43. Münih Güvenlik Konferansı, "Küresel Krizler-Küresel Sorumluluk" adı altında Almanya Başbakanı Angela Merkel'in konuşmasıyla başladı.

Konferansa, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna Devlet Başkanı Yuşçenko, NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, AB Ortak Savunma ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana, ABD Savunma Bakanı Robert Gates ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da katılıyor.

Merkel, burada yaptığı konuşmada, dünyada klasik olmayan tehditlerden birinin küresel ısınma olduğunu belirterek, "Küresel ısınma, günümüzde en büyük tehdit. Göçler ve savaşlar olabilir. Hiç kimse de bundan kaçamaz, bu tehdide karşı ancak ortaklaşa mücadele edebiliriz" diye konuştu.

Merkel, İran'la nükleer krize ilişkin olarak da bu ülkenin, devletler topluluğunun isteklerini yerine getirmek zorunda olduğunu, bunu yapmadığı takdirde daha da fazla yalnızlığa itileceğini söyledi.

İran halkının gururlu bir halk olduğunu, ancak İran yönetiminin İsrail'e karşı yaptığı açıklamaların ve devletler topluluğunun işbirliği teklifini reddetmesinin kabul edilemeyeceğini ifade eden Merkel, "İran'ın nükleer programını durdurmaya kararlıyız" dedi.

Orta Doğu'da onlarca yıldır İsrail ve Filistin devletlerinin kurulması için çaba harcandığını, ancak bu konuda çoğu zaman başarısız kalındığını ifade eden Merkel, buna rağmen bölge halklarının refahı için çabaların sürdürülmesinin şart olduğunu söyledi.

Filistinlilerin ulusal birlik hükümeti oluşturma kararından memnuniyet duyduğunu kaydeden ve Suudi Arabistan'a bu konudaki çabalarından dolayı teşekkür eden Merkel, daha yapılacak çok iş olduğunu, İsrail'in mevcudiyet hakkının korunması ve teröre son verilmesi gerektiğini, kaçırılan İsrailli asker Gilad Şalit'in serbest bırakılmasının da iyi bir sinyal olacağını belirtti.

Merkel, Lübnan'ın istikrara ihtiyacı olduğunu ve yeniden yapılanmasına yardımcı olunması gerektiğini, Suriye'nin de bu konuda bugüne kadar eline geçen fırsatları değerlendirmediğini savunarak, "Kapının Suriye'ye kapalı olduğunu söylemek istemiyorum. İsrail'in güvenliği ve Lübnan'ın desteklenmesi çabalarına yardımcı olabilir" dedi.

Irak'ta istikrarın sağlanamamasının da tüm ülkelere olumsuz etkisi olacağını kaydeden Merkel, Kosova konusunda da hassas davranılması, ancak mutlaka bir çözüme ulaşılması, Bosna-Hersek gibi Balkanlar'ın batısındaki ülkelere de Avrupa perspektifi verilmesi gerektiğini bildirdi.

AB dönem başkanı olarak Avrupa'da ortak güvenlik ve savunma konusuna da ağırlık vereceklerini belirten Merkel, NATO'nun en önemli savunma kuruluşu olduğunu, Rusya'yla işbirliğinin de önemli olduğunu, bu nedenle Rusya ile NATO arasındaki işbirliğinin çok önemli olduğunu söyledi.

Çin'in de dışlanmaması gerektiğini ifade eden Merkel, bu gerekliliğin insan ve azınlık hakları gibi önemli konuların gündeme getirilmesine de engel teşkil etmemesi gerektiğini kaydetti.

Merkel, dünyadaki sorunları hiçbir ülke tek başına çözemeyeceği için BM'nin de önemli olduğuna işaret ederek, BM içindeki reformların çok yavaş ilerlediğini, bu nedenle BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'a yardımcı olacaklarını belirtti.

Merkel, konuşmasından sonra kendisine yöneltilen sorular üzerine, Sudan'daki gelişmelerin de çok yavaş olduğunu, bu ülkeye sadece asker göndermekle sorunun çözülmeyeceğini, Afrika Birliğinin bu konuda bir karar alması gerektiğini söyledi.

Bu arada hasta olduğu gerekçesiyle dün Münih Güvenlik Konferansı'na katılmayacağını açıklayan ve İran'ın nükleer krizle ilgili müzakereleri sürdüren heyetinin başkanı Ali Laricani'nin karar değiştirdiği ve yarın konferansa katılarak bir konuşma yapacağı bildirildi.