Zekeriya Beyaz'dan 'yatak' fıkrası

Marmara Üniversitesi (MÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, "Oruç seksle açılır" yönünde bir açıklama yapmadığını, bunun çarpıtıldığını söyledi.
Beyaz, Colony Outlet ve Yaşam Merkezi’nde halkla yaptığı söyleşide, gazetecilerin, basına yansıyan açıklamalarına ilişkin sorularını yanıtladı.
Ramazanda günün ikiye ayrıldığını, birinin oruç süresi olduğunu ve bu süre içinde yemek, içmek ve cinselliğin haram olduğunu, onun dışında ise helal olduğunu belirten Beyaz, oruç saatinin sahurun sona ermesiyle şafağın sökmesiyle başlayıp, gün batımına kadar devam ettiğini, gün batımından sonra iftar zamanı olduğunu ve sahura kadar sürdüğünü kaydetti. Beyaz, şöyle dedi:
"Orucun açılması sünnettir. Bizim inancımıza göre iftar hurma, zeytin, su ile açılır. ’Allahım sen orucumu kabul et’ diye dua edilir. Peşinden iftar yapılır. Arkasından akşam namazı kılınır. Ondan sonra da evli evine köylü köyüne... Sahura kadar herkes istediği gibi yaşar. Oruç saati bittikten sonra cinsel ilişki orucu bozmaz. Çünkü oruç zamanı geçmiştir. Orucun açılması, kapanması diye bir şey de zaten yok."

EŞLE İLİŞKİNİN SEVABI VAR!..

"Türkiye’de eşlerin ilişkiye girmesinin adeta suç sayıldığını" savunan Beyaz, oysa İslamiyet’e göre eş ile yaşanan cinsel ilişkinin sevap olduğunu ifade etti.
Beyaz, "Zina yapan bir insan ne kadar günah kazanırsa, eşi ile cinsel ilişkiye giren bir kişi de aynı şekilde sevap kazanır. Bunlar Türkiye’de bilinmiyor. Eşine de ’aman olur mu, günah’. Neden günah? Allah’ın yasak etmediğini siz yasak edemezsiniz ki. Allah’ın helal gördüğünü haram kılamazsınız ki" diye konuştu.

Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, eşler arasındaki cinsel ilişkinin büyük sevap olduğunu belirterek, konuyla ilgili yatak odası fıkrası anlattı. Beyaz’ın fıkrası vatandaşları güldürürken, sohbet sırasında zaman zaman sözlü tartışmalar da yaşandı.

Prof. Beyaz’ın anlattığı fıkra şöyle:

‘Hocanın biri camide eşler arasındaki cinsel ilişkinin çok büyük sevap olduğu ile ilgili vaaz veriyormuş. Cinsel ilişkiyi kadının istemesi durumunda kocanın cihadda bir gavur öldürmüş kadar sevap kazanacağını söylemiş. Vaazın ardından evine giden adam, eşine hocanın vaazını anlatmış. Bir süre sonra kadın kocasına ‘Gel de gavur öldürelim’ demiş. Bunlar yatağa girmişler. Bir süre sonra kadın kocasını uyandırarak ‘Hadi bir gavur daha öldürelim’ demiş. Kadın sabaha karşı tekrar kocasını kaldırmış ve aynı şeyleri söylemiş. Yorgun olan adam karısına, ‘Benim kurşunum tükendi. İşte top, işte tüfek. Sen doldur, sen öldür’ demiş.’