20
Mayıs
2024
Pazertesi
YAŞAM

Marmara deniz olmaktan çıktı

Sevinç Erdal İnönü Vakfı (SEİV) tarafından sürdürülen 2011’de Ak Kimya (AK-KİM) ana sporluğunda yapılan MAREM Projesinin sonuçları açıklandı. MAREM Proje Lideri Levent Artüz, "İstanbul ve çevresi çok ciddi bir şekilde, ’yaşamın olmadığı bir ortama’ doğru gidiyor" dedi.

"Marmara Denizi’nin değişen oşinografik şartlarının izlenmesi" anlamına gelen MAREM ( Marmara Environmental Monitoring) ile ilgili Taksim’deki Gezi Otel’de bir basın toplantısı düzenlendi.

Basın toplantısına Sevinç Erdal İnönü Vakfı Başkanı Sevinç İnönü, MAREM Proje Lideri Levent Artüz ile AK - KİM Genel Müdürü Fatih Tanrıverdi katıldı. Basın toplantısında 30 Temmuz - 10 Ağustos 2011 tarihleri arasında, Boğaziçi Karadeniz çıkışından, Çanakkale boğazına kadar olan bölümde yapılan incelemenin sonucu değerlendirildi.

Etüd çalışması bu bölgede bulunan 150 istasyonda gerçekleştirildi. Projenin yaz ayağındaki çalışmalar 100 bin liraya mal oldu.

" ÇOK ZOR ŞARTLAR ALTINA YAPILAN ÇOK DEĞERLİ ÇALIŞMALAR BUNLAR "

Basın toplantısında bir konuşma yapan Sevinç İnönü, MAREM projesine 5 yıldır destek verdiklerini kaydetti. İnönü, "MAREM ile 2006 yılında tanıştık. 5-6 yıldır bu çalışmalara maddi ve manevi destek vermekteyiz" dedi. Bu konuda birtakım güçlüklerle karşılaştıklarını belirten İnönü, "Çok zor şartlar altında yapılan çok değerli araştırmalar bunlar. Bu araştırmalar Marmara denizini kapsıyor. Marmara çok önemli. Çevre kirliliğinden dolayı sanayi atıklarından dolayı süratle Marmara denizi kirlenmekte. Yıldan yıla çıkan sonuçlar hiç de iç açıcı değil. Buna çareler aramak bizim vazifemiz sayılır " diye konuştu.

MAREM projesine destek veren AK - KİM Genel Müdürü Fatih Tanrıverdi ise, "Bu yıl yaz ayağına sponsor olduğumuz çalışmaların seneye tamamına sponsor olmak bizim için onur verici olacak. Herkesi bu tür çalışmaları desteklemeye çağırıyoruz" dedi.

" İSTER FOSEPTİK DEYİN, ÇOK BÜYÜK BİR BÖLÜMÜYLE BUNU HAK EDİYOR "

Konuşmaların ardından bu kez MAREM projesi sonucunda elde edilen veriler katılımcılarla paylaşıldı. Araştırmanın sonuçlarına göre, Marmara denizi çok büyük bir bölümüyle deniz özelliklerine sahip bir su kütlesi değil, açık bir foseptik. Araştırma sonuçlarına göre Marmara’nın doğu kesimlerinde suda çözünmüş oksijen değerleri çok düşük seviyelerde. Marmara denizinde evsel atıklara yoğun şekilde rastlandığına, büyük bir bölümünde nitrat, nitrit ve amonyak değerlerinin çok yüksek olduğuna, İstanbul’a yaklaştıkça Marmara Denizi dip yapısında canlılığın yer yer sıfıra düştüğüne, göçer balıkların konaklayacağı ve besleneceği alanların çok yetersiz olduğuna dikkat çekildi.

Araştırmanın sonuçlarıyla ilgili bir değerlendirme yapan MAREM Proje Lideri Levent Artüz, "Bu çalışmalar bize geçmişten günümüze Marmara denizinin nereden nereye geldiğini gösteriyor. Oksijen değerleri üzerinden baktığımızda dramatik düşüşler görüyoruz. Marmara denizi deniz formülüyle açıklanabilecek bir deniz değil. Bunun dışında isterseniz foseptik deyin özelikle çok büyük bir bölümü bunu hak ediyor. Deniz olarak nitelenemeyecek bir su kütlesi " dedi.

