22
Mayıs
2024
Çarşamba
YAŞAM

Profesyonel katil oyunları

Eskiden, bundan on beş yirmi yıl öncesinde, arkadaşlarınıza 'hadi oyun oynayalım!' dediğinizde aklımıza ya saklambaç, ya kör ebe ya da çelik çomak gelirdi. Zaman ilerledi ve teknoloji baş döndürücü bir şekilde gelişti. Akıl almaz bu gelişmeden çocukların dünyası olan oyunlar da nasibini aldı. Artık oyun mahalleler arasında oynanmaktan çıkıp sanal aleme ve kapalı mekanlarda açılmış internet kafe ve play-station salonlarına taşındı. Çocukların oyun yerleri değişmekle kalmadı, oynadıkları oyunlarda bir hayli farklılaşmaya ve bu durum büyükleri de düşündürmeye başladı. Günümüz artık sanal oyunlarının şiddeti özendirmedeki rolü yadsınamayacak kadar büyük. Çünkü bu oyunlarda oyuncu, adam öldürebiliyor, hırsızlık yapıyor, mafya elemanı oluyor ve en ince ayrıntısına kadar şiddet uygulamayı öğreniyor. Ve böylece eğer bu tür oyunları oynayan çocuklar, gerçekle sanal arasındaki farkı ayırabilecek bilince sahip değilse, şiddet uygulama konusunda çocuk veya genç hazır duruma geliyor. Video oyunları sadece çocukları etkilemekle de kalmıyor her yaştan bireyi etkisi altına almayı da başarıyor.

Çocuklar şiddeti normal görüyor
Maalesef video oyunlarının gençleri şiddete yönelttiği konusunda söylenenlere gülüp geçiyoruz ama konunun bilimsel birçok boyutu da var. Yakın bir zamanda beynin saldırganlığı dürtükleyen kısmıyla şiddet içeren bilgisayar oyunları arasında bir bağ olduğu keşfedildi. Şiddet içeren video oyunları oynayan kişileri daha agresif, sosyal ilişkilerin zayıf ve hatta suça meyilli kişiler oldukları biliniyordu ama bu sadece istatistiki bir çalışma idi. Yani bu araştırmalar, şiddet içeren oyunların insanları agresif yaptığını değil, agresif insanların bu oyunları tercih ettiğini gösteriyordu.

Columbia'daki Missouri Üniversitesi'nde şiddet üzerine araştırmalar yapan psikolog Bruce Bartholow ve ekibine göre ise durum biraz daha ciddi. Video oyunlarındaki şiddet, beynin gerçek hayattaki şiddete daha az tepki vermesine yol açıyor. Bruce Bartholow, ölü bir hayvan görünce üzülmekten değil, bir haber programında silahlı bir çatışma görüp hiç umursamadan kanal değiştirmekten bahsediyor ve bu kanıksama ruh halinin günlük hayatta daha saldırgan davranışlara yol açabileceğini, çünkü bunun normal olduğu yanılgısına düşülebilineceğini söylüyor.

Yapılan deneyde sıradan manzara görüntüleri ile şiddet içeren görüntüler eşliğinde 39 gönüllünün EEG'si çekilip, arkasından da oyun oynamaya alışkanlıkları ile ilgili bir anket uygulandı. Şiddet içerikli oyunları yalayıp yutmuş oyuncularda bir imge gördüğümüz zaman beynimizin verdiği tepki olan P300 dalgalarının, rahatsızlık verici imajlar için diğer deneklere göre oldukça ufak olduğu fark edildi. Bartholow ise bu durumu, "Şiddet içerikli oyunları oynayanlar, cezalandırmaya alışık hale gelenler bu görüntüleri sıradan birer görüntü gibi algılama eğiliminde…" şeklinde yorumluyor. Amerikan askerlerine, şiddete alışmaları için bol bol bilgisayar oyunu oynatıldığı düşünülürse, şaşırtıcı bir sonuç değil aslında.

İlk kez bilgisayar oyunlarının beyni şiddete alışkın hale getirdiğini kanıtlayan bu araştırmanın, ‘Bilgisayar oyunlarını suçlayanlar filmlere baksın asıl' diyenlere de verdiği bir cevap var. Araştırmaya göre, film izlerken edilgen, oyun oynarken etken olduğumuzdan, yani filmi sadece izlerken, oyunda yaşananları ise kendimiz gerçekleştirdiğimizden asıl suçlu oyunlar. Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Klinik Şefi Doç. Dr. Kemal Sayar, video oyunlarının önemli bir kısmında şiddetin çok fazla olduğunu söylüyor. Sayar, "Özellikle çocuk bu tür oyunları daha kolay ve çabuk benimsiyor. Çünkü çocuklar şiddet içerikli video oyunlarını oynarken canı yanmadığı için o şiddetin can acıttığını bilmiyor. Bu sayede de şiddeti daha kolay benimsiyor ve günlük hayatta bunu bir çözüm olarak kullanmakta sakınca ve yanlış görmüyor." dedi. Ayrıca bu tarz oyunların beynin hazla ilgili devrelerini uyardığını ifade eden Sayar, "Çocuk oyunu kazandıkça daha da fazla istiyor ve bu bağımlılık yapıyor. Beyin oyundaki o hıza alışıyor ve bunu devamlı yapmak istiyor." diye konuştu.

