16
Mayıs
2024
Perşembe
YAŞAM

İçindeki gezgin rahat durmadı

Onlar gezgin bir anne ve kız. Biri 50, diğeri 9,5 yaşında. Melek Sarı, Türkiye’de Interrail kartı alıp, Avrupa’yı trenle turlayan ilk gezginlerden. 1970’lerde otostopla Fransa’yı dolaşmış. İçindeki "git" diyen sesi dinlemiş hep. O sesin etkisiyle 1996’da medyadaki işinden ayrılıp, Marmaris’e yerleşmiş. 39.5 yaşında anne olunca içindeki ses kısılmış. Kızı Elifsu 6.5 yaşına gelince yine düşmüş yollara. Üç yıldır kızıyla birlikte aile çalışma kamplarında hem çalışıp hem de geziyor. Melek Sarı "Uluslararası aile çalışma kampının varlığını öğrendiğimizden bu yana bizi tutana aşk olsun" diyor.

Kızınızla seyahate çıkmaya karar vermenizi sağlayan özel bir olay var mı?

- İzmir’de çalıştığım şirket İstanbul’a taşındığı için işten ayrılmıştım. Kızımla çok keyifli zaman geçirmeme karşın pek mutlu değildim. Alıp başımı seyahate çıkamamak beni üzüyordu. Geç anne olmam, çocuğumla geçireceğim yılların kısa olacağı düşüncesini bilinç altına yerleştirmiş olmalı. Elifsu’nun yetişkinliğinde sağlığım birlikte uzun seyahate çıkmaya elverişli olmayabilir. Bu keyfi beraber yaşayamayabiliriz. Belki bu gizli korkuların etkisiyle Gençtur’u aradım. Kızımla gidebileceğim çalışma kampı olup olmadığını sordum. İtalya’da ilk kez uluslararası aile çalışma kampı düzenlendiğini söylediler. Sonrasında, bizi tutana aşkolsun!

Hangi ön hazırlıkları yaptınız?

- Seyahat kadar, ön hazırlıklar da heyecan verici. İndirimli biletler, gidilecek yollar, kalınacak yerlerin araştırılması... Aslında her gezgin, sürprizi öldürmeyecek kadar fikir sahibi olmakla yetinir. Yoksa gezginlikle, seyahate giden arasında ne fark olur?

ŞIKLIKTAN ÖDÜN VERMEYİZ

Kızımla ilk tatile çıkarken, yakında hastane yok diye tatil yerimi değiştirecek kadar pimpirikliydim. Sizin tereddütleriniz, korkularınız olmadı mı?

- Hiç korkmadım. Eşim böbrek hastalıkları uzmanı doktor, alışkınım. Biraz da kaderciyim. Çok seyahat ettim, hasta olmadım. Neden kızım olsun ki? Yanıma ağrı kesici, soğuk algınlığı şurubu, yara bandı gibi şeyler alıyorum.

Eşiniz, aile büyükleri bu gezilere ne tepki verdi? 

- Karar verdiğimde engellenemeyeceğimi bilirler. Eşim dışındakilerle fikir alışverişi yapmadım. Zaten eşimin yılda sadece bir hafta izni var, bunu da yurtiçi gezilerde birlikte geçiriyoruz.

Kızınızın göbek bağını Atlas Dergisi’nin içine koymak nereden aklınıza geldi? Aileniz ne tepki verdi?

- Eşim memnun oldu. Basit bir dilekten öteye gitmeyeceğini düşünenler olmuş olabilir. Demek ki, herkesten çok kendim inanmışım kızımın gezmesi, dünyayı kendi gözleriyle tanıması gerektiğine.

Seyahat çantanızın vazgeçilmezleri neler? Meselá gece elbisesi, makyaj malzemesine yer var mı?

- Kızım kendi valizini hazırlıyor. Her türlü hava koşuluna uygun eşya alırız. En sağlıklı, en hafif olanlar tercihimiz. Hem spor hem de şık giysiler alırız. Tuvalet kadar olmasa da şıklıktan ödün vermeyiz. Çünkü gereğinde ülkemizi de temsil ediyoruz. Elifsu büyüdükçe süslü bir kız oluyor. Yanına tokalar, kolyeler alıyor. Herkes kendi valizini taşıdığı için yüküne dikkat eder. Cilt bakımı malzemelerini, takılarımı ihmal etmem. Gerektiğinde makyajdan ödün vermem.

Seyahatleri hangi ulaşım araçlarıyla yapıyorsunuz?

- Gidilen ülkenin duruma göre uçak, gemi, tren değişiyor. Örneğin İtalya’ya giderken uçak yerine hem daha ekonomik hem daha keyifli olan Çeşme-Brindisi arası çalışan gemileri seçtik.

Aile çalışma kamplarına hangi ülkelerden rağbet var; ev değişimi yapılıyor mu?

- Ev değişimini yeni keşfettik. Son kamptan sonra Berlin’de bir Alman bayanın evinde kaldık. Şimdi o bize gelecek. Her ülkeden kişiyle tanışıyoruz. Bu yıl, harika bir Ukraynalı ağabeyimiz oldu.

SEYAHAT SERVET GEREKTİRMEZ

Gezileri nasıl finanse ediyorsunuz?


