27
Mayıs
2024
Pazertesi
YAŞAM

İsyan ettiren ceza...

Boğaziçi Köprüsü’nde 4 yıl önce yaptığı kazada Yeliz Telli’nin ölümüne neden olduğu iddiasıyla yargılanan Başkomiser Ebubekir Temur, 27 bin lira adli para cezasına çarptırıldı. Kazadan sonra, Telli’nin araçtan atıldığı ve panikleyerek atladığı gibi iddialar ortaya atılmıştı

Boğaziçi Köprüsü’nde, 22 Ocak 2005 günü bir kaza meydana geldi. Bir eğlence dönüşünde, Başkomiser Ebubekir Temur’un kullandığı otomobil, önce önündeki otomobile arkadan çarptı, sonra bariyerlere vurdu. Araçta bulunan 25 yaşındaki Yeliz Telli, sol arka kapıdan düşerek hayatını kaybetti. Araçta bulunan Erman Ayan ve Süleyman Uçar da yaralandı. Yaralılar hastaneye kaldırılırken, Güngören İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amiri Ebubekir temur tutuklanarak cezaevine gönderildi. Temur, 3.5 ay sonra tahliye edildi.

Kaza sonrası birçok iddia ortaya atıldı. Temur’a alkol testinin kazanın hemen ardından değil 10 saat sonra yapıldığı öne sürüldü. İfadesinde bir kadeh içtiğini söyleyen Temur, araçtaki Erman Ayan ile Süleyman Uçar arasındaki tartışmanın itiş kakışa döndüğünü, bu sırada araçtakilerden birinin kendisine çarptığını ve hâkimiyetini yitirdiğini söyledi. Uçar ise, olayın kaza olduğunu savundu.
Genç kızın önce otomobilden atıldığı, sonra da panikleyerek atladığı gibi iddialar da ortaya atıldı. Telli’nin çantası ve paltosu ise olay yerinden kayboldu. Araçta sol arka koltukta oturan Telli’nin fırladığı yer hesaplanarak bu koltukta oturmuş olamayacağı da söylendi.

Temur mahkemeye gelmedi
Dün, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, bu kazanın davası vardı. Tutuksuz sanık Ebubekir Temur gelmedi. Yeliz’in annesi Nermin Karaman ise salondaydı.
Mahkeme heyeti, Temur’u “taksirle bir kişinin ölümüne neden olmak” suçundan sabit olan eylemine göre asli kusurlu oluşu dikkate alınarak önce 3 yıl hapis cezasına çarptırdı. Temur’un iyi halini göz önünde bulunduran heyet, cezayı 2.5 yıl hapse indirdi. Ancak eylemin taksirli oluşunu da dikkate alan heyet, hapis cezasını 27 bin 300 lira adli para cezasına çevirdi.

Bir yıl hapis cezasına bile razıydım ben’
Yeliz’in annesi Nermin Karaman soruyor: ‘Devletin evladımın canına karşılık 30 bin liraya mı ihtiyacı vardı?’

Kızınızla Temur nasıl tanışmış?
Biz Tozkoparan’da otururken, evin karşısındaki karakolda görevliydi. Bir kavga oldu apartmanda, ilk o zaman tanışmışlar. Sonra kızımın karnı ağrıyordu, hastaneye gittik. Bir olaydan dolayı hastanedeydi bu kez. İki kez tesadüf oldu. Sonra birbirlerine telefonlarını vermişler, görüşmüşler.

Aralarındaki ilişkinin boyutu...
Kızım bana arkadaşlık yaptıklarını söylemişti. Ben de ‘Böyle birisi bekâr olamaz’ demiştim. O dönem kızım 24’tü, o 30’ların üzerindeydi. Bir hafta sonu teyzesine ‘Annem haklıymış, evliymiş, bitirdim’ demiş. Sonra bana da söyledi. Evli barklı adammış, çoluk çocuğu var. Kaza günü de bayramdı. ‘Buluşalım, yemek yiyelim’ diyor. Daha 10 günlük bir arkadaşlıkları vardı.

Kazadan sonra çelişkili raporlar, ifadeler yansıdı basına. Yargı süreci nasıl geçti?Olay bir trafik kazası. Ben bu kararı verdim artık. Benim kızım şoförün arkasında oturuyordu. Şoförün de Ebubekir olduğu kesinleşmişti. Ama olay yerinden kişinin kaçması, çantaları götürmesi muamma. Benim kızımın halen mantosu ve çantası bulunamadı, yok. Bunlar nerede? Neden kaçtı? Neden benim kızım 24 saat ambulansın içerisinde karakolun önünde bekletildi. Bunlar suç değil miydi?

Mahkeme kararını nasıl karşıladınız?
Beraat etmiş gibi oldu, 5 yıldır ben her gün ölüyorum. Sekizde sekiz, tam kusurlu çıktı. Böyle bir adalet olmaz. Cezasını çekmeyecek. Bugün muhtemelen kutlama yapıyordur ‘kazandım’ diye. Beni düşünen yok, ben bir can vermişim, canım gitmiş. Bir de devlete ödeniyor ceza, çocuklar ölsün, cezası devlete ödensin. Devletin evladımın canına karşılık 30 bin liraya mı ihtiyacı vardı? Ben bir yıl hapis cezasına bile razıydım. Bu da takside bağlandı. Bu nasıl yani? Bu adam devlet memuru. Sıradan vatandaş değil benim kızımın ölümüne neden olan. Bu ne rahatlık.

Bu süreç içinde Temur ile görüştünüz mü?
Hayır, hiç. Bana hiç başsağlığı bile dilemediler. Mahkemede görüyorum, kah kah gülüyorlar, beni küçümser hareketler. Niye bana böyle davranıyorlar? Çünkü memur, ceza almayacağına güveniyordu. Benim avukatım elinden geleni yaptı ama olmadı. Yargı böyle işliyormuş. Lanet olsun böyle yargıya.

Uzlaşma istediler mi?
Kaza olduktan sonra bana o zamanın parasıyla 20 bin TL teklif ettiler, ‘İstediğin yerden ev alalım’ dediler. Ben de ‘Olay neyse ortaya çıksın, ben böyle bir şey istemiyorum’ dedim.

Kazadan sonraki yıllarınız nasıl geçti?
Halen evim bile yok. Tek başıma büyüttüm kızımı, ölünce ‘Ben de öldüm’ dedim. Ev kiraydı zaten, eşyaları dağıttım. Kızım eve bakıyordu, bir kot firmasında sekreterdi, ben memlekete, Giresun’a döndüm. Bir abla var İstanbul’da, bana bir oda verdi. Bir orada, bir buradayım.

 

...
Yayın Tarihi : 4 Kasım 2009 Çarşamba 08:31:15
Güncelleme :4 Kasım 2009 Çarşamba 08:46:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
oviraptor IP: 88.236.155.xxx Tarih : 4.11.2009 09:58:55

üzülme annem devlet kızını kefil edip IMF den çektiği paranın ödeme taksidine düşen tutardır o erken öldüğü için tahsil edememiş yaşaşaydı yavaş yavaş ödeyecekti  o artık yaşamadığı için  sizden alacaklar