Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Başkanı Kenan Malatyalı, İslam ülkeleri ve müslümanların yaşadığı ülkelere yönelik ihracatta, İslami usule uygun gıda tüketmek isteyenlerin ihtiyacını karşılamak amacıyla 2005 yılında başlattıkları ''Helal Gıda'' çalışmalarının halen devam ettiğini belirterek, ''zannediyorum 3-4 aylık süre içinde biter'' dedi.




Malatyalı, ''Helal Gıda'' konusunda yürüttükleri çalışmanın belgelendirme türüne henüz karar vermediklerini, ''Helal Gıda'' adı altında standart mı yoksa TSEK belgesi mi verecekleri konusundaki çalışmaların sürdüğünü vurguladı.

Malatyalı, TSE'nin standardı bulunmayan konulardaki ürün ve hizmetler için adına TSEK denilen bir belgelendirme yaptığını anlatırken, bu belgenin de standarda yakın bir belgelendirme olduğuna dikkati çekti, ''bunu kriterler belirlemek suretiyle yapıyoruz '' dedi.

Önlerindeki 3-4 aylık süre içerisinde ''Helal Gıda'' konusunda ne tür bir belgelendirmeye gideceklerini görüşüp tartışacaklarını anlatan Malatyalı, ''tam karar verilmedi ama büyük ihtimalle bu şekilde (TSEK belgelendirmesi) yapılabilir. Buna karar verilmesinin hemen ardından belgelendirme çalışmalarına başlayacağız'' diye konuştu.

Söz konusu belgelendirmenin hem gıda sektöründe hem de restoran gibi hizmet veren işletmelere yönelik olacağını ifade eden Malatyalı, İslami usullere uygun gıda üretiminin nasıl olması gerektiği konusunda İlahiyat Fakültelerinde bu konuda ihtisas yapmış hocalardan yardım aldıklarını söyledi.

Malatyalı, belgelendirme yapmak için işletmelere gidecek teknik komitede bir din adamı veya ilahiyatçının bulunup bulunmamasının ise belge verilecek gıdanın türüne göre değişebileceğini bildirdi.

-''ZORUNLULUK KAPSAMINDA DEĞİL, İSTEYEN ALACAK''

Belgelendirmenin zorunluluk kapsamında olmayacağını, isteyenin bu belgeyi alacağını belirten Malatyalı, belge alanların, almayanlara karşı rekabette eşitsizliğe neden olacağına ilişkin eleştirilere ise katılmadığını söyledi.

Bu konuda dünyadaki gelişmeleri takip ettiklerini ve iki mühendisin şu anda araştırmak yapmak üzere yurtdışında olduğunu belirten Malatyalı, dünyada ''Helal Gıda'' konusunda büyük bir pazar bulunduğunu, bu pazarın 500 milyar dolarlık bir büyüklükte olduğunu hesaplandığını belirtti.

Türkiye'nin bu çalışmayla birlikte bu pazardan önemli bir pay alabileceğini belirten Malatyalı, Kanada, Arjantin, Güney Afrika, Avusturalya, Yeni Zellanda, Singapur, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde ''Helal Gıda'' belgeli ürünler bulunduğunu, TSE'nin belgelendirme yapmaya başladıktan sonra istenilmesi halinde yurtdışında da bu hizmeti vereceğini söyledi.

Malatyalı, belgelendirme çalışmalarıyla birlikte Almanya, Romanya, Yunanistan, Fransa ve İtalya'ya da belgelendirme yapmalarının muhtemel olduğunu kaydetti.

-DTM: ''ÇALIŞMA YÜRÜTÜLÜYOR''

Dış Ticaret Müsteşarlığından (DTM) dün akşam yapılan açıklamada da, ''helal gıda'' belgesi konusunda çalışma yürütüldüğü ifade edilmişti.

DTM açıklamasında, üzerinde çalışılan ''helal gıda'' standardının Müslüman ülkelerden başlayıp Müslüman olmayan ülkelerin de (Avustralya, Çin, Almanya, Hollanda, ABD...) dahil olduğu aktörlerce, uygulamaya başlanan yeni bir kriter olarak ortaya çıktığı vurgulanmıştı.

''Helal'' belgesinin, Müslüman toplulukların bulunduğu ülkelerde söz konusu sertifikaya sahip olmayan ürünlerin sunulmasının önünde pratik bir engel teşkil etmeye başladığı anlatılan açıklamada, özetle şu görüşlere yer verilmişti:

''Helal standardının kapsamına giren gıda ve ve gıda dışı ürünlerde, dünya pazarının yıllık 2,1 trilyon dolar olduğu tahmin edilmektedir. Bu ürünlerde halihazırda 1,6 milyar insanın potansiyel olarak 'helal' standardı kullanıcısı olacağı düşünüldüğü için, pek çok Müslüman ve Müslüman olmayan ülke üreticisi ve ihracatçısı 'helal' etiketini elde etmek yoluna gitmektedir. Başta uzak doğu olmak üzere, birçok ülkeye ihracat yapan firmalarımız ithalatçılarının 'helal' etiketi talebiyle karşılaşmakta ve bu konudaki sıkıntılarını artan bir sıklıkla Müsteşarlığımıza da iletmektedirler.

İhraç ürünlerimiz, söz konusu sertifikanın yokluğunda Müslüman tüketiciler nazarında geri plana düşebilmekte ve ürünlerimizin helal olmadığı gibi bir yanlış algılama nedeniyle rekabet etmekte zorlanmaktadır.''

Açıklamada, ihracatçıların taleplerinin karşılanması ve 'helal gıda'' pazarından Türkiye'nin hak ettiği yeri alabilmesi için, helal ürün konusundaki gelişmelerin titizlikle takip edildiği, bu gelişmelere paralel Türkiye'nin ihtiyaçlarının tespiti ve giderilmesine yönelik çalışma başlatıldığı kaydedilmişti.