Uçaktan kurtuldu ama..

Bağdat yakınlarında Ocak ayında düşen uçaktan kurtulan tek işçi Abdülkadir Akyüz, adeta yaşadığına pişman oldu.

Adana'dan havalandıktan sonra Ocak ayında Bağdat yakınlarında düşen, Türk işçilerini taşıyan uçaktan sağ kurtulan tek yolcu olan Abdülkadir Akyüz'ün, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Merkezindeki tedavisi tamamlandı.

Mucize şekilde kurtulmayı başaran Akyüz, kazanın hemen ardından kendisine yönelen ilginin zamanla kaybolmasının yanında, kazanın acı anıları ve geride bıraktığı yaralarla başbaşa kalmanın üzüntüsünü yaşıyor.

Kaza sonrası önce Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, ardında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesinde tedavi gören ve bu dönemde başta gazeteciler olmak üzere birçok kişinin ilgi odağı olan Akyüz, aradan geçen 8 ay sonunda tedavisini tamamlayarak Mardin'in Dargeçit ilçesindeki evine döndü.
Hayatı boyunca yürüyemeyecek olan Akyüz, unutulmanın acısını hissetmeye başladığı bu dönemde maddi güçlüklerle de karşılaşmaya başladı.

Halen konuşmakta ve algılamakta güçlük yaşayan Akyüz,  uçak kazasından yaklaşık 7 ay önce, Kulak İnşaat Firmasına bağlı olarak bin dolar karşılığında vinç operatörü olarak çalışmak üzere Irak'a gittiğini anımsattı.

Özürlü oğlu Ferhat'ın (7) tedavi masraflarını karşılamak amacıyla Irak'a gitmek zorunda kaldığını belirten Akyüz, ''Ferhat, beynindeki rahatsızlık sonucu yürüyemiyordu. Onun tedavisi için tehlikeli olduğunu bildiğim halde Irak'a gitmeyi kabul ettim'' dedi.

'YAŞAMAZ' DENMİŞTİ

Çok zorlu süreçler atlattığını, Irak'tan Ankara'ya getirildiği dönemde doktorların bile kendisinden umut kestiğini ifade eden Akyüz, şunları kaydetti:

''Herkes bana yaşamaz gözüyle bakıyordu. Kolay değil, 34 kişiye mezar olmuş uçaktan yaralı çıktım. Ankara'ya getirildiğimde doktorlar (20 gün yoğun bakımda belki yaşar, ondan sonra ölür) demişler. 8 günde yoğun bakımdan çıktım. Sonra Çukurova Üniversitesine sevk ettiler. Buradaki tedavimi de tamamladım. Hastane masraflarını ABD'deki sigorta firması ödedi. Ancak, onun dışında kimse bana yardımcı olmadı. Sigorta şirketi ilk zamanlar 300 dolar ücret bağlamıştı. Son 3 aydır bunu da alamıyorum. Şirket yetkilileriyle görüştük. Şimdi yeniden aylık 300 dolar göndereceklerini belirttiler. Tabii bu yardım yine kesilir mi bunu bilmiyoruz. Bunun da bir garantisi yok. Ayrıca, her ay enfeksiyon tahlili yaptırmam gerek. Bu da ayrı bir masraf demek.''

Eşi Vesil, 4 yaşındaki oğlu Kerem ve Ferhat ile babası Nezir Akyüz'ün evinde kaldıklarını belirten Abdülkadir Akyüz, aylık gıda ihtiyaçlarını dahi karşılamakta güçlük yaşadıklarını, kendisine ilk başlarda yardım eden kardeşlerinin de maddi sıkıntılar nedeniyle desteklerini çektiğini söyledi.

Kazanın yaralarını tam olarak sarmadan, geçim sıkıntısıyla boğuşmak zorunda kaldığını vurgulayan Akyüz, ''Ayaklarım felç, konuşmakta güçlük çekiyorum, maddi sıkıntılar da başladı. Bazen (keşke ben de ölseydim) diyorum. Bu durumda çocuklarımla ne gülüp eğlenebiliyorum, ne de onların isteklerini karşılayabiliyorum. Çalışabilir durumda olsaydım yine Irak'a giderdim. Çünkü, burada iş bulmak çok zor'' dedi. 

MEZARI BİLE HAZIRLANMIŞTI

Kazayla ilgili halen bir şey hatırlayamadığını ifade eden Akyüz, şöyle devam etti:
''Yolculuk sırasında, uçağın düşeceğini hiç düşünmedim. Sabah erken saatlerde yataktan kalkmanın mağrurluğuyla uçakta kendi koltuklarımızda dinlenmeye çalıştık. Bir ara uyuduğumu hatırlıyorum. Kaza anıyla ilgili detayları halen hatırlamıyorum. Ancak Irak savaş bölgesi, uçak düşürülmüş olabilir. Düşmeden önce bazı arkadaşların birbirine sarılarak, (düşüyoruz) diye bağırdıklarını hatırlıyorum.''
Ellerinde kazadan kalma yanık izleri bulunan Akyüz, Irak'a giden işçilerin yaşadığı tehlikenin bir simgesi olarak kendisine sahip çıkılmasını istedi.
Abdülkadir Akyüz'ün kazadan sonra sürekli yanında bulunan amcası Tahir Akyüz de Irak'tan gelen kaza haberinin ardından mezarını hazırladıkları yeğeninin yaşadığı haberiyle önce mutlu olduklarını, ancak bugün gelinen noktada Abdulkadir'in yalnız başına bırakılmasını kabullenemediklerini söyledi.
Akyüz, ailenin desteğiyle hayata tutunmaya çalışan yeğeninin, kazanın ardından unutulduğunu, çalıştığı şirketin de vefasızlık yaptığını bildirdi.