Artüz, yüzeyde yüksek olması gereken oksijen miktarının 70’li yıllarda 7.5 miligram iken, şimdilerde bu oranın 3.5 miligrama düştüğünü kaydetti. Artüz, "Daha aşağıya gidildiğinde Tekirdağ’dan Kapıdağ yarımadasına kadar olan alanda, 100 metrenin altında 0.98 miligramlık ortalama bir oksijen değeri var. Marmara denizinin kullanılabilecek alanı 40 metreyken şu anda sadece 5 metresini kullanabiliyoruz. Ekonomik anlamda herhangi bir türden bahsetmemiz mümkün değil " diye konuştu.

Büyükçekmece’deki bir istasyonda yaptıkları biyolojik örneklemede hiçbir canlı yaşamadığını kaydeden Artüz, "Çıkan kabukların üzerindeki mikroskobik canlılar bile yoktu. Bir mil ileride de canlı yoktu. Ne zamanki Tekirdağ’a yaklaştık, kabukların üzerine tutunmuş canlılara rastladık. İstanbul ve çevresi çok ciddi bir şekilde yaşamın olmadığı bir ortama doğru gidiyor " dedi.

"MARMARA’DAKİ 50 TÜRÜ YENİDEN KAZANABİLİRİZ "

Kirliliğin İzmit körfezinde de yaşandığını dile getiren Artüz, körfezde yer yer bir iyileşme görüldüğünü belirtti. Artüz, " İzmit Körfezi bu tür acı tecrübeleri yaşadıktan sonra, bunlar daha da ortaya çıktı. Göreceli bir iyilik var " dedi. Bu iyileşmenin Marmara Denizi için nasıl gerçekleşebileceği sorusuna ise Artüz, "Şu anda çok iyi bir çevre mevzuatımız var. Bu çevre mevzuatı uygulandığı taktirde 5 senenin sonunda bu iyileşmeyi görebiliriz. Ben sihirli bir değnekle kirleticileri ortadan kaldırsam 5 sene sonra Tekirdağ’da kılıçbalığı görebiliriz. Bugüne kadar Marmara denizinde 124 tür yok oldu. Bunların içinden 50 türü tekrar kazanabiliriz " diye konuştu.

"Biz şu anda tür çeşitliğinin azaldığı mevzuat türlerin patlama gösterdiği ikinci fazdayız" diyen, Marmara’daki balıkların ne kadar çok kirleticiye maruz kalırsa o kadar çok etkilendiğini ifade eden Artüz, " Balıklar artık ya çok genç yaşta ölüyor ya da gelişmeden onları yiyoruz. Örneğin, midye yemek dalgıç zıpkınıyla Rus ruleti oynamaya benzer " ifadesini kullandı.

"KİRLENMİŞ BİR AVRUPA VARKEN, TEMİZ BİR TÜRKİYE VARDI"

Projenin araştırma ekibinde yer alan İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Simav Bargu ise ilginç bir tespit yaptı. Bargu, Marmara denizindeki kirlilikle ilgili olarak, "Biz çok geç kaldık bu işlerde. Niye geç kaldık? Bir fırsatımız vardı bunu kullanamadık. Avrupa’da Tuna nehri kirlendi. Avrupalılar ’temizlemeye çalışalım’ dediler. Biz bunları görmedik. Kirlenmiş bir Avrupa varken, temiz bir Türkiye vardı. Maliyetleri bizi korkuttuğu için gidemedik ve kirlettik maalesef. Bu bedel çok büyük maliyetlere kadar geldi dayandı. Biz de en sonunda uyandık " şeklinde konuştu.

MAREM PROJESİ

1954 yılından bu yana düzenli ölçümlerle her yıl tekrarlanan MAREM projesi Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi anlamına geliyor. Proje Marmara Denizi’nin belirli noktalarındaki 150 istasyonda araştırma inceleme şeklinde yürütülüyor. 30 farklı parametrenin derinliğin elverdiği kesimlerde bin 200 metreye kadar ölçümlemesinin yapıldığı proje denizden alınan numunelerle fiziksel kimyasal (oşinografik), biyolojik, hidrolojik, klimatolojik etüd şeklinde gerçekleştiriliyor.

MAREM projesi Temmuz ve Şubat aylarında olmak üzere yılda iki kez gerçekleştiriliyor.

 

...
Yayın Tarihi : 28 Aralık 2011 Çarşamba 12:02:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?