30
Mayıs
2024
Perşembe
YAŞAM

Yargıdan 'sosyal şiddet' yorumu

Yargıtay, eşini kapanmaya zorlayan kocayı kusurlu buldu. ‘Örtün’ baskısını sosyal şiddet kabul eden Yargıtay, sorunlu çiftin boşanması-na karar verdi. Karar emsal teşkil edecek

Yargıtay, giyim kuşam konusunda fikir ayrılığına düşen çiftleri ilgilendirecek bir karara imza attı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, eşine kapanması yönünde baskı yapan kocanın bu davranışının evliliği sarsıntıya uğrattığına hükmetti. Başka davalar için örnek teşkil edecek olay, T.L. isimli kadının kapanması yönünde baskı yapan eşi aleyhinde boşanma davası açmasıyla başladı. Yerel mahkeme T.L.’nin açtığı davayı reddetti. Eşinden boşanmakta kararlı olan kadın bu talebini Yargıtay’a taşıdı. Dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kadını haklı bularak yerel mahkemenin kararını iptal etti. Daire bozma gerekçesinde eşini ‘çağdaş kıyafetlere aykırı giyinmeye zorlamanın’ ortak hayatı temelinden sarsacak bir davranış olduğu vurgulandı.

ÇAĞDAŞLIĞA AYKIRI ZORLAMA’

Yargıtay’ın gerekçeli kararında, eşini kapanmaya zorlayan erkeğin evlilik birliğini sarsacak şekilde hareket ettiği belirtildi. Kararda, “Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalı kocanın karısını çağdaş kıyafetlere aykırı giyinmeye zorladığı ve evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır” denildi.

Türban Türk kadınını bölüyor

The Wall Street Journal’ın, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Yazarı Farnaz Fassihi, başörtüsünün Türkiye’de sadece dini veya politik bir tartışma konusu olmaktan çıkıp, kadın hakları savunucularını bölen bir mevzu olduğunu yazdı.

TOPLUMSAL BASKI SİMGESİ

Laiklik yanlısı kadınların başörtüsünü, kadına yönelik toplumsal baskının simgesi olarak gördüğünü belirten Fassihi, yasağa karşı çıkan kadınların başörtüsü hakkını kadının özgürlük mücadelesinin sembolü olarak gördüğünü ifade etti. 1997 yılındaki post-modern darbenin ardından, kampus ve resmi binalarda başörtüsü yasağının katı bir şekilde uygulanmaya başladığını hatırlatan Fassihi, yasağı kaldırmaya yeltenen hükümet partisinin de kapatılma tehdidiyle karşı karşı kaldığına dikkat çekti. Kamoyu Araştırma Firması tarafından hazırlanan Gallup’un 2007 böşörtüsü anketine de değinen Fassihi, “Türkiye’deki kadınların yüzde 45’i başörtüsü takıyor, 66’sı başörtüsünü dindarlık belirtisi, 38’i özgürlük sembolü, 26’sı ise baskı aracı olarak görüyor” şeklinde alıntı yaptı.

Karşıt fikirlere yer verdi

İran asıllı yazar, başörtüsü yasağının kalkmasını savunan kişilerin görüşlerine de yer verdi. Başörtüsü taktığı için 2’nci sınıftayken Marmara Üniversitesi’ni bırakmak zorunda kaldığını söyleyen Özgür Der yöneticilerinden Esra Çiftçi, Fassihi’ye “Başörtülü kadınların eğitim ve kamusal alanlarda çalışmasını engellemek gericiliktir” dedi. Başörtüsü yasağını savunan Canan Arın ise, başörtüsü karşıtlarının asıl amacının Türk kadının cumhuriyetle edindiği kazanımları yok etmek olduğunu söyledi.

ANKA
Yayın Tarihi : 23 Ağustos 2008 Cumartesi 07:02:47


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?