılımcıları arasındaydı. Ancak Cumhurbaşkanının seçim sürecinde CHP'den ayrı bir yol izledi...
- Her partinin bir kimliği var. DSP kendi kimliğini ortaya koyarak adayını çıkardı.

- MHP de yeniden Meclis'e girdi. Eski yıllarla kıyasladığınızda MHP'yi nasıl görüyorsunuz?
- MHP kendini sütten çıkmış ak kaşık gibi görüyor ve gösteriyor. Oysa geçmişte yaptığı hataları dürüstçe ortaya koyma cesaretini gösterebilmeli.

- Sürekli siyasetin içinde oldunuz. Hiç milletvekili olmayı düşünmediniz mi?
-Milletvekili olmayı hiç istemedim. Neden istemediğim üzerinde de çok durmadım. Zaten Meclis'e girmek insanın çok vaktini alıyor. Şöyle düşünüyorum; bütün bir öğleden sonran boşa gidecek. Dışarıda harıl harıl çalışmak varken...

Ecevit KILIÇ - Sabah
Yayın Tarihi : 9 Eylül 2007 Pazar 08:41:45
Güncelleme :9 Eylül 2007 Pazar 08:58:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mehmet Latif Bayrı IP: 88.234.165.xxx Tarih : 9.09.2007 19:58:03

Sayın Kılıç Rahşan Hanımefendiyle yaptığınız röportajı okudum ziyadesiyle memnun olduğum konulara değinmişsiniz.Ama en çok Sayın Rahmetli Başbakanımızın Aile mezarlığına taşınacağı bölümü beni etkiledi Sayın Rahşan Hanımefendi çok iyi düşünmüşler zira böyle büyük bir Devlet Adamının mezarını ziyaret edebilmek her Türk evladının hakkıdır ne yazık ki Devlet mezarlığında bu biraz zor.Çünkü O Ulu Önder Atatürk den sonra gelen Ülkemiz için değerli siyasetçi,Devlet Adamı ve çok iyi bir düşünürdü biz o yaşadığı sürece kendimizi emniyette hissediyorduk biliyorduk ki Ülemizin Bekası söz konusu olduğunda Sayın Bülent Ecevit hiç gecikmeden cevabı verecekti. Ama artık O büyük Devlet Adamı düşünür artık aramızda değil şimdi oturup düşünelim Ülkemiz kimin ellerinde ve kimler tarafından yönetiliyor Ülkemizin Bekasını hangi siyasetçiler ve Devlet Adamları düşünüyor? ne yazık ki maalesef diyebileceğim size Türkiyemi Türkler Yönetmiyor. Sayın Bülent Ecevit i Rahmetle anıyor ve Sayın Rahşan Ecevit Hanımefendiye ve size Saygılarımı sunuyorum.


Tülay seray hollanda IP: 212.187.16.xxx Tarih : 26.09.2008 23:05:12

Latif Bayrının Ecevit ile ilgili yazısına aynen katılıyorum. O büyük insan için daha öncede yorum yapmıştım ama ne yazık ki yayınlanmadı. Ecevit Türk milletinin ikinci atasıydı. Yeride Anıtkabir ANKARA olmalıydı. Bu gün Atatürkü unutturmaya çalışanlar bir gün gelecek kendileride unutulacak. Vah Türkiyem vah. Gurbetçi yazar.