Şiddet oyunları beyni olumsuz etkiliyor
Diğer bir başka araştırmada rasgele seçilen 44 ergenden 30 dakika boyunca şiddet içeren veya içermeyen video oyunu oynamaları istendi ve beyinleri FMRI cihazıyla incelendi. Ölçümler sonucunda, şiddet içeren video oyunu oynayanların amigdala bölgesindeki faaliyetin, oynamayan çocuklara oranla daha yüksek olduğu görüldü. Araştırmayı yöneten Indiana Üniversitesi Tıp Okulu'ndan Dr. Vincent Mathews, "Şiddet içeren video oyunlarının beynin fizyolojisini ve beynin çalışma biçimini etkilediği açık ve net gözlemlendi" yorumunda bulundu. Dr. Vincent Mathews, "Şiddet içeren bir video oyunu izledikten sonra ergenlerde, beynin duygusal yükselişle ilgili amigdala bölgesinin aktivitesinin artığı görüldü" dedi. Bunun yanı sıra ergenlerde beynin kendini kontrol edebilmeyle ilgili bölümlerinde faaliyetin azaldığı de belirlendi.

Aynı zamanda şiddet içeren video oyunu oynayanların beyinlerinin kendine hâkimiyet, çekingenlik ve konsantrasyonla ilgili bölgesinde aktivitenin yavaşladığı ortaya çıktı. Mathews, bulguların, şiddet içerikli video oyunlarının beyin üzerindeki etkisini gösterdiği ve bu etkinin davranışlara da yansıyacağını belirtti.

İnsanları ezmek daha eğlenceli
Elektronik ve haberleşme mühendisi olan Y.R de uzun bir zamandır Carmegedon oyununu oynadığını belirtiyor. Oyunların insanlar ve çocuklar üzerindeki etkisini inkâr etmeyen Y.R. "Carmegedon oynadıktan sonra yolda insanları ezmek için uğraşan hiç kimseyi görmedim. Carmegedon'un ilk versiyonunda zombileri değil de insanları eziyordunuz. Bunun ardından Amerika'da bir zaman yasaklandı. Oyunun daha sonraki versiyonlarında ise ezilen olarak zombileri yaptılar. Ama insanları ezmek daha eğlenceliydi." ifadesinde bulundu.

Oyunu bıraktığımda yaşadığımı hissettim
Asosyal bir kişiliğe sahip olduğunuzda World of Warcraft'da ayrı şeyleri bulduğunuzu söyleyen 25 yaşındaki Mert Tok, bir şirkette Halkla İlişkiler görevlisi olarak çalışıyor. Bu oyunu tam iki sene aralıksız oynadığını anlatan Tok, "World of Warcraft'daki dünya; hani nasıl bebeksin ve büyüyorsun ya işte bu oyunda da öyle doğup büyüyorsun level 1'den adam alıp ayrı bir dünyada yaşıyorsun. Ve ilerledikçe, bir yerlere geldikçe, clanlara, topluluklara giriyorsun oyundan kopamaz hale geliyorsun." diyor. Oyunda her akşam 40 kişi ile buluştuklarını ve bunların farklı milletlerden olduğunu anlatan Tok, "Saat 21.00'den gece 02.00–03.00'lere kadar oyun oynardık. Oyun oynamaktan başka bir şey yapasın gelmiyor. Oynamadığında normal bir şekilde dışarıda gezerken kendimi boşlukta hissediyordum. Ve sanki orada, o oyunun içinde olmadığımda 39 kişiye ihanet ettiğimi sanıyordum. Bu yüzden evliliği tehlikeye giren insanlar gördüm, ayrılma aşamasına girenler vardı. Dünyada bu oyunu 8 milyondan fazla insan oynuyor. Oyunu bıraktığımda yaşadığımı hissettim. Çocuklar üzerinde bu etki daha çok. Çünkü onlar gerçekle sanalı pek ayırt edemez." şeklinde konuştu.

Oyun bağımlılık yapıyor
Yaklaşık üç yıldır Ogame adlı oyunu oynadığını anlatan 15 yaşındaki S.A. zamanının büyük bir bölümünü bu oyunla geçirdiğini söylüyor. Zamanla insanlardan uzaklaştığını fark eden S.A. ailesinin bu durumu anlamasıyla psikiyatriye gittiklerini ve doktorun kendisine oyun bağımlısı teşhisini koyduğunu ifade ediyor. S.A, "İlaç tedavisine başladık. Ondan önce dünyada olan olaylara ve gelişmelere çok yabancı idim. Filistin kelimesinin neresi ve ne anlama geldiğini bile bilmiyordum. Tedaviye başladığım ilk zamanlarda koltuğa oturup saatlerce boşluğu izlediğimi söylüyordu ailem. Hayatı oyunu bıraktığımda tanımaya başladım." dedi.

Bu konuda neler yapmalıyız?

Bilgisayarı ve oyunları alırken zamanlamayı iyi yapmanız gerekiyor.

Çocukların bilgisayarla tanışmalarında denetimin sizde olduğunu belirtmeniz ve uygulamanız gerekiyor.

Çocuğun oyunlarını seçmek sizin işinizdir. Ona uygun film ve oyun seçebilirsiniz.

En önemlisi çocuğa 'bunları bırak, daha iyi bir şeyler yap' demek yerine onunla zaman geçirmeli, onunla uygun oyunlar oynamalı ve zamanı paylaşmalısınız.

Son olarak da eğer çocuğunuz sizin yerinize bilgisayarı, sanal ortamı seçiyorsa sorun vardır ve çocuğun ruh sağlığı yardımı alma zamanı gelmiştir.
Cihan haber dergisi
Yayın Tarihi : 17 Haziran 2007 Pazar 19:05:18
Güncelleme :18 Haziran 2007 Pazartesi 09:10:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?