Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Eftal Düzyaman, kentlerde yaşayan insanların özleminin köy hayatı olduğunu belirterek, bu nedenle köylerin modernleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Köylerin geri bıraktırılması nedenlerini anlatan Düzyaman, çağdaşlaşmayı sadece şehirleşmeye yorup hem köylüyü hem de köylerin ihmal edildiğini ifade etti. Düzyaman, "köy" ve "köylü" kelimelerini az gelişmişlik olarak algıladığımızı belirterek şöyle konuştu: "Daha da kötüsü, buna onları da inandırdık. Büyükşehirlerin alışveriş caddelerindeki kaldırım taşlarını her yıl değiştirirken köylerin yolunu, suyunu görmezden geldik. Yöresel değerlerimizin ortaya çıkmasını sağlayacak düzenleme yapmamız gerekirken,

tepeden inme kanunlarla her yörede standart bir kültür yaratmaya çalıştık. Böylece, köylümüzü ve köylerimizi kendi mirasımızla değil, küresel değerlerle rekabet etmeye zorladık. Köylüleri bilgi ile donatıp, tarımda kullanacakları teknikler konusunda kendilerinin karar vermelerini sağlayacağımız yerde, onları eğitimden yoksun bırakarak bilgi kirliliği içinde kaybolmaya mahkûm ettik. Kendi değerlerimizi öne çıkarıp dünyada bunlarla temsil edilmemizi sağlamamız gerekirken, dayatmalarımızla binlerce yıl biriken

kültür mirasımızın izlerini tek tek sildik."

Şimdi bunca hengameden sonra bugün artık sadece ticari kaygılarla hareket eden, kredilere bağımlı ve borç yapan kırsal kesimin insanlarının karşımızda durduğunu söyleyen Doç.Dr. Düzyaman, şunları söyledi: "Verdiğimiz yanlış kararlarla o kocaman yüreklerin alevini söndürdük. Artık yürekleri, küçücük köylerine dahi küçük geliyor. Halbuki biz hayatı köylerde bulacak, onlar da bizim efendilerimiz olacaklardı. Televizyonda gördükleri modern hayata özenmediler de değil köylülerimiz, ama belki de bunu

kendilerine dahi itiraf edemediler. Kıskandılar şehirliyi, ama yine de onların arabalarını saplandıkları çamurdan traktörleriyle çekip çıkardılar. Ne kadar kızsalar da şehre göçen akrabalarına, her yıl taze erzak göndermeyi de ihmal etmediler."