25
Mayıs
2024
Cumartesi
YAŞAM

Yer yok, suç serbest!

Akıl hastası, taburcu olduktan 3,5 ay sonra baltayla cinayet işledi. 'Yatak olmadığı için taburcu edildi' diyen aile hastaneyi suçluyor.

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden taburcu edilen Tuğrul Korkmaz (29), hastaneden çıktıktan 3.5 ay sonra baltayla cinayet işledi. "Kasten adam öldürmek" suçundan şimdi Silivri Cezaevi'nde tutuklu olan gencin ailesi, "Şizofreni", "Atipik Psikoz" ve "Antisosyal Kişilik Bozukluğu" tedavisi gören çocuklarının yatak yetersizliği nedeniyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden tam olarak iyileşmeden taburcu edildiğini öne sürdü. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erhan Kurt ise yatak kapasitesinin artırılması gerektiğini kabul ederken Korkmaz'ın taburcu edilmesi ile yatak yetersizliği sorunu arasında böyle bir bağ kurulmamasını istedi. Başhekim Kurt, "Bizim burada ortalama hasta yatırma süremiz 20 gündür ve bu dünya standartlarındadır" dedi.

İLAÇLARI DA BIRAKTI
2002 yılından beri 15 gün ile 41 gün arasında çeşitli sürelerle yatarak tedavi gören Korkmaz, son olarak 21 Aralık 2008 tarihinde girdiği Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden 3 Şubat 2009 tarihinde taburcu oldu.

Hastane yetkilileri, taburcu işlemleri sırasında "21 günde bir kontrole geleceksin, yoksa biz seni alır zorla getiririz" dedi. Ancak Korkmaz'ın bu süreçte hiç kontrolü yapılmadı. Korkmaz, 11 Mayıs günü taburcu olduktan sonra ilk kez kontrole hastaneye giderken Okmeydanı'ndaki parkta hiç tanımadığı bir kişiyi öldürdü.

Baba Ebubekir Korkmaz, "çevreye ve kendisine zarar vermeye eğilimli" dediği oğlunun taburcu edilmesini eleştirdi. Baba Korkmaz, şöyle dedi: "Çocuğun rahatsızlığı var. Ben onun Silivri'de yatmasını istemiyorum! Hastanede yatması lazım. Hadi diyelim karar aldılar, 'bu çocuk hasta, cezai ehliyeti yok' diye bıraktılar. Ne olacak bu çocuk? Yine ya birini ya bizi öldürecek. Ya da kendisine zarar verecek." Anne Gülperi Korkmaz ise "Tuğrul'u Bakırköy'den o vaziyette salıverdiler. Çıktı geldi çocuk hastaneden. 'Bu çocuğu nasıl bırakırsınız?' dedik. 'Bıraktık' dediler. Birisine bir şey yaparsa Tuğrul sorumlu olacakmış. Tuğrul'u başlarından atmaya çalıştılar. İlaçlarını kullanıyordu, ama sonra bıraktı. Biz de hastaneye götüremiyorduk, bizi dinlemiyordu" diye konuştu.

Oğullarından kendilerinin de korktuğunu söyleyen anne babaya göre, hastanenin taburcu etmesinin sebebi yatak yetersizliği. Emniyet yetkilileri de "Biz yakalıyoruz. Akli dengesi yerinde olmayanlar hastaneye konuluyor. Sonra da bırakılıyor" derken olayı soruşturan adli makamlar da "Tuğrul Korkmaz gibi biri tedavi edilmeden salınmamalı. Biz doktorların raporuna göre karar veriyoruz. Bu tip kişilerin tedavi edilmeden dışarı çıkması toplum için tehlike arz ediyor" görüşünü dile getirdi.

