22
Mayıs
2024
Çarşamba
YAŞAM

Türkiye'nin sessiz felaketi!

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye’nin kuraklığı ve etkilerini değerlendirmek üzere hazırladığı "Yeryüzünün Sessiz Felaketi" raporuna göre, 40 yıl önce 260 bin hektar alana sahip olan Tuz Gölü’nün yüzölçümü 130 bin hektara, 25 yıl önce 20 metre derinliğe sahip olan Beyşehir Gölü’ndeki derinlik bugün 5 metre 60 santimetreye düştü.

1950’li yıllarda 21 bin 500 hektar olan Ereğli Sazlıklarındaki sulak alan ise 2007 temmuz ayı sonu itibariyle bin hektara kadar düştü. WWF-Türkiye Su kaynakları Program Müdürü Buket Bahar Dıvrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, WWF-Türkiye olarak bu yıl etkileri her alanda hissedilen kuraklığı ve etkilerini değerlendirmek üzere "Yeryüzünün Sessiz Felaketi" adı altında bir rapor hazırladıklarını, raporda kuraklığın tanımının, nedenlerinin, etkilerinin, Akdeniz Havzası’nda ve Türkiye’de kuraklığın durumunun ve WWF-Türkiye’nin konuyla ilgili çözüm önerilerinin ayrıntılı olarak yer aldığını söyledi.

Raporda ayrıca Tuz Gölü, Beyşehir, Sapanca, Eğirdir, Bafa, Uluabat, Burdur, Akşehir, Meke, Manyas ve Eber gölleri ile Ereğli Sazlıklarının durumlarının da değerlendirildiğini belirten Dıvrak, sulak alanlar ve yer altı sularının temel olarak kışın düşen kar yağışları ve mevsimlere göre yayılan dengeli yağmurlarla beslendiklerini, ancak sulak alanların geçen kış istenilen düzeyde yağış olmaması, yaz aylarında da aşırı sıcaklar nedeniyle önemli ölçüde su kaybettiklerini kaydetti. "Yeryüzünün Sessiz Felaketi" adlı rapora göre, Türkiye’nin ikinci en büyük gölü konumunda bulunan, 40 yıl önce 260 bin hektar olan Tuz Gölü’nün yüzölçümü 130 bin hektara düştü. Aksaray ile Kulu, Şereflikoçhisar, Cihanbeyli ilçelerinin atık suları, sezonluk olarak kuruyan ve Temmuz sonu itibariyle neredeyse hiç su kalmayan Tuz Gölü’ne akarken, Konya’nın evsel ve endüstriyel atık suları DSİ’nin ana tahliye kanalından göle taşınıyor. Türkiye’nin tuz ihtiyacının önemli bölümünün karşılandığı gölde, tuz üretiminde bu yıl sıkıntı olmadığı, ancak kuraklık ve yağış azlığının devam etmesi halinde tuz üretiminin olumsuz etkilenmesinin kaçınılmaz hale geleceğine dikkatin çekildiği raporda, "Zira, tuz üretimi için gerekli olan su pompalarla gölün diğer bölümünden seddelere aktarılıyor, su azaldıkça bu aktarım işlemi de zorlaşıyor. Gölün küçülmesi etrafındaki çöl etkisini ve kuraklığı artırıyor. Diğer yandan gölün küçülmesine neden olan ve yer altı su beslenimini engelleyen aşırı tarımsal sulama, yer altı su seviyesini de düşürüyor" ifadesine yer verildi.

BEYŞEHİR GÖLÜ
Çumra Ovası’nın sulanması için sulama göleti olarak kullanılan Beyşehir Gölü, 1021-1024 işletim kotları konusunda ilgili kurumlar arasında anlaşmazlık yaşanması nedeniyle hızla küçülüyor. 25 yıl önce 20 metre derinliğe sahipken, bugün 5 metre 60 santimetre su derinliğine sahip olan olan Beyşehir Gölü’nün alanı, yağışların yetersizliği ve su salımının fazla olması nedeniyle 65 bin hektardan 50-55 bin hektara kadar düştü. Çevresindeki 20 köy ve 30 beldenin kanalizasyonlarının akıtıldığı Beyşehir Gölü, aynı zamanda erozyon ve kimyasal kirlenme tehlikesiyle de karşı karşıya. Gölün çevresindeki tarlalarda kullanılan 9 bin ton kimyasal gübrenin bir kısmı yağmur sularıyla göle akıyor. Bölge halkının önemli gelir kaynaklarından olan balıkçılık, gölün ekolojik dengesinin bozulmasıyla birlikte bitmek üzere. Balıkçıların mevsimlik işçi olarak başka bölgelere gittikleri belirtiliyor.

EĞİRDİR GÖLÜ
Derinliği 30 yılda 2.5 metre düşen Eğirdir Gölü’nde, bu yıl aşırı buharlaşma nedeniyle sıkıntı yaşanıyor. Su kalitesinin, iyi seviye olarak nitelendirilen 2. sınıf kapsamında olduğu gölde, son zamanlarda suyun kalitesinin bozulduğuna dair bazı işaretler bulunuyor.
Göldeki kirliliğin ana nedeni tarımsal faaliyetlerde, özellikle elma üretiminde kullanılan kimyasallar olarak gösterilirken, geçmiş yıllardaki aşırı avlanma nedeniyle balıkçılar zorluk çekiyor. Önceki yıllarda 15 türün yaşadığı gölde şu an 3 tür balık yaşıyor.

