İzmir Life dergisine göre, sekiz üstün hizmet ödülü sahibi olan emekli Kıdemli Albay A. İhsan Gürcan, Kıbrıs Barış Harekâtı’na fiilen katılmış isimlerden.
Savaşı bizzat yaşayan, barış projeleri geliştirme taraftarı Gürcan, dergideki makalede şöyle diyor:
“1974’de göreve gittiğim zaman idare ettiğim yer çok genişti. Biz vardığımızda kadın ve çocuklardan başka birşey yoktu. Bizi görünce zarar vereceğimizden korktular ki, o yüzleri hâlâ hatırlıyorum. Ve ölüm korkusuyla debelenen genç insanlar...
Barışı getiren mezarlar
Bu manzaradan sonra ‘Niye savaşıyoruz’ diye sormaya başladım. 26-30 Ağustos Zafer Haftası’nda, 78’inci yıldönümü kutlamalarına katıldığımda fikirlerim daha belirginleşti. Çanakkale’ye gittiğimde Türk-İngiliz-Fransız ve Anzak mezarlarını, o bölgeye gelen hemen hemen yılda 100 bin kişiyi ve onlardan sağlanan maddi ve manevi desteği gördüm. Gelibolu’daki Türk topraklarına şimdilerde gezi için ayak basan onlarca insan aynı zamanda yanında barışı da getiriyordu.”
İşte 3 yer önerisi
Bu noktadan yola çıkan Gürcan, Afyonkarahisar-Kütahya ve Altıntaş üçgeninde üç Yunan Mezarlığı-Anıtı yapılmasını öneriyor. Birinci yer, Kütahya’nın Altıntaş İlçesi’ne bağlı Çalköy’ün 2 kilometre batısında, Yunanlıların yoğun olarak bulunmuş olduğu Allıören bölgesinde. İkincisi Kızıltaş Deresi civarı. Yunanlıların 5’nci Tümeni’nin hapsedildiği ve araçlarını bırakarak kaçmak zorunda kaldıkları bu bölge, ilkine de bir kilometre uzaklıkta. Üçüncü yer ise Çalköy’ün birbuçuk km batısındaki Kanlıköprü bölgesi, yani Yunanlıların son direnme noktası.
Yunanlılar: Hakikaten niye
Gürcan’ın sorusu ve fikirlerinden yola çıkarak, biz de, “Kurtuluş Savaşı’nda ölen Yunan askerleri için Türkiye’de neden bir abide yok” sorusunu Atina’da sorduk, ancak ne resmi ne de gayrı resmi cevap alabildik. Yunan Savunma Bakanlığı’ndan dün akşam saatlerine kadar yanıt gelmedi. Türk-Yunan ilişkilerinde uzman isimlere yönelttiğimiz soruya ise verilen cevaplar “Bilmiyorum”, “Hiç düşünmedim” ve “Hakikaten araştırılması gereken bir konu” sözlerinden ileri gitmedi.
Elefterios Venizelos’un 1930’da yaptığı tarihi Ankara ziyaretinde pekçok konu gündeme geldi ama, bir anıt mezar oluşturulması konuşulmadı. Belki de bunun nedeni Yunanistan’ın “Küçük Asya’yı” “ata toprağı” saymasıydı. Bir diğer ihtimal Kurtuluş Savaşı’da Yunan askerlerinin çok acele geri çekilmesinin kayıplarının tam olarak bilinememesiydi.
Bilgi notu
TÜRKİYE’nin Yunanistan’da Korfu ve Pire’de iki resmi şehitliği bulunuyor. Rodos, Sakız adalarında da Osmanlı döneminden kalma mezarlar mevcut. Ancak bunlar resmi anıt sıfatına sahip değil.
Cesaretin yiğitliğin göğüs göğüse savaşın anıtı olur yunanlılar ellerinden silahları toplanmış zaten savaş kaybetmiş bir millete saldırdılar kendilerini müdafa edemeyen kadını yaşlıya 4 yıl zülmettiler fırınlarda yaktılar sonra toplanan ve karşı koyan türk halkını görünce öyle bir kaçtılar ki onlar bile hala neden öyle kaçtıklarını tartışıyor ama çanakkalede kaçan göçen yoktu göğüs göğüse ölümüne cesurca yiğitçe savaşıldı bu insanların torunlarının buralara gelip anıt dikecek yüzü var kendilerinde böyle bir hak görüyorlar ama yunanın böyle bir hakkı yok onlar vurdu kaçtı vurup kaçana eşkiya derler eşkiyanın da hiç bir yerde anıtı olmaz olsa da kimse itibar etmez
ha bir de anadolu yunanın ata toprağı değil hiçte olmadı uzun süre yaşadılar ve hüküm sürdüler onlar anadolu yani anatolia ana ve ata kelimesinin birleşmesi ile oluşmuş aslında yunanca değil anadolunun gerçek sahipleri tarafından kullanılmıştır daha eski bir kelimedir ilk estürkler kullanmıştır yunanlıların anadoluya sahip olma hırsı hep vardı zaman zaman bunu elde ettiler ama mülk her zaman sahibinindir oda anadoluda yaşıyan halklardır