ÜÇ YILDA 20 CİNAYET
Verilere göre, son yıllarda akıl hastalıklarına bağlı cinayetlerde belirgin bir artış var. 2006- 2009 yılları arasında Türkiye'nin farklı illerinde ağırlıklı olarak şizofreni hastalarının faili olduğu 20'ye yakın cinayet işlendi. Taburcu edilen akıl hastalarının daha çok aile üyelerini öldürdüğü dikkati çekiyor. Korkmaz da 2002'de 20 gün, 2003'te 22 gün, 2005'te 15 gün, 2006'da 25 gün, 2008'de iki defa olmak üzere 28'er gün ve 2008- 2009 döneminde 41 gün Bakırköy'de yattı. 1999-2009 yılları arasında gasptan, oto hırsızlığına ve son olarak cinayete kadar giden suçlardan çeşitli cezalar aldı.

Hem ağacı baltaladı hem de maktulü...

Tuğrul Korkmaz, 11 Mayıs 2009 günü saat 14:00'te Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ndeki randevusu için babasıyla birlikte evden ayrıldı. Korkmaz, Bayrampaşa'ya geldiklerinde babasının yanından kaçmadan önce nüfus cüzdanını babasından aldı. Korkmaz, daha önce defalarca isminin Tuğrul değil Ertuğrul olduğunu söyleyip babasından kimliğini alıp yakmıştı.

Bayrampaşa'da babasının yanından kaçtıktan sonra Alibeyköy'deki evlerine gidip kömürlükten bir balta aldı, bunu kapıcıları gördü. Ardından giderken yıllardır Okmeydanı Parkı'nda yatıp kalkan Nurettin Şiş'i gördü. Kendisinden sigara isteyen Nurettin Şiş'e "Bende sigara yok" dedi.

Korkmaz, kendisine küfür ettiğini iddia ettiği Şiş'le münakaşaya girince parktaki ağaca baltayla vurmaya başladı. Şiş'in "Ağaca niye vuruyorsun?" sözlerine daha da sinirlenen Korkmaz, adamın kafasına balta ile vurdu. Şiş, olay yerinde öldü. Korkmaz, ifadesinde Şiş'in omzuna dokunduğunu, maktulü kendisinin öldürmediğini, bunu Ertuğrul'un yaptığını söyledi.

Başhekim Kurt: Yatak sayımız a

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erhan Kurt, hastanelerinde yatak kapasitesinin artırılması gerektiğini söylerken Korkmaz'ın taburcu edilmesi ile yatak yetersizliği sorunu arasında böyle bir bağ kurulmamasını istedi. Türkiye genelindeki şizofren hasta sayısının yaklaşık 350 bin olduğunu ve bu kadar hastayı ayna anda tedavi edecek kapasite bulunmadığını bildiren Başhekim Kurt, şunları söyledi: "Artık hastaların toplum içinde tedavi edildiği bir dönemde yaşıyoruz. Bu yüzden hastaları burada çok uzun süre tutmuyoruz. Eskiden kapasitemiz 3 bin 500 yataktı. Şimdi bin 590 yatağımız var. Toplumda tedavi usulleri gelişince yatak kapasitesi azaldı. 'Türkiye'de yeterli yatak var mı?' derseniz 'Daha fazla olması lazım' derim. Yatak sayısı iki katına çıksa iyi olur. Bizim burada ortalama hasta yatırma süremiz 20 gündür ve bu dünya standartlarındadır."

Serbest kalmasından korkuyorlar

Gülperi ve Ebubekir Korkmaz, oğulları Tuğrul'un durgun ve normal bir çocukluk dönemi geçirdiğini, okulunda başarılı olduğunu söylüyor. Ailesine göre, Tuğrul'un lise son sınıfta uyuşturucu kullanmaya başlaması okul hayatını bitirirken psikolojik rahatsızlıkların da başlangıcı olmuş. Ailesi, Tuğrul Korkmaz'ın yargılama sürecinde serbest bırakılmasından korkuyor. Aile, "O zaman uzman doktorlar tarafından hastanede tedavi edilsin" diyor.

Hande Çağdaş-Gizem Çalışkan-Sabah
Yayın Tarihi : 3 Ocak 2010 Pazar 16:35:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?