Adli yıla umutlu başlangıç

Tüm Türkiye’de olduğu gibi Manavgat’ta da Adli Yıl, törenle başladı.

Manavgat'ta da Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törene Manavgat Cumhuriyet Başsavcısı Talat Deniz, Adalet Komisyonu Başkanı Hikmet Erdoğan, Baro Temsilcisi Sema Ecevitoğlu ve Manavgat'ta görev yapan çok sayıda avukat katıldı.

Cumhuriyet Başsavcısı Talat Deniz törende yaptığı konuşmada, Manavgat Adliyesi’ne gelen iş sahiplerinin adliyede aradıkları birimi kolaylıkla bulmaları ve işlemleri kısa sürede yapabilmeleri için 12 Eylül 2009 tarihinde 3 ön büro kurulduğunu, 2010 yılı yaz kararnamesi ile ilçede 2 hakim ile 2 savcının görev sürelerinin dolması üzerine farklı yerlere tayin edildiğini bildirdi. Deniz, ““Adliyenin fiziki kalitesi ve donanım ihtiyacı ne kadar tam olursa olsun adalet hizmetinin kalitesi bu sistemde görev alan hakim, savcı, avukat, adalet personelinin üstün gayretleri sonucu yükseltmektedir" dedi.

Manavgat Cumhuriyet Baş Savcısı Talat Deniz, 2009 yılında Cumhuriyet Savcılığına hazırlık olarak 12 bin iş geldiğini toplamda bakılan rakımının ise 2008 yılından devir edenlerle birlikte 18 bin 323 olduğunu, 12 bin 24 dosya için karar çıktığını belirtirken 6 bin 299 dosyanın ise 2010 yılına devir olduğunu ifade etti. Deniz, ayrıca Cumhuriyet Savcılığı İlamat olarak ise 3 bin 917 dosyanın geldiğini, 2008 yılından devirlerle birlikte 5 bin 404 dosyaya bakıldığını, bunlardan 3 bin 082 dosyanın karara bağlandığını ifade ederek, 2 bin 322 dosyanın ise 2010 yılına devir ettiğini belirtti. 2009 yılında Ceza Mahkemelerine 6 bin 750 dosyanın geldiğini belirten Cumhuriyet Başsavcısı Talat Deniz, 2008 yılından devirlerle birlikte toplam 11 bin 066 dosyaya bakıldığını 7 bin 170 dosyanın karar bağlandığını 3 bin 896 dosyanın ise 2010 yılına devir ettiğini söyledi. 2009 yılında hukuk mahkemelerine ise 4 bin 251 dosyanın geldiğini,in ise 2010 yılına devir ettiğini söyledi.

Manavgat Barosu Temsilcisi Sema Ecevitoğlu ise yaptığı konuşmada yargı bağımsızlığı, yargıç güvencesi ve savunmanın kutsallığına değinerek, “Bu yıl da özellikle korunması ve yerine getirilmesi gereken ilke ve değerler olarak karşımıza çıkıyor. Anayasa değişikliğinin referanduma gittiği bu dönemde özellikle yargı bağımsızlığının ne anlama geldiğinin altının çizilmesi gerekmektedir. Yargısı bağımsız olmayan ülkede adaletten ve gerçek bir hukuk devletinden söz edilemez. Hak aramanın kutsallığı, ancak yargı bağımsızlığı ile korunabilir . Sorunlarını kendisine sunduğu yargıcın yürütmenin etkisine bağlı bir görevli niteliğinde görülmesi adalete olan inancı sarsar. Adaleti olmayan ve doyurmayan devletin diğer işlevleri güven sağlayamaz” dedi.