Din öğretmeni Zafer Hoca (42) eşcinsel olduğu ortaya çıkınca meslekten ihraç edildi. İlköğretim öğretmenlerini bağlayan yasadaki iffetsizlik maddesine dayandırılarak. 10 yıldır yasal mücadele veriyor. Sonuç hüsran. İstikamet AİHM...
Radikal Gazetesi'nden Ezgi Başaran'ın röportajı...
Nerelisiniz?
Çankırı’nın bir köyünde doğdum, iki ablam, iki ağabeyim var. Hiçbiri okumadı. Rahmetli babam köyde bir su değirmeni işletiyordu, ağabeylerim biraz da ona yardım etmek için okulu bıraktılar aslında. Ben ilkokulu bitirdikten sonra neredeyse her gün ağladım evdekilere, illa okula devam etmek istiyorum diye. Üç yıl Kuran kursuna gittim.
Onu da mı siz istediniz?
Evet ve kabul ettirmem kolay oldu çünkü o yıllarda Kuran kursuna gidip hafızlık eğitimini tamamlamak imam olmak için yeterli sayılıyordu. İmam olunca da devlet kadrosuna girmiş, belirli bir maaş elde etmiş oluyorsun. Ailemin kafasına yatan kısmı buydu, yoksa çok dindar değildirler.
Liseyi imam hatipte mi okudunuz?
İmam hatipin parasız yatılısını kazanıp Ankara’ya gittim. Sonra da Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne. Maddi imkânsızlıklarla okudum, o yüzden öğrenim hayatım boyunca cemaat evlerinde kaldım.
Hangi cemaat?
Fethullah Hocaefendi’nin cemaati. İlahiyat’ı bitirdikten sonra da Bartın’daki cemaat yurdunda müdürlük yaptım. Onlar benim özel durumumu bilmiyordu ama ben öyle bir müessesede bu halimle verimli olamayacağımı düşündüğümden bir senenin sonunda bırakmak istedim. Zaten mesaisi çok ağırdı, daima yurtta bulunmam gerekiyordu. Nefes alamıyordum.
Özel durumum derken eşcinsel olmanızı mı kastediyorsunuz?
Evet. Küçüklüğümden beri içimde bu his vardı. Kendimi erkek gibi değil de kadın gibi hissetmek yani. Bastırmaya çalıştım ama olmadı. 1987’de ilk ilişkimi yaşadım, 19 yaşındaydım. Benden yaşça çok büyük biriydi. Zaten açıklayamadığım başka bir duygum da 40 yaşından küçük hiç kimseye ilgi duymamam. Hemcinsime niye ilgi duyduğumu çözemediğim gibi bunu da çözemiyorum. Çok gençken de böyleydi, şimdi de böyle.
Evimin önünde taş yuvarlandı
Peki din öğretmeni olmaya nasıl karar verdiniz?
Lisedeyken. Cemaat evindekilere de böyle söyleyerek ayrıldım. Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurdum. İki ay sonra Niğde Bor ilçesinin 3 bin nüfuslu bir köyünde işe başladım. Hem din kültürü ahlak bilgisi hem de İngilizce öğretmeni olarak dersler veriyordum.
Öğrenciler ve velilerle aranız nasıldı?
Dört dörtlük diyebilirim. Birinci yılın sonunda başka branşlardan iki öğretmen arkadaşımla her akşam bir öğrencinin evine çay içmeye gitmeye başladık. Dini sohbetler ediyor, öğrencinin durumu konusunda bilgi alışverişinde bulunuyorduk. Okul müdürüyle de abi-kardeş gibiydik ama üçüncü yılımın sonunda her şey bir anda tepetaklak gitmeye başladı.
Ne oldu?
Eşcinsel olduğum duyuldu. Ardından müfettişler, soruşturmalar, tayinler…
Bir saniye yavaş gidelim… Nasıl duyuldu?
Kahvehanede karşılaştığım birinden çok hoşlandım, birlikte olduk. O kişi ertesi gün kapımın önüne başka iki kişiyle geldi. Onlardan biri daha benimle birlikte olmak istiyormuş, kabul etmedim. Çünkü bu maksatla selam bile vermeyeceğim bir tip… O kişi sonra defalarca gelmeye başladı. “İfşa ederim seni” diye şantaj yaptı. Para istedi. Ağzını tutsun diye bir defa birlikte oldum.