ULUABAT GÖLÜ
Bursa Tarım Tarım İl Müdürlüğünün verilerine göre suyun miktarına bağlı olarak 160 bin hektara kadar çıkan Uluabat Gölü alanı, 2007 yılında 125-135 bin hektarı geçemedi. Temmuz ayı ölçümüne göre en derin yeri 1
metre olan göldeki geri çekilme ve sığlaşma gözle görülür şekilde fark ediliyor. Gözle görülür bir kirliliğin görülmediği Uluabat Gölü’nün suyunun normalde 7.0 olması gereken ph değeri 8.9 seviyelerine ulaştı. Susurluk Havzası’ndaki endüstriyel baskı, tarımsal gübre ve pestisit kullanımı, yoğun tarım arazi kullanımı sonucunda kirlilik oranı artıyor.

EREĞLİ SAZLIKLARI
1950’lerde 21 bin 500 hektar olan alanın büyüklüğü 3 bin hektara, 2007
Temmuz sonu itibariyle sazlıklardaki sulak alan bin hektara kadar düştü.
Yalnızca Ereğli ilçesinin kanalizasyonunu taşıyan kanalın sazlıklar ile buluştuğu noktada su bulunuyor. Alana tek su girişi Ereğli ilçesi kanalizasyonu olduğundan, su az olmasına rağmen suyun kirliliği üst düzeyde. Geçmişte 1 milyon bağ saz kesiminin yapıldığı bölgede, şimdi sazlıklardan sağlanan bağ miktarı en iyi tahminle 100 bin adet.
Bölgedeki tarımda rekolte kaybı, ayçiçeğinde yüzde 50, buğdayda yüzde 45-50, mısırda yüzde 30-40, baklagilde yüzde 30, pancarda yüzde 20-25
civarında.

BURDUR GÖLÜ
1970 yılında 857 metre ile en yüksek seviyesine ulaşan Burdur Gölü’nde
su kotu, Temmuz ayında yapılan gözlemlere göre 844 metreye düşmüş durumda. Su kalitesinde geçen yıl bu zamanlara kıyasla gözle görülür bir gerileme söz konusu. Göl, Burdur kanalizasyonu, şeker ve süt fabrikaları ile tekstil ve mermer işletmelerinin endüstriyel atıklarıyla kirleniyor.

KULU GÖLÜ
Su varlığının iyice azaldığı, 1992 yılında sit alanı ilan edilen Kulu Gölü, yer altı sularının tarımsal sulama amacıyla aşırı derecede çekilmesi nedeniyle kuruyor. Göl etrafında tarım yapan çiftçiler 2006 yılına kıyasla 4-5 metre daha derinden su bulabilirken, 2007 üretim sezonunda yer altı su seviyesi ciddi anlamda düştü, bunun sonucunda şeker pancarı üretimi önemli ölçüde azaldı.

AKŞEHİR GÖLÜ
Göl tamamen kurumuş durumda. Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ne göre su kalitesi 4. sınıf olan gölde balık üretimi ve saz kesimi biterken, bölgede hububat ve yem bitkileri üretimi ağır darbe aldı. Meyve üretiminde hem rekolte hem de kalitede kayıp söz konusu.

MEKE GÖLÜ
Özel yapısı nedeniyle "Nazar boncuğu" olarak nitelendirilen gölün büyük bölümü kurudu. Sadece batı kesiminde az miktarda su bulunan gölün çevresindeki obruklarda da su seviyeleri oldukça düşmüş durumda.
Yer altı su seviyelerinin her geçen yıl daha da düştüğü bölgede, buna rağmen yeni kaçak kuyular açılmakta, salma sulama yöntemiyle mısır ekimi yapılıyor. Göldeki kuruma ve yer altı su seviyelerindeki düşüşe rağmen bu konuda herhangi bir olumlu gelişme yok. Yer altı suyunun sondajlanıp göle su verilmesi üzerine bir proje de mevcut. Alanda buharlaşma oranının yüzde 100’ü bulduğu göz önüne alındığında, göle aktarılacak yer altı su kaynaklarının buharlaşıp havaya karışacağı düşünülüyor.

MANYAS GÖLÜ
Bursa’nın Karacabey ve Balıkesir’in Manyas ilçelerine günlük toplam 700 bin metre küp tarımsal amaçlı su sağlayan Manyas Gölü’nde, su seviyesi sınır değerlere yaklaştı. Şu anda gölün deniz seviyesinden yüksekliği 14,30 metredir.
Su seviyesi 1.5 metre çekilen Manyas Gölü, kuraklıktan son derece fazla etkilenirken, göl alanındaki kayıklar karaya oturdu, iskele karada kaldı, toprak susuzluktan yarıldı, milyonlarca midye ortaya çıktı.
Bereketli, Eski Sığırcı, Gölyaka, Kocagöl, Hamamlı köyleri ile Salur ve Kızıksa beldelerinin başlıca gelir kaynakları balıkçılıktır. Bu köylerde 2005 yılında bin ton, 2006 yılında 700 ton balık tutulurken, 2007
yılında balıkçılara "siftah" yaptıracak balık miktarı bile yakalanamadı.

EBER GÖLÜ
DSİ verilerine göre, en derin yeri bir kaç yıl öncesine kadar 21 metreyken, bu yıl su seviyesi yüzde 3’e düşen ve normalde toplam su hacmi 215 bin metre küp olan Eber Gölü’nde şu anda 5 bin 648 metre küp su bulunuyor. En derin yerde 1.5-2 metre su bulunan gölün su kalitesi ise yönetmeliğe göre 4. sınıf olduğu belirlendi. Göldeki kirliliğin kaynağının Afyonkarahisar’ın evsel atıkları ve Akarçay yoluyla göle ulaşan endüstriyel kirlilik olduğu gözlendi.

AA
Yayın Tarihi : 21 Ekim 2007 Pazar 11:54:51


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?