15
Mayıs
2024
Çarşamba
YAŞAM

Mülteci papağanları nasıl kaçırdık?

Ender kuş türlerinden olan İskenderiye papağanları Irak’tan kaçarak Topkapı Sarayı avlusunda koloni oluşturdu. Ancak koruma sağlanmadığından, turizm ve doğa zenginliği olan koloni ortadan kayboldu. İşte olayda birbirini suçlayan taraflar:

Anayurtları Hindistan olan ve İstanbul’da Topkapı Sarayı’nın avlusunda koloni oluşturan İskenderiye papağan kolonisi ortadan kayboldu.  Topkapı Sarayı avlusundaki ağaçlarda bulunan yuvaları sıvanıp kapatılmıştı. Taraflar ise birbirine suçluyor...

Kuşları ilk gören Kıtalararası Kuş Göçlerini İzleme Derneği Başkanı Doç. Serhan Oksay: Belediyeyi uyardım, koruma panosu için para vermedi ve kuşların yuvalandıkları kovukları çamur ve samanla kapattı.

Büyükşehir Belediyesi Turizm Atölyesi Sorumlusu Tülin Ersöz: Dernek bize bilgi vermedi ki, panoları yapalım. Kuşlar mevsim itibariyle gitmiş olabilir.

Park ve Bahçeler Müdürü İhsan Şimşek: Kuşları biz kaçırmadık. İstanbul’da dolaşan yaşlı bir amca var, kovukları o kapatmıştır. Arkadaşlar da geçen hafta görmüş kuşları.
Haberin devamı


DOÇ. OSKAY: MÜLTECİ KUŞLAR SAVAŞTAN KAÇMIŞTI
2004 yılında Sarayburnu’nda araştırma yaparken İskenderiye papağan kolonisini gören Doç. Serhan Oksay, bu kuşların Irak’taki savaştan kaçtıklarını söylüyor ve ‘mülteci kuşlar’ olarak adlandırıyor. “Irak, özellikle de Bağdat ve çevresi bu kuşlara çok uygun yaşam alanlarıdır. Papağanlar gürültüden, sesten ve insanlardan rahatsız olurlar. Bu nedenle onların Irak’taki savaştan, bombalardan ve kirlilikten etkilenip uygun iklim koşullarının olduğu İstanbul’a geldiğini düşünüyorum” diyen Doç. Oksay, 20 kuştan oluşan İskenderiye papağan kolonisinin kaybolma sürecini NTVMSNBC’ye şöyle anlattı:

BELEDİYE PARA VERMEDİ BİZİM GÜCÜMÜZ YETMEDİ
“Koloniyi bulduğumuz zaman kuşların koruma altına alınması için Büyükşehir Belediyesi Turizm Atölyesi Müdürü Tülin Ersöz’e bilgi verdim. Ersöz, kuşların burada yaşadığına dair panolar yapmamızı istedi ama bu konuşma orada kaldı. Bir reklam şirketine panoların tasarımını yaptırdım ama derneğimizin maliyeti karşılayacak parası olmadığı için yaptıramadım, belediye de gereken parayı vermedi. Birimler arasında iletişim kopukluğu olması normaldir, ancak haber vermemize rağmen belediye gerekeni yapmadı.” 

TOPKAPI SARAYI’NDA YAVRULAMIŞLARDI
Yakın zamana kadar yaşayabildikleri en batı nokta Basra Körfezi iken Topkapı Sarayı’ndaki koloniden sonra Türkiye’de yaşayabildikleri literatüre geçen İskenderiye papağanlarının en önemli özelliği yeşil papağanlara göre daha iri yapılı olmaları; kalın, kırmızı ve büyük gagaları.
Yıl 2004: Bir yavru İskenderiye papağanı, Topkapı Sarayı bahçesinde böyle görüntülenmişti.

Gövdesi yeşil renkli; kanatları ve omuz başlarında kırmızı tüyleri bulunan; kuyruk altı sarımsı İskenderiye papağanları dünyanın ender kuş türlerinden biri. Bir türün, bir yerde yaşadığını söylemek için orada üremesi gerekiyor.

KOVUKLARI KAPATILINCA GİTMİŞLER
Topkapı Sarayı’nın giriş avlusundaki çınar ağaçlarının kovuklarında yavru papağanları gördüğünü ve dolayısıyla bu kuşun Türkiye’de ürediğini söyleyen Doç. Oksay, üç ay önce gittiğinde ise İskenderiye papağan kolonisinin o bölgede olmadığını fark etmiş:

“Restorasyon çalışmasında belediyenin ağaç kovuklarını saman ve toprak karışımıyla doldurduğunu, yani papağanların ürediği kovukları sıvadıklarını gördüm. Dolayısıyla İskenderiye papağan kolonisi artık Topkapı Sarayı bahçesinde yok. Kovukların olduğu uygun bir yere gitmiş olabilirler ama nereye gittikleri konusunda bir bilgimiz yok.
Yıl 2007: İskenderiye papağanlarına evsahipliği yapan kovukların bu şekilde kapatılmış.

Park ve Bahçeler Müdürlüğü görevlilerinin bu zenginliğin farkında olmadığını düşünüyorum. Onların amacı ağaçların kovuklardan başlayarak çürümesini önlemek. Orada papağan mı ürüyor başka bir kuş mu ürüyor, farkında bile değiller. Bu kuşların bir sarayın bahçesinde olması çok önemlidir. Kültürel mirasla doğal miras birleşirse ortak bir zenginlik çıkar; benim sarayım var, demekle iş bitmiyor.” 

