Nüfusumuz yaşlanıyor

 Ankara Üniversitesi (AÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Güler, gelecek 20 yılda Türkiye'nin yaşlı nüfusunun Almanya ve İtalya'nın önüne geçeceğini belirterek, ''Bu konuda acil çözümler geliştirmemiz gerekiyor'' dedi.
Güler, AÜ Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (DTCF) Farabi salonunda düzenlenen 4. Ulusal Yaşlılık Kongresi'nin açılışında bir konuşma yaptı.

Güler, Türkiye'nin genç ve dinamik bir nüfusa sahip ülke olarak tanımlandığını, ancak sağlık alanındaki gelişmeler sayesinde yaşam kalitesinin yükseldiğini ve yaşam süresinin uzadığını söyledi. Bu nedenle de şu anda Türkiye'de 60 yaş üstü 10 milyon vatandaşın gelecek yıllarda katlanarak artacağını kaydeden Güler, ''Gelecek 20 yılda Türkiye'nin yaşlı nüfusu Almanya ve İtalya'nın önüne geçecek. Bu konuda acil çözümler geliştirmemiz gerekiyor'' diye konuştu.
Yaşlı bireylerin temel ihtiyaçları ile sağlık gereksinimlerinin karşılanmasında kendilerine yeterli gelir temin edilmesi gerektiğini anlatan Güler, bu konudaki politikaların devlet tarafından bir an önce yürürlüğe konulmasını istedi.
Tıp alanında 50-90 yaş aralığının ''orta'', 90 ve üzeri yaşın ise ''ileri'' yaş olarak tanımlanmaya başladığını aktaran Güler, artan yaşam süresine paralel olarak yaşlıların kendileri için çalışmasına ve üretmesine destek verilmesi ve tecrübelerini de gençlerle paylaşmalarına olanak sağlanması gerektiğini ifade etti.

DTCF Dekanı Prof. Dr. Sekine Karakaş da, yaşlılığı antropoloji açısından değerlendirdi. Yaşlının psikolojisini, aile bireyleriyle ilişkilerinden çevre ve yaşam koşullarına kadar birçok faktörden etkilendiğini belirten Karakaş, yaşlılıklarında yaşamlarını güvence altına almak isteyen insanların 19. yüzyıldan beri çeşitli gelişmeler kaydettiğini ifade etti.

Karakaş, Türkiye'de şu anda nüfusun yüzde 5'inin, diğer bir deyişle 5.8 milyon kişinin 65 yaş üzeri vatandaşlardan oluştuğunu bildirerek, ''Türkiye'de kentleşme ve sanayileşme sorunları çok arttı. Yaş sınırının da yükselmesiyle bu tür sorunlarla boğuşan yaşlı sayısında büyük bir artış var. Bunların çözümü için politikalar geliştirilmeli, yaşlının sorunları sadece ailesinin değil, devletin ve sivil toplumun sorumluluğu altındadır'' diye konuştu. Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Velittin Kalınkara ise devletin yaşlılara ilişkin yapılan çalışmaları ''yatırım'' yerine ''gider'' olarak düşündüğü sürece yaşlılara yönelik herhangi bir ilerleme kaydedilemeyeceğini savundu. ''En zengin dönemini yaşayan dünya, yaşlılara en yoksul dönemi yaşatıyor'' diyen Kalınkara, toplumun yaşlılık konusunda bilinçlenmesi gerektiğini, sivil toplum kuruluşlarının da desteğiyle gerçekleştirilecek faaliyetlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.