- Seyahat her zaman pahalı değildir. Nereye, ne şartlarda gideceğiniz önemli. Biz çalışma kamplarına gidiyoruz. Barınma, gıda, çevre gezisi için çok küçük bütçe yetiyor. Kamplarda temel ihtiyaçlar karşılanıyor. Kamptan sonra gittiğimiz ülkede mutlaka bir hafta geziyoruz. Tanıdıklarımızda kalıyoruz, hostelleri seçiyoruz, ev değişimi yapıyoruz.

Minimum, maksimum ne kadar harcıyorsunuz?

- Mesela bu yılki, Almanya seyahatimiz yol paraları dahil 1000 Euro’yu geçmedi.

Kızımla tatilde dayak yemiş kadar yoruluyorum. Siz bunun altından nasıl kalkıyorsunuz?

- Canımdan bezdiğim anlar olsa da, Elifsu genellikle uyumlu, sorumluluklarını biliyor. Adres ararken beni bir noktada bekliyor. Aslında utangaçtır. Sorumluluk duygusuyla küçük alışverişleri üstleniyor. Almanya’daki garlarda bilet bilgisayarlarını benden önce çözdü, gayet iyi kullanıyor.

Hiç sorun çıkmıyor mu gezilerde?

- Olumsuzluklar da yaşadık. İlk kampımızda Yunan bir baba ile İtalyan yönetici tartıştı. Bir İtalyan anne de karıştı. Bizler gerildik. İşin ilginç yanı ülke karakterleri, aile tutumları bu ortamlarda belirginleşiyor. Benzer tutumdakiler birleşiyor. O yıl öğretmen Alman babayla kızını kardeş aile ilan etmiştik. Bu yıl Elifsu müze gezerken yoruldu, huysuzluk yaptı. Programımı ertelemem gerekti. Neyse ki, yalnız kalabiliyor. Bazen istediğim yere tek başıma gidebiliyorum. Örneğin Almanya’da, bileti olmasına rağmen evde kaldı. Biz konsere gittik.

İtalya’da geyiklere gizlice çikolata, bisküvi yedirdim

Bu gezileri hangi sıfatlarla tanımlayabilirsin: Muhteşem, şaşırtıcı, yorucu, eğlenceli, sıkıcı, heyecanlı?

- Gittiğimiz yere göre değişiyor. Bazen çok heyecanlanıyorum, bazen de sıkılıyorum.

Şimdiye kadarki seyahatlerde en şaşırtan olay nedir?

- İtalya’da ilk gittiğimiz kampta geyikler vardı. Dokundum, yemek verdim. Gizlice çikolata ve bisküvi yedirdim. Sanırım beni tanıyorlardı. Bu sene Almanya’daki hayvanat bahçesinde gerçek bir panda gördüm. Kamp yakınlarındaki bir köye gittik. Evlerin arasında dolaşırken kendimi monopoly oyununun içinde geziyor gibi hissettim.

En etkilendiğin yer?

- Berlin’de kaldığımız Tigel bölgesini çok sevdim. Hem çok sevimli, hem çok ormanlı ve yüzebileceğim yerler vardı. Ormanda ailesiyle birlikte bir bebek domuz gördüm.

Korktuğun bir şey oldu mu?

- Olmadı, niye olsun ki?

Gittiğin ülkelerde neler öğrendin, neler denedin?

- Zeytinli ve ton balıklı pizzanın lezzetsiz, İtalyan spagettilerinin harika olduğunu öğrendim. Dil bilmeden arkadaş olunabileceğini ama biraz İngilizce bilince her şeyi konuşabildiğimi gördüm. Marketten alışveriş yaptım. Shut up (Kapa çeneni) demeyi de İtalya’da öğrenmiştim. Arı kovanlarını yakından gördüm, balın hazırlanışını ve ağaçtan meyve çalmayı öğrendim. Atatürk’ün Yunanistan’daki evi beklediğimden küçüktü. Yunanistan’daki Winx’li gofretler harikaydı. Almanya’daki bilgisayarlı bilet makinelerini kullanmayı öğrendim. Trenlerindeki tuvaletleri çok beğendim, fotoğrafını çektim.

İtalya’da, bizdeki eski tip tuvaletlere rastladık, çok şaşırdık. Annem fotoğraflarını çekti. En çok Almanya’daki çocuk parklarını çok sevdim. Çok değişik ve eğlenceliler. Gittiğimiz her şehirde mutlaka hayvanat bahçesine gittik. Berlin’deki çok pahalıydı, üstelik harita bile vermediler!

Hangi kentleri gezdiler

2005 yılında İtalya’da Brindisi, Potenza, Acceturra, Calciano, Castelmezzano, Oliveto Lucano, Pietrapertosa, Matera, Metaponto.

2006 yılında yine İtalya’da Roma, Floransa, Spoleto, Poggiodomo. Yunanistan’da Selanik, Atina, Kalambaka, Kavala, İskeçe, Gümülcine.

2007 yılında Almanya’da Nordhausen, Gebra, Weimar, Erfurt, Dresden, Berlin.

Şermin TERZİ / HÜRRİYET
Yayın Tarihi : 8 Ekim 2007 Pazartesi 17:18:00
Güncelleme :8 Ekim 2007 Pazartesi 17:28:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?