16
Mayıs
2024
Perşembe
YAŞAM

Soluk benizli kızların keşfi

Akdeniz anemisi taşıyıcısı olan ve çok üşüyen ikiz kardeşler, Angora tavşanı tüyünden üşütmeyen, doğal giysi ürettiler. Patent başvurusunda bulunan ve uluslararası piyasaya açılan Manizade kardeşlerin hedefi tavşan çiftliği kurmak ve dünya markası olmak. 

İlgen ve Selen Manizade

Onlar ‘çok üşüyen, soluk benizli kızlar’ olarak büyüdüler. Talasemi yani Akdeniz anemisi taşıyıcısı olan İlgen ve Selen Manizade, ne sonbaharın ne de kışın tadını çıkarabildiler. Sıcak tutan çamaşır bulmakta zorlandıkları için kat kat giyinmelerine rağmen yine de üşüyüyorlardı. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra kendileri ve kendileri gibi üşüyenleri ısıtabilmek için kolları sıvadılar ve “Madem bulamıyoruz, kendimiz yapalım” diyerek yola çıktılar. Angora tavşanı tüyünden, ilk kez standart yüne oranla vücut ısısını sekiz kat daha fazla muhafaza eden iç çamaşır ve outdoor giysiler ürettiler. “Daha önce denenmemiş bir çalışma yaparak ilk kez böyle bir ürün geliştirdik ve Patent Enstitüsü’ne başvurduk” diyen genç girişimciler, ‘üşümemek’ adına çıktıkları yolculuğu NTVMSNBC’ye anlattılar.


Kalıtsal bir kansızlık hastalığı olan Talasemi yani Akdeniz anemisinde hemoglobin yapımındaki bozukluk, oksijenin dokulara yeterince taşınmasını engelleyip, kandaki demirin açığa çıkması sonucu solukbeniz, üşüme, halsizlik, çabuk yorulma, çarpıntı ve gelişme geriliği gibi sorunlara yol açabiliyor.

SICAK TUTACAK ÇAMAŞIR BULAMAZDIK
“Biz soğuğu sevemeyen, soluk benizli çocuklardık” diyen ve İlgen ve Selen Manizade, yıllardır anlam veremedikleri üşümenin Talasemi taşıyıcılığından kaynaklandığı ancak 30 yaşında öğrenmişler. 


İlgen Manizade, Angora tüyünden termal giysiye giden yolculuğun başlangıcını şöyle özetliyor:

“Sürekli üşürdük ve bizi sıcak tutacak iç çamaşır bulamazdık. Türkiye’de bu şekilde termal iç giyim bulmak gerçekten zordu, ailemiz bunları yurtdışından getirtiyordu. Yurt dışında da ancak Kuzey Avrupa’da bulunuyordu ve bulunanlar da istediğimiz kalitede değildi. Buna bir çözüm bulmak zorundaydık.” 

BAŞKASI OLSA YANAKLARINDAN KAN DAMLARDI
Selen Manizade, devam ediyor: “6 yıl önce halsizlik nedeniyle 15 gün demir hapı kullanmama rağmen tahlillerde demir çok düşüktü.

Doktor, ‘bu kadar hapı başkası kullansaydı yanaklarından kan damlardı’ dedi ve hastalığımız böyle ortaya çıktı. Yapılacak herhangi bir şey de yok çünkü biz taşıyıcıyız. Sadece kendimizi korumamız gerekiyor, en çok da soğuktan.”

TAVŞAN TÜYÜNÜN SICAK TUTTUĞUNU BİLİYORDUK
1995’te üniversiteden mezun olan ve çok uluslu firmalarda, pazarlama iletişimi, satış ve halkla ilişkiler gibi alanlarda çalışan Manizade kardeşler, hem üşüme sorununa çözüm bulmak hem de özgün bir çalışmaya imza atmak için iki yıl önce harekete geçmiş. Selen Manizade işe, Erciyes Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tayfur Bekyürek’ten nesli tükenmekte olan Angora tavşanı hakkında ders almakla başladıklarını söylüyor:

“Angora yani Ankara tavşanının tüyünün çok sıcak tuttuğunu biliyorduk ve yıllardır muzdarip olduğumuz üşümekten kurtulmak için, şu ana kadar yapılmamış bir şey yapmak istedik. Çünkü Türkiye’de termal giyim konusunda çok büyük bir pazar boşluğu olduğunu ve kimsenin bununla ilgilenmediğini, yaşadığımız sıkıntılardan biliyoruz. Madem bulamıyoruz, o zaman kendimiz yapalım, dedik.”

YARIŞMALARDAKİ ÖDÜLLER MOTİVASYON SAĞLADI
2004 yılında REPCON Uluslararası Tekstil Danışmanlık Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ni kuran Manizade kardeşler, projeleriyle önce yarışmaya girmişler ve doğru bir iş yaptıklarını görmüşler. Ulusal ve uluslararası ödüller, önemli bir motivasyon sağladığını belirtiyor:

“2005 yılında genç girişimcilerin yer aldığı yarışmalara katıldık. Boğaziçi Üniversitesi’nin düzenlediği yarışmada 107 proje arasında birinci olduk. Aynı yıl Türkiye’de ilk kez düzenlenen Avrupa EUROWARDS yarışmasında kendi alanımızda birinci olduk ve Türkiye’yi temsil etmek üzere Berlin’e gittik.”

