29
Mayıs
2024
Çarşamba
YAŞAM

Teknoloji seks turizmini azdırdı!

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr. Cevdet Yılmaz, uluslararası kadın ticaretinin, bilgi teknolojilerinin gelişmesi ve internetin yaygınlaşmasıyla kendisini yeniden ürettiğini söyledi.

 

 


Yrd. Doç. Dr. Cevdet Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadın ticaretinin, günümüzde özellikle internet üzerinden gelişen seks endüstrisi ve çocuk pornografisi gibi yeni "kazanç" alanlarına eklemlenerek kendini yeniden ürettiğini belirtti.


Bilgi teknolojilerinin gelişiminin, elektronik ortamda "her türlü malın" zaman ve mekandan bağımsız olarak alınıp satılmasını sağladığını ifade eden Yılmaz, "Uluslararası kadın ticareti, teknoloji ve internetin gelişimiyle kendisini yeniden üretmiştir. Teknoloji, seks endüstrisine, kadınları sömürerek erkek müşterilerine sunmanın yollarını da bulmuştur. Burada unutulmaması gereken şey, sömürü sistemine yeni bir teknoloji katıldığında, bu güce sahip olanlara sömürüyü ve zararı yoğunlaştırma şansı vermektedir" dedi.


Yılmaz, uluslararası boyutta insan ticaretinin, son dönemde meydana gelen hızlı sosyal ve ekonomik değişmeler sonucunda yasa dışı göçle birlikte dünya gündeminde giderek ağırlık kazandığını belirtti.


Uluslararası Göç Örgütü verilerine göre, her yıl 700 bin ile 2 milyon arasında kişinin, insan ticareti amacıyla uluslar arası sınırlardan geçirildiğini anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:


"Tahminlere göre, zorla çalıştırılmaya maruz bırakılan 12,3 milyon kişinin 2,5 milyonunu insan ticareti mağdurları oluşturmakta ve bu kişilerin yüzde 43'ü cinsel sömürü amaçlı kullanılmaktadır. Dünyada insan ticaretinden elde edilen gelir 32 milyar dolar olarak hesaplanmaktadır. Bunun 28 milyar doları da cinsel sömürü ve fuhuştan elde edilmektedir. Bu rakam insan tacirlerinin ticaretini yaptıkları tek bir kişi üzerinden aylık 1100 dolar kazandıklarını göstermektedir."


Cevdet Yılmaz, verilere göre fuhuş sektöründe kullanılmak üzere uluslararası sınırlardan geçirilen her üç kadından birinin anne olduğunu ve Türkiye'ye gelen kadınların çoğunluğunun Moldova, Ukrayna ve Rusya uyruklu olduğunu belirtti. Yılmaz, "Mağdurların yüzde 75'i yoksul ailelerden geliyor. Ülkemize gelenlerin yüzde 80'i istihdam amaçlı geliyor, daha sonra da fuhuş tacirlerinin ellerine düşüyor. Tabii, bazıları bilinçli geliyor bazıları ise çalışmaya zorlanıyor" dedi.


Yılmaz, insan ticareti bağlamında Türkiye'nin özellikle Doğu Bloku'nun dağılmasının getirdiği siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar nedeniyle, bulunduğu bölgede hedef ülke konumuna geldiğini dile getirdi. Yılmaz şunları kaydetti:


"Türkiye, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi'nin yayınladığı raporda hedef ülke konumunda olan ilk 10 ülkeden biri olarak yer almaktadır. Ülkelerin, insan ticaretinin yaygınlık oranına göre derecelendirildiği bu rapora göre, Türkiye, kadın ticaretinde kaynak ülke olarak orta, transit ülke olarak yüksek, hedef ülke olarak ise çok yüksek derecede değerlendirilmektedir. Uluslararası Göç Örgütü verilerine göre, Türk yasa uygulayıcıları tarafından belirlenen insan ticareti mağduru sayısı geçen yıl 148, ancak gerçek rakamlar bunun çok üzerinde."


Türkiye'nin 2000'li yılların başından itibaren insan ticareti ile etkin bir mücadele stratejisi geliştirmeye çalıştığını dile getiren Yılmaz, 2002 yılında Dışişleri Bakanlığının koordinatörlüğünde, İnsan Ticareti ile Mücadele Ulusal Görev Gücü kurulduğunu, 2005 yılında Uluslararası Göç Örgütü Türkiye misyonu tarafından, insan ticareti ile mücadele programı uygulamaya başlandığını, insan ticareti mağdurlarını içinde bulundukları durumdan kurtarmak amacıyla da 157 Acil Yardım Hattı'nın açıldığını anlattı.

aa
Yayın Tarihi : 7 Mart 2008 Cuma 23:44:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?