Film gibi buluşma!

Türkiye'yi yurtdışında başarı ile temsil eden Anadolu Ateşi'nde dansçıları gözyaşlarına boğan ve benzeri ancak filmlerde görülebilecek bir olay yaşandı.

Grubun başdansçılarından olan 33 yaşındaki Abdullah Ateş'in, varlığını daha 4 yıl önce öğrendiği, o tarihten bu yana her yerde aradığı, 30 yaşındaki kardeşi Ryan, Londra'daki turne sırasında karşısına çıktı.Kardeşinin, abisi Abdullah'ı Londra'da duvarlarda asılı Anadolu Ateşi posterlerinden tanıdığı inanılmaz öyküde her şey babalarının İstanbul'da evde ağlayarak gerçeği tam 26 yıl sonra itiraf etmesi ile başladı.

Türkiye'yi yurtdışında başarı ile temsil eden Anadolu Ateşi'nde dansçıları gözyaşlarına boğan ve benzeri ancak filmlerde görülebilecek bir olay yaşandı. Grubun başdansçılarından 33 yaşındaki Abdullah Ateş'in, varlığını 4 yıl önce öğrendiği, o tarihten bu yana her yerde aradığı, artık bulmak için umudunu kestiği 30 yaşındaki kardeşi İngiliz Ryan, Londra'daki turne sırasında karşısına çıktı. Kardeşinin, abisi Abdullah'ı Londra'da duvarlarda asılı Anadolu Ateşi posterlerinden tanıdı.

Babasının itirafı

Bundan 4 yıl önce Abdullah Ateş'i, Ünye'de yaşayan anne ve babası İstanbul'da ziyarete geldi. O gece ailece evde, bir babanın yıllar sonra oğluna kavuşmasını anlatan bir televizyon programı seyrediyorlardı. Babası, bir anda ağlamaya başlayarak, oğlu Abdullah'a sarıldı ve ağzından şu sözler döküldü:

'Artık dayanamıyorum'

"Oğlum artık dayanamıyorum. Senden bunu saklayamayacağım. Benim yıllar önce İngiltere'de olan bir ilişkimden senin bir kardeşin var. Şu anda hala İngiltere'de. Senden üç yaş küçük, 26 yaşında. Elimde adı, yaşı ve annesinin adından başka hiç bir şey yok. 10 yıldır bu yana irtibatım tamamen koptu. Sana vasiyetim lütfen kardeşini bul."

Annesi de bu gerçeği bilmesine rağmen kızgınlığından oğluna söylememişti. Çünkü, baba şimdiki eşi ile aslında o zaman da evli idi. Ama, 1976'da Abdullah doğduktan sonra 3 yıl sonra dil kursu için İngiltere'ye gitmişti.

30 yıl önceki o gizli ilişki

Ancak, o sırada bazı sorunları olduğu için Londra'da İngiliz bir kadın ile kısa süreli ilişkisi de olmuştu. İşte Ryan'da bu ilişkiden doğmuştu. Fakat, baba daha sonra Türkiye'ye döndü ve sorunları gidererek evliliğine devam etti. Yalnız kalan İngiliz anne ise Ryan'ı doğurdu. Kimselere bir şey söylemeden de onu tek başına büyüttü. Yıllarca oğluna babasının bir Türk olduğunu ve kardeşlerinin bulunduğunu anlattı.

Yıllarca bir sır kaldı

Ama bu sır taraflar arasında yıllarca korundu. Detaylar çocuklar dahil asla verilmedi. İngiliz aile, Türkiye'ye tepki görecekleri endişesi ile gelmekten hep korktu.

Umutsuz arayış

İstanbul'da evde babasının sözleri ile bir kardeşi olduğunu öğrenen Abdullah için artık bitmek tükenmek bilmeyen bir arama başlamıştı. Troya'nın, Anadolu Ateşi'nin yurtdışındaki dolup taşan temsillerinde, o salonu yıkan alkışlarda bile Abdullah'ın aklı hep kardeşinde, gözü, 'acaba bulabilir miyim' umuduyla kalabalıkların arasındaydı. Konsolosluklara başvurdu. İnternetten aradı.

TV programlarına bile başvurdu

Tanıdıklarına sordu. İngiltere'deki arkadaşlarına arattı. Hatta en sonunda İngiltere'deki tv programlarında kayıp aranıyor başvuruları bile yaptı. Ama hiç bir sonuç alamadı. İngiliz yasaları da 11 Eylül'den sonra yabancıların arama isteklerine daha kapalı olduğu için bu aramalar hep gözyaşları ile bitti.

Mustafa Erdoğan'a anlattı

Bu süreçte baba, Troya ve Anadolu Ateşi'nin yaratıcısı Mustafa Erdoğan ile temasa geçerek durumu anlattı. Bunun üzerine Mustafa Erdoğan da o turda listede ismi olmamasına rağmen Abdullah'ı bir umutla Londra ekibine dahil etti. Bir mucizeye dakikalar kalmıştı. 25 Nisan günü tam o saatlerde bir anne ile oğlu sessiz sedasız gösterinin yapıldığı dünyaca ünlü Hackney tiyatrosunun önüne geldi.

Son bir umutla geldiler

Daha önce de Türkiye'den gelen grupları hep aramışlar, ama umutları boşa çıkmıştı. Bu kez de ellerindeki küçük resme, sonra bir de afişlere bakıp Abdullah'ı bulmaya çalışıyorlardı. İngiliz anne ile babanın en son irtibatı 10 yıl önce Abdullah'ın annesinin tepkisi ile tamamen kesilmişti. Bu nedenle, ellerinde, on yıl önce babadan aldıkları mektuptaki Abdullah'ın bir dansçı olduğu bilgisi ve o zamanki fotoğrafından başka birşeyleri yoktu.

Afişten buldular

Afişi uzun uzun incelediler. Abdullah'a benzer bir dansçı afişteydi. Dansın bitmesini beklediler. Şanslarını bu kez deneyeceklerdi. Annesine sımsıkı sarılan Ryan heyecandan titriyordu. Gösteri bitti. Abdullah bir anda karşılarında belirdi. Önce derin bir sessizlik oldu. Ryan elini uzatmaya çalıştı ve bir anda Abdullah'ı kendine çekerek sarıldı. Bu an gözyaşlarına boğulan dansçılar tarafından saniye saniye görüntülendi.

Annenin ağlatan sözleri

'Benim romanım bugün tamamlandı'

Belki de herkesi ağlatan cümleyi Ryan'ın İngiliz annesi söyledi, "Benim hayatım gerçekten bir roman gibiydi. Ama bitiş cümlesini, hayatımın en büyük hayali olarak yazmıştım. O da binbir zorlukla büyüttüğüm Ryan'ın Türkiye'deki kardeşi ile buluşması. Şimdi bu roman tamamlandı."

Kardeşinin yanında

30 Mayıs, 30 yaşındaki Ryan'ın doğum günü. Abdullah da bu nedenle şimdi Londra'da. Çünkü, 10 yaşından beri Abdullah'ı yanından ayırmayan Mustafa Erdoğan, son bir jest daha yaparak onu yıllar sonra bulan kardeşi Ryan'ın yaşgünü için Londra'ya gönderdi.