ZOR İKLİM ŞARTLARINDA ÇALIŞANLARI DA DÜŞÜNDÜK
“Bu başarılar ve projenin özgünlüğü, KOSGEB, yani Sanayi Bakanlığı’na bağlı küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerini geliştirme birimine kabul edilmemizde de etkili oldu. Bu işi kendi birikimimizle kurduk ama kimseden destek almadan yürütmemiz zordu. Ancak KOSGEB’in projemizi kabul ederek kredi desteği vermesinden sonra 2006’da üretime geçtik. Termal iç giysilerin yanı sıra kayakçılar, dağcılar ya da zor iklim şartlarında görev yapmak zorunda olanlar için de outdoor giysiler üretmeye başladık.”

Türkiye’de insanların çok fazla üşümediklerini düşünerek öncelikle İngiltere, Kanada, Almanya gibi soğuk ülkeleri hedeflemişler. Türkiye’nin tekstil liderliğini Hindistan, Çin, Bangladeş gibi ülkelere kaptırmak üzere olduğunu, bunun için Türkiye’nin markalaşması ve markalarına sahip çıkması gerektiğini söyleyen İlgen Manizade bu yolculukta zorlandıkları noktaları şöyle anlatıyor:

“Bu sektör biraz AR-GE’ye kapalı ve maskülen bir sektör. Genellikle babadan oğula geçen bir özelliği var. Üstelik tamamen kotona yönelmiş durumda. Yün konusunda büyük kapasitelerle çalışan firma sayısı çok az. Biz de böyle bir ortamda girişimci olmanın bazı zorluklarını yaşıyoruz.”

ANKİRA’DAN KAYRA’YA
Selen ve İlgen Manizade’nin Angora termal giysileri, ‘Kayra’ adıyla önümüzdeki günlerde uluslararası piyasada boy gösterecek. “Kayra, Ankira yani Ankara’ya Galatya uygarlığının verdiği eski isim” diyen İlgen Manizade, Türkiye’nin Angora tavşanına yeterince sahip çıkmadığı görüşünde:

“Ankara tavşanı önceden sadece ülkemizde yetiştiriliyordu. Saraylarda daha çok süs hayvanı olarak besleniyor, Osmanlı imparatorluğu döneminde hediye olarak Avrupa saraylarına gönderiliyormuş. Ancak ülkemizin epidemik türü olan bu hayvanın korunması için gerekli önlem alınmamış. Dolayısıyla bizde sayısı azalırken İngiltere ve Almanya gibi ülkelerde laboratuvar ortamında ticari amaçla yetiştirilmeye başlanmış. Bu nedenle yaptığımız işin bir de kültürel boyutu olduğunu düşünüyoruz; çünkü nesli tükenmekte olan türün en iyi şekilde değerlendirilmesi için çalışıyoruz.”

İNSANLAR ASLINDA NAYLON POŞET GİYİYOR
Ürünlerinin iç piyasada da tüketiciye sunulması için çalıştıklarını belirten Selin Manizade, termal giysinin sağlık açısından büyük önem taşıdığını belirtiyor ve hazırladıkları ürünün özelliklerini şöyle sıralıyor:



“Piyasada termal diye satılan ürünlerin çoğu koton ya da sentetik; yani petrol türevinden yapılmış. Mesela spor yaparken giyilen bu tarz giysilerin en önemli özelliği teri dışarı atmasıdır. Biz ise bu işi tamamen doğal elyaftan yapıyoruz. İlk kez standart yüne oranla vücut ısısını sekiz kat daha fazla muhafaza eden bir ürün geliştirdik. Bu ürün, vücut sıcaklığını hem hareket halindeyken hem de stabilken regüle ediyor. Sıcak tutuyor ama vücudunuzun hava almasını sağlayarak teri de dışarı atabiliyor, yani fonksiyonel bir giysi. İlk kez böyle bir ürün geliştirdiğimiz için Patent Enstitüsü’ne başvurduk ve ürünümüzü koruma altına aldık. Angora’nın çok özel bir yapısı var; bildiğimiz elyaf gibi değil, mikroskop altında baktığınızda içinin boş ve delikli olduğunu görürsünüz. Oysa giysilerin neredeyse yüzde 90’ı polyester, petrol ürünü. Yani insanlar naylon poşet giyiyorlar. Doğal, sağlıklı ve fonksiyonlu ürünler tercih edilmeli.”

HEDEF ANGORA TAVŞANI ÇİFTLİĞİ KURMAK
Giyim konusunda bilincin artırılması gerektiğini vurgulayan Manizade kardeşlerin hedefleri arasında ise kendi çiftliklerini kurmak ve dünya markası olmak var:

“Hedeflerimizden biri; kendi çiftliğimizi kurmak. Madem ki Angora tavşanı bu ülkenin bir zenginliği, bu zenginliğe sahip çıkmalıyız. Ülkemizde yetişen bu türü devam ettirmek ve kendi yünümüzü kendimiz üretmek istiyoruz. Bir diğer hedefimiz de böylesine özgün bir çalışmayla yarattığımız Kayra’yı yurtdışına taşımak ve dünya çapında bir marka olabilmek.”

TÜLAY SAĞLAM/ NTV-MSNBC
Yayın Tarihi : 3 Kasım 2007 Cumartesi 13:58:52
Güncelleme :3 Kasım 2007 Cumartesi 14:07:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?