Şantaj suç. Keşke jandarmaya gitseydiniz…
Keşke. Çünkü sonra dert büyüdü. Tek katlı evimizin çevresini dolanan beton zemin üzerindeki taşları ayağıyla tıkırdatıyordu her gece. Güya bu yolla beni çağırıyor aşağı. Annemin hiçbir şeyden haberi olmadığı için arkadaşı olan bir başka öğretmene “Birileri bizi rahatsız ediyor” demiş. O ona, o ona derken bizim evin önünde taş yuvarlandığı meselesi yayılmış. Bu arada benden yanıt alamayan kişi de sarhoşken kahvehanedekilere benim durumumu anlatmış. Köy iki koldan haberdar oldu anlayacağınız.
Okul müdürü ne dedi?
Hiçbir şey. Ama üç gün sonra okulda bir müfettiş gördüm, yanında o kişi. Kafamdan kaynar sular döküldü tabii. Meğer şahit olarak dinlenmesi maksadıyla getirmiş onu. Sonra müfettiş bana “Senin hakkında söylenenler kulağına geldi mi” dediler, hayır deyip çıktım. İki gün sonra okulun bahçesinde müdür tarafından karşılandım ve elime bir evrak tutuşturuldu. Niğde’nin başka bir köyüne tayin edilmişim. Tası tarağı topladık, gittik.
Diğer öğretmen arkadaşlarınızdan size destek olan çıkmadı mı?
Eşcinsel edebiyatı yapmaya gelince herkes farklı kimlikleri kabul ettiğini söyler ama yanı başındakinin farklı olduğunu fark ettiğinde ondan kaçar.
Annenize tayin meselesini nasıl açıkladınız?
N’apayım, açıldım. Hiç sesini çıkarmadı ama çok üzüldüğünü anladım. Bana da bir mahçubiyet çöktü. Yüzüne bakacak halim yok. N’apayım onu Çankırı’daki köyümüze bırakıp yeni okula tek başıma gittim. Yeni bir sayfa açarım diye umut ediyordum.
Öyle olmadı mı?
Yok. Tayin olduğum köye gittim ama henüz okullar başlamadan beni ilçe milli eğitim müfettişi çağırdı. Lafa “Yalan söylemek ilahiyatçıya yakışmaz, doğruyu söylemek senin lehine olur” diye girdi ve malum soruyu sordu.
Ne sordu?
“Çeşitli kişilerle eşcinsel ilişkiye girdin mi?” Önceden de araştırmıştım, bu kimliğim suç değil. Lehine olur da dediği için “Evet, girdim” diye cevap verdim. Bu beyanımı anında daktiloyla yazıp bana imzalattı. Ardından Zonguldak’ta başka bir köy okuluna tayin edildim. Üç ay sonra bana bir tebligat yapıldı. Meslekten ihraç edildim. Yıl 1999.
Heteroseksüel olmayı isterdim
Yani şimdi siz hangi gerekçeyle meslekten atıldınız?
1702 sayılı ilk ve orta tedrisat muallimlerinin terfi ve tevziyeleri hakkındaki kanunun 27/1’inci maddesine dayandırdılar. Yani iffetsizlikten. İffetsizlik kavramı oraya o kadar muğlak biçimde yazılmış ki… Eşcinsellik de anormal cinsel ilişki ve iffetsizlik olarak kabul edilmiş. Tebligatta da böyle yazıyordu.
Hakkınızda bir şikayet var mıydı, velilerden, öğretmen arkadaşlarınızdan. Tek sebep eşcinsel olmanız mı?
Asla bir şikâyet yok, anlatıyorum ya. Benim talebeye karşı böyle bir şeyim olmasını tahayyül bile edemem. Sapkınlık olarak görürüm. Kimsenin huzurunu da bozmadım. Benim evimin önünde bekleyip, bana şantaj yapan kişi değil mi asıl suçlu olan? Kendi halimde yaşayıp gidiyordum bu olaydan önce. Ben sadece eşcinsel olduğum için atıldım, zaten ellerindeki tek kanıt benim bu kimliğimi kabul ettiğimi söyleyen imzalı beyannamem.
Sonra ne yaptınız?
İki yıl sokakta yaşadım. 10 yıldır bunun yasal mücadelesini veriyorum. Avukat parası için annemin bileziklerini sattım. En son, karar düzeltme dilekçesini hukuk kitaplarına bakarak kendim yazdım çünkü avukat için maddi durumum kalmadı.
Din öğretmeni olmak niye bu kadar önemli sizin için, başka bir iş de bulabilirdiniz?
