19
Mayıs
2024
Pazar
YAŞAM

Uygur hasta yatağında güldürüyor!

2007'nin Eylül ayında, Ankara'da oynadığı bir oyunun ardından İstanbul'a dönüş yolunda rahatsızlanan ve felç geçiren Nejat Uygur, aradan geçen zorlu zamanlara rağmen neşesini kaybetmiyor.

Basında geçtiğimiz aylarda çıkan "Çocuklarını hatırlamıyor; geçmişiyle yaşıyor." şeklindeki haberlerin asılsız olduğunu söyleyen oğul Behzat Uygur, "Basında çıkanların aksine, hastaneden çıktığından bu yana yemeğini yiyebiliyor. Acısı ve ağrısı da yok. Çocuklarını, eşini, torunlarını net olarak hatırlıyor. Onlarla zaman zaman sohbet ediyor." şeklinde konuşuyor. Usta sanatçı, ziyaretine gelen eski dostlarını hatırlamakla kalmayıp, onlarla geçmiş günleri yâd ediyor. Tiyatro yaşamları boyunca birbirlerinden ayrılmayan Uygur ailesi, bu zorlu günleri de kenetlenerek aşacaklarına inanıyor. "Anne ve babaya vefa olmaz. Borç olur." cümlesini kullanan Behzat Uygur, "Keşke elimizden daha fazla gelse." diye de ekliyor. Yaklaşık bir buçuk yıllık suskunluğa rağmen, sokakta kendilerini gören herkesin önce babalarının durumunu sorduğunu belirten Uygur, sevenlerinin dualarını eksik etmemelerini istiyor.

Babam şu haliyle sahneye çıksa, gülmekten kırar geçirir

Nejat Uygur, geçirdiği felç nedeniyle şu anda sol elini kullanamıyor. Resim yapma yeteneği de bilinen usta sanatçı, bu sevdasından şimdilik ayrı. Konuşmasında ara sıra kopukluk olsa da, çocuklarıyla eski oyunlardan replikler geçip onlara eşlik edebiliyor. Kimi zaman bu eşlikler, bir oyun provasına dönüşüyor. Babasının zaman zaman tuluatlar ve doğaçlamalar yaptığını kaydeden Behzat Uygur, "Babam hasta yatağında bile güldürme özelliğini kaybetmedi ve çok sağlam güldürüyor. Sahneye çıkıp esprilerini yapsa, millet yine kırılır gülmekten." sözleriyle, ünlü komedyenin formuna dikkat çekiyor.

Başbakan'ın ilk izlediği tiyatro

Türk halkını en zorlu zamanlarda bile güldürmeyi başaran Nejat Uygur, binlerce insana tiyatro sevgisini aşıladı. Ama bu isimlerden biri var ki, Uygur ailesi için çok önemli. O isim, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, babasının rahatsızlığı ortaya çıktığı dönemden bu yana eşleriyle birlikte sürekli olarak kendilerini aradığını söyleyen Behzat Uygur, bilinmeyen bir gerçeğe de ışık tutuyor: "Bütün siyasilerimiz aradılar. Devlet Bey, Deniz Bey aradı... Bu, sanatçı olarak da, vatandaş olarak da bizi mutlu etti. Ama tabii ki Başbakan'ımla babamın ayrı bir muhabbeti var. Sayın Başbakanımız, gençlik yıllarında ilk oyunu Nejat Uygur Tiyatrosu'nda izlemiş."

Tiyatrosunun yıkılması üzüldü

Geleneksel güldürünün büyük ustasını, halefleri de yalnız bırakmıyor. Oğlu isim vermekten kaçınsa da, komedi dünyasının önde gelen isimleri, rahatsızlığı süresince ustalarının yanında olmaya çalışıyor. Ancak Nejat Uygur'un gönlünde yatan yer başka: Anadolu. Yıllarca Anadolu'ya turneler gerçekleştiren ve 'akrabalarım' dediği Anadolu insanını ayrı bir yere koyan Uygur'un en büyük özlemi, Anadolu'nun sokaklarında dolaşıp, esnaf lokantalarında yemek molası vermek. Anadolu şehirleri arasında İzmir'in yeri ise apayrı. Yıllarca İzmir Fuarı'ndaki Çamlık Senar Nejat Uygur Tiyatrosu'nun yıkılışı çok üzmüş ustayı. Tiyatro önündeki büstü de fuarın başka bir yerine taşınmış.

Tiyatronun dilinin evrensel olduğuna ve Türk komedyasının sınırlarını yıllar öncesinde genişlettiğine en iyi örneklerden birisi, Nejat Uygur. Bir komedyenin aynı zamanda çok iyi bir drama oyuncusu olabileceğini kanıtladığı "Ümit mi, Simit mi" adlı tek kişilik oyunuyla, 1976 yılında ABD'de, Columbia Üniversitesi'nde sahne alması, bunun göstergesi. O oyunda, simultane tercüme yapılmasına dayanamayan ABD'li bir izleyicinin "Tercümeye gerek yok, biz bu adamı anlıyoruz." sözlerinin izleri hâlâ silinmemiş. Bu oyunun bir başka ilgi çekici yanı da, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın ABD'de görevli olduğu sırada izleyici koltuğundaki yerini alması. Cibali Karakolu'nda oynadığı 'Cafer Kıskıvrak' karakteri hâlâ hafızalarda canlılığını korusa da, "Alo Orası Tımarhane mi" oyununu hasta haliyle bile unutmuyor emektar tiyatrocu. "Ümit mi, Simit mi" adlı dramatik oyununun onun için ayrı bir yerde durması ise, onun bir komedyenden öte bir tiyatrocu olduğunu gözler önüne seriyor.

Zaman
Yayın Tarihi : 22 Mart 2009 Pazar 17:45:51
Güncelleme :23 Mart 2009 Pazartesi 18:21:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?