Uluabat Gölü kıyısındaki 20 dönümlük araziyi kuş cennetine çeviren Mustafa Bilgiç, göl kıyısındaki araziyi satın aldıktan sonra çalışmalara başladığını ve ara vermeden bugünlere geldiğini anlattı:

''Uluabat Gölü, bir göçmen kuş merkezidir. Dünyanın dört bir yanından gelen binlerce kuşu, burada ağırlıyoruz. Bu kuşlara ev sahipliği yapmak için her konuda fedakarlık yaptım. Gece demeden gündüz demeden çalıştım. Bu yola baş koyduğumda ideallerim vardı, ufkum çok genişti.

Bütün bu fedakarlığım karşısında da birçok kişi bana zulüm etti. Ağaçlarım kesildi, dayak yedim.

Doğanın bir dengesi var, bu denge bozulduğu anda her şey altüst olur. Her şeyin altüst olmasını istemedim. Bu zamana kadar kuşlarım ve doğa adına sabrettim. Tek beklentim hem vatandaşlardan hem de devletten destek görmekti, ama
beni ve çabalarımı fark eden olmadı.''

69 yaşındaki Bilgiç, eşiyle birlikte kuşların ve ağaçların tüm gereksinimlerini karşılamak için çok çalıştıklarını söyledi.

Bilgiç, Türkiye'deki ve dünyadaki birçok doğal alanın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu da açıkladı:

''Bugüne kadar kişisel çabalarımla bu doğa güzelliğini korumak uğruna mücadele ettim. Uluabat Gölü'nde kaçak avcıların yol açtığı kuş katliamını durdurmak için uğraştım durdum. Eşimden, dostumdan koptum, tüm zamanımı buraya verdim. Burada Türk insanından çok yurtdışından konukları ağırladım.

Özellikle Polonya, Hollanda ve Fransa'dan gelen konuklarım oldu. Onların ilgi ve alakası karşısında ben kendi insanımızdan beklediğim desteği bulamadım. Yani 35 yıldır kamu yararına bir şeyler yapmaya çalıştım, ama yetkililerin ve vatandaşların ilgisizliği karşısında tepki olarak kuş cennetini satma kararı aldım. Yorgun ve küskünüm.''

Mustafa Bilgiç, sahibi olduğu tesisle ilgili bir fiyat belirlemesi yapmadığını, satın almak isteyenlerle karşılıklı yapacağı görüşmelerde konunun netlik kazanacağını söyledi.