Denedim, yapamadım. Ayrıca mesleğim bu. Çok seviyorum anlatamam. Üniversite sınavında tercihlerimin tamamı ilahiyat fakülteleriydi. Mesleğimi icra etmeme engel olacak hiçbir şey yapmadım. Heteroseksüel olmayı, çoluk çocuklu bir aile kurmayı çok arzulayan bir insanım. Bunu başarabilen birçok eşcinsel arkadaşım oldu fakat ben denememe rağmen muvaffak olamadım. Uzun süre tedavi olabileceğim bir merkez var mı diye bile araştırdım.
Kendinizle de barışmıyorsunuz bir türlü anladığım kadarıyla?
Yeni yeni kabullendim ki ben buyum. Din konusundaki ikilemlerimi de aştım. Kuran bugünkü anlamıyla eşcinselliği cezalandırmıyor. Kuran’ın cezalandırdığı Lut kavminin işlediği suçtur ki o, eşcinsellik değil, tecavüzdür. Mesela bu konuda Fethullah Hoca’nın da bir sözü vardır: Bazı insanlarda hemcinsine karşı alaka bulunabilir ama eğer nefsine hâkim olursa çok yüksek mertebelere ulaşır. Yani Allah’la muhasebemde gönlüm rahat. Ama dünyaya küskünüm, 10 yıldır hayatımda iyi giden hiçbir şey olmadı.
Ailenizle aranız nasıl?
Ağabeylerim benimle küstü 10 yıl önce. Ablalarım konuyu biliyor ama yüz göz olmuyor. Pek parlak değil hayatımın bu kısmı da.
Türk toplumunun ahlakına uymuyor
Zafer Hoca, ihraç tebligatnamesini aldıktan sonra idare mahkemesine iptal davası açtı. İptal isteği şu gerekçeyle reddedildi: “Davacının cezalandırılmasına neden olan olgu, cinsel kimliğine dayanan yaşam tarzının yürüttüğü hizmet ile bağdaşmayan bir nitelikte olmasıdır. Davacının bu özelliğinin Türk toplumunun cinsel ahlak kurallarına aykırılık teşkil ettiği yolundaki yaygın görüş dikkate alındığında bu durumun öğretmenlik mesleği ile bağdaşmayacağı açıktır.” 1999’da memurların disiplin cezalarının affı yasasına tabi olmak için bir kez daha idare mahkemesine başvurdu. Mahkeme af kapsamında olduğunu ama göreve iadesinin idarenin takdir yetkisinde olduğuna hükmetti. Danıştay’da temyiz davası açtı, reddedildi. Şimdi sıra AİHM’de.
Eşcinsellik iffetsizlik değildir
Fikret İlkiz – Avukat
Ne memur yasasında ne de ilköğretim muallimlerini ilgilendiren yasada eşcinsel kavramı net olarak açıklanmış ve yasaklanmış değil. Eşcinsel olan biri öğretmen olamaz diye bir düzenleme yok. İlköğretim muallimleri kanunlarının yapıldığı tarihten bugüne hayatımızda çok şeyler değişti. O yüzden maalesef her yeni kavramı iffetsizlik altında değerlendiriyor mahkeme. Eşcinsel olmayı iffetsiz olmak şeklinde mi göreceğiz, bana göre hayır. İffetsizlik eski TCK’ya göre zina yapan kadın için kullanılırdı, artık zina da suç olmaktan çıktı.
Bir polis de bu yüzden ihraç edildi
Fuat Söyle – Avukat
(LAMBDA İstanbul)
Eşcinsellere ayrımcılığı engelleyen yasa tasarısı maalesef bu öğretmen için geçerli olmaz çünkü onun davası Danıştay tarafından onanmış. Mahkemeler eşcinselliği devlet memurları yasasının 125’inci maddesine göre memuriyetin vakarına ve ahlaka aykırı davranış olarak yorumluyor. Bu sadece bir yorum yoksa yasalarımızın hiçbir yerinde eşcinsellik tanımlanmıyor. Benzer bir ihraç yakın zamanda bir polis memurunun ve Çorum’dan başka bir öğretmenin başına geldi. İki dosya da şu anda Danıştay’da.
Yeni yasa eşcinselleri nasıl koruyor
‘Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kanun Tasarısı’na göre, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, etnik köken, cinsi yönelim, felsefi ve siyasi görüş, sosyal statü, medeni hal, sağlık durumu, özgürlük, yaş ve benzeri temellere dayalı ayrımcılık yasak olacak. 2 bin 500 liradan 15 bin liraya kadar para cezası var.