ERSÖZ: PARA VERMEYİZ DEMEDİK
Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı ve Turizm Atölyesi Sorumlusu Tülin Ersöz ise asıl sorumluluğun gerekli bilgiyi kendilerine ulaştırmayan dernek yetkililerinde olduğunu söylüyor:

“Biz panoları yapmayız demedik ki, panonun metnini kendileri hazırlayacaktı ama dernek bize gereken bilgiyi vermedi.


Çünkü bu onların çalışma alanı. Ama pano metnini hazırlamadılar ki yaptıralım. Yoksa maliyetini karşılamamak diye bir şey yok, bunun maliyeti ne olacak, insan cebinden bile verir. Panolar önümüzdeki günlerde yapılacak ve biz de ilgili yerlere koyacağız. Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne bağlı görevliler, ağaçların kovuklarını toprak ya da samanla kapamaz. Ağaçların çürümemesi için başka yöntemler kullanır böyle bir hatayı asla yapmazlar, çünkü onlar çok akademik ve dikkatli çalışıyorlar.”

MEVSİM İTİBARİYLE GİTMİŞ OLABİLİRLER 
“İskenderiye papağan kolonisi ortada yok ki, tabelaları asmak için geç kalınmadı mı” sorusuna ise Ersöz’ün cevabı şöyle:

“Papağanlar mevsim itibariyle gitmiş olabilirler. Beş ay önce orada bulunan köşklerde restorasyon yapıldı ama asla ağaç kovukları sıvanmadı. Tabelaların yapılmaması diye bir şey söz konusu değil, bize bunlarla ilgili bilgiler gelmezse biz nasıl yaptırabiliriz ki? Bu kuşlar 2004 yılında gelmiş ama bizim çalışmamız 7-8 aylık bir süreyi kapsıyor.”

ŞİMŞEK: YAŞLI BİR ADAM VAR, O KAPATMIŞTIR
Ağaçların rehabilitasyonu için İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi ile bir çalışma yürüttüklerini belirten İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü İhsan Şimşek ise, ağaç kovuklarını kendilerinin değil, “doğa gönüllüsü yaşlı bir adamın kapattığını” iddia ediyor:

“Bizim ağaçlara yönelik böyle bir uygulamamız kesinlikle yok. Üç seneden beri doğayı seven bazı vatandaşlar bu dediğiniz yöntemle şehrin değişik yerlerinde ağaçların kovuklarını çamur ve samanla kapatıyorlar. Mesela gönüllü bir yaşlı amca var, Anadolu’da gördüğü şeyleri İstanbul’da da uyguluyor ve kovukları sıvayarak ağaçları korumaya çalışıyor. Elinde çuvalıyla kendi başına İstanbul’da geziyor. Biz defalarca yaptığının doğru olmadığı konusunda onu uyardık, ‘ağaçları daha da çürütüyorsun’ dedik ama o kafasına koymuş, yapıyor biz de onun doldurduğu ağaçları temizliyoruz”

ARKADAŞLAR GEÇEN HAFTA KOLONİYİ GÖRMÜŞ
Şimşek ağaç kovuklarının göçmen kuşlar tarafından doldurulmuş olabileceğini de söylerken, “arkadaşlarının geçen hafta bu kuşları gördüğünü” de söylüyor:

“Topkapı Sarayı’nın bahçesinde restorasyon çalışması yaptık ama kovukları çamurla kapatmadık. Göçmen kuşlar da zaman zaman yuvalarını kapatmak için ağızlarında çamur getiriyor.
Dünyanın bir çok yerinde bulunan Yeşil papağan, Psittacula Krameri.

Kovukları kuşlar da kapatmış olabilir ama iddia edildiği gibi bizim kovukları toprak ya da samanla kapatmamız mümkün değil. Arkadaşlarım geçen hafta koloniyi orada gördüklerini söylüyor. Biz onlar için yapay kovuklar yaptık, 4 aydan beri onları izliyoruz. Bizim bu kadar çalışmamız varken oradan papağanları kaçıracak bir şey yapmamız mümkün değil. Zaten ağaçları rehabilite ederken çamur ve saman asla kullanmayız, bu işi ancak ilaçlarla yaparız.”

OKSAY: YAŞLI ADAM AĞACA NASIL ÇIKACAK?
Göçmen kuşların kovukları kendi taşıdıkları saman ve toprakla doldurmasının mümkün olmadığını vurgulayan Doç. Oksay ise bu davranışın sadece tropik bölgelerde yaşayan “tukan” kuşlarına özgü olabileceğini söylüyor.

NTVMSNBC muhabirine kapatılan kovukları da gösteren Doç. Oksay, şöyle devam ediyor: “Burada da ‘tukan’ olmadığına göre İstanbul’da böyle bir çalışmayı yapacak kuş yoktur. Ayrıca ağaçlar 17-18 metre, yani yaşlı bir adamın oraya çıkıp kovukları sıvaması mümkün değil. Bu çok komik bir sav. Size burada koloni halinde yaşayan ve her gelen turist kafilesinin dikkatini çeken İskenderiye papağanlarını göstermek isterdim. Yetkililer ne derse desin; ne yazık ki şu anda bu bahçe ve parkta İskenderiye papağan kolonisi bulunmuyor ve nerede oldukları da bilinmiyor. Yetkililerin olduğunu ileri sürdüğü ve şu gördüğünüz papağanlar İskenderiye değil, zaten burada yaşayan yeşil papağanlardır.”

NTVMSNBC /TÜLAY SAĞLAM
Yayın Tarihi : 1 Kasım 2007 Perşembe 12:07:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?