Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Başkanı ve Deprem Araştırma, Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof.Dr. Zafer Akçığ, İzmir’de saat 08.45’de meydana gelen ve merkez üssü Ege Denizi olan 5.7 büyüklüğündeki depremin üzerinde dikkatle durulması gerektiğini belirterek, "Hazır beklemeli, gelişmeleri panik yapmadan izlemeliyiz" dedi.
Prof. Dr. Akçığ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, büyük depremden sonra artçı sarsıntıların devam ettiğini, sarsıntıları dikkatle takip ettiklerini söyledi. Geçen hafta meydana gelen ve merkez üssü Konak olan depremden sonra bölgeyi dikkatle incelediklerini belirten Akçığ, şöyle dedi:
"Henüz çok yeni, elimizde 6-7 tane kayıt, bilgi var. Bu konuda konuşmak için çok erken ama özellikle geçen günlerde meydana gelen merkez üssü Konak olan depremden sonra bölgeyi dikkatle izliyoruz. Bu sabah meydana gelen deprem de üzerinde dikkatle durulması gereken bir olay. Bu bölgede zaten bir hareketlilik var, geçen yıl da Seferihisar’da depremler büyük etki meydana getirmişti. Eldeki bütün verileri önümüze koyup dikkatle değerlendireceğiz. Gelişmeleri panik yapmadan izleyeceğiz."
PROF. DR. ERCAN: İZMİR'İN İÇİNDE OLSA YIKIM YAPARDI
Türkiye Jeofizik Kurumu Onursal Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, merkez üssü Ege Denizi olan depremle ilgili olarak, "Eğer bu deprem İzmir’in içinde olsaydı, yıkım yapardı" dedi.
Prof. Dr. Ercan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmir yakınlarında meydana gelen depremin, Ege Bölgesi’nin yapısal nitelikleri göz önüne alındığında yıkımın başlayacağı, "eşik değer" olduğunu söyledi.
"Eğer bu deprem İzmir’in içinde olsaydı, yıkım yapardı" diyen Prof. Dr. Ercan, Ege Bölgesi ile denizinde meydana gelen depremlerin yaşlı kuzey-güney ile genç doğu-batı doğrultusundaki kırıklar boyunca oluştuğunu bildirdi.
Prof. Dr. Ercan, kuzey-güney yönündeki yaşlı kırıkların küçük ve orta boy (6’dan küçük), doğu-batı doğrultusundaki genç kırıkların ise 7.2 büyüklüğüne kadar deprem üretebildiklerine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Deprem, dünden başlamak üzere öncü depremlerini vermeye başlamıştır. Yaklaşık bir atom bombası gücündeki yer, gerginliğini 5-17 kilometre derinden 10 saniyede boşaltmıştır. Depremin yıkım gücü 7.0, ama büyüklüğü 5.7’dir. İzmir’e uzaklığı 55 kilometre olan bu
deprem, Gölcük depreminin ise 350’de 1’dir. İstanbul’u etkilemesi ise söz konusu değildir." İzmir ve çevresinde tarih boyunca çok sayıda deprem meydana geldiğini belirten Prof. Dr. Ercan, şunları söyledi:
"İzmir’in deprem çekincesi, 7.2’dir. İzmir’de deprem beklenen ve büyük depremini hazırlamakta olan yer Foça-Karaburun-Midilli üçgenidir. Burası çok etkin görünüyor. Uzaydan yapılan ölçümler, burada yerin, güneybatıya doğru sürüklendiğini gösteriyor. Aynı zamanda bu kesimde deprem yoğunluğunda artış görünüyor. Büyük depremi burada bekliyorum." Prof. Dr. Ercan, İzmir’in Bornova Ovası, Mersinli, Bayraklı, Alsancak, Basmane, Konak, Urla, Güzelbahçe, Karşıyaka, Bostanlı, Çiğli, Mavişehir, Menemen, Kadifekale, Tepecik ve Seferihisar gibi bölgelerinin yüksek deprem çekinceleri içerdiğini ifade ederek, Kadifekale ve Tepecik’teki gecekonduların yıkılarak, yerlerine "Egekent" türünde yapıların kurulması gerektiğini vurguladı.
Körfezin kuzey kesiminde bulunan yerleşim birimlerinin boşaltılarak, bu bölgede bulunan dağın yamaçlarına kaydırılması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Ercan, bölgede 4.5-5.1’e varan artçı sarsıntıların bir hafta boyunca devam etmesinin beklendiğini sözlerine ekledi.
"BU FAYLAR BÜYÜK DEPREM ÜRETMİYOR"
Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Ege Denizi’nde meydana gelen iki depremin aynı fay sisteminden kaynaklandığını bildirdi.
Kalafat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ege Denizi’nde aktif fay sistemlerinin bulunduğunu kaydederek, zaman zaman bölgede olan depremlerin bir dizi şeklinde seyrettiğini belirtti.
Bu depremlerin bir müddet daha devam edeceğini ifade eden Kalafat, ancak bu konuda zaman verilemeyeceğini söyledi.
Kalafat, "İki deprem de aynı fayların neticesi. Bu bölgede olan faylar, yakın tarihe bakıldığında büyük depremler üretmiyor. Ama bu bir doğa olayı. Kesin bir şey söylemek doğru değil" dedi.
İki deprem arasındaki mesafenin boylamda 5 kilometre olduğunu kaydeden Kalafat, aynı bölgede birçok aktif fay bulunduğunu sözlerine ekledi.
AA
Yayın Tarihi :
17 Ekim 2005 Pazartesi 15:16:45
Güncelleme :17 Ekim 2005 Pazartesi 19:41:02