19
Mayıs
2024
Pazar
MANAVGAT - ANTALYA

Barış Suyu Festivali tam gaz

16. ULUSLARARASI BARIŞ SUYU KÜLTÜR, SANAT, TURİZM VE GENÇLİK FESTİVALİ

Antalya'nın Manavgat ilçesinde düzenlenen 16. Uluslararası Barış Suyu Kültür, Sanat, Turizm ve Gençlik Festivali kapsamında "Su ve Su Politikaları" konulu panel düzenlendi.

Manavgat Belediyesi tarafından düzenlenen "16. Uluslararası Barış Suyu Kültür, Sanat, Turizm ve Gençlik Festivali''nde kapsamındaki etkinlikler 6 gün boyunca Manavgatlılar tarafından ilgiyle izlendi.

Festival kapsamındaki son kültür etkinliği olarak "Su ve Su Politikaları" paneli düzenlendi. Manavgat Belediyesi Gençlik Merkezi'nde düzenlenen panele Su Politikaları Uzmanı Prof. Dr. Beyza Üstün, Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurul Üyesi Avukat Yakup Okumuşoğlu, Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı ve Alternatif Su Formu Yürütme Kurul Üyesi Ahmet Atalık ve panel yöneticisi olarak da Cumhuriyet Gazetesi Yazarı ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Oktay Ekinci katıldı. Paneli

izlemeye Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Vahap Tuncer, CHP İlçe Başkanı Abbas Tarakçı, Belediye Meclis üyeleri, çok sayıda öğrenci ve vatandaş katıldı.

"BU PANEL MANAVGAT İÇİN ÖNEMLİ"

Yazar Oktay Ekinci, yaptığı konuşmada, suyun insanoğlu için çok değerli olduğunu belirterek politikaya karıştırılmaması gerektiğini vurguladı. Ekinci, "Gönlümüz isterdi ki sadece suyu konuşalım. Politikasını değil. Çünkü politika kelimesi toplumda yanlış çağrışımlar yapıyor. Ama hala geleceğe umutla bakıyoruz. Hala aramızda bu panele katılanlar gibi aydınlarımız var. Keşke su politikaları lafı olmasaydı. Su yaşam demektir. Suyun pazarlanması kimsenin aklına gelmezdi. Yakında havayı da satacağız. 'Ver

oradan 5 kuruşluk hava' diyenler olacak. Su pazarlanıyor. Manavgat gibi suyu bol olan bir bölgede bu panelin düzenlenmesi çok önemliydi. Nasıl oluyor da muhafazakar kesimler hiç muhafaza etmeyen yaklaşımlarla davranıyor. Muhafazakarlığı da yerin dibine batırdılar. Bu panelin düzenlenmesine katkı sağlayan Manavgat Belediyesini tebrik ederim" dedi.

"DERELERİMİZ SATILIYOR, DOĞA KATLEDİLİYOR"

Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün de, inşa edilen hidroelektrik santrallerinin (HES) derelerin kurumasına sebep olduğunu savundu. Son dönemde su kaynaklarının enerjiye dönüştürülmesi adına derelerin parsellenerek satıldığını ve kurulan santrallerle doğanın adeta katledildiğini ifade eden Prof. Dr. Üstün, "Derelerin özgür akması birileri tarafından engelleniyor. Birileri derelerimize musallat oldu. Türkiye'deki tüm su kaynaklarımıza sermaye çevreleri

parsel parsel sahip oluyorlar. Türkiye'deki bu girişimler aslında yeni değil. 1970'lerden beri var. 1992 yılında uluslararası platformda 'Çevre Stratejisi' adı altında bunun kararı alındı. Kalkınma, doğa ve insan eşdeğer koşuldu. Su, mal olarak alınır satılır hale geldi. 1996'da su konseyi kuruldu. Görevi suların piyasa üzerinden fiyatlandırılmasıydı. Bizler 2007'nin sonlarında derelerin satılacağını öğrendik ve 2 yıldır mücadele ediyoruz" dedi.

"AKDENİZ'DE 31 ADET HES PLANLAMASI VAR"

Türkiye'de 1575 adet HES planlaması yapıldığını belirten Prof. Üstün, ancak kendi rakamlarına göre bu sayının bin 800'leri bulduğunu söyledi. Üstün, "Türkiye'de bin 800 HES planlaması demek, bin 800 şirket demektir. Sularımızın ve dere yataklarının meta haline dönüştürülmesi, ölmesidir. Şirketler dere havzalarını ve sularını 49 yıllığına ele geçiriyor. Bütün su havzalarımız ticarileşiyor. Su döngüsüyle yaşayan tüm canlılar ve doğa katlediliyor. ÇED Raporları da buna engel olamıyor. Sadece 26 tanesine

olumsuz raporu verilmiş. Bu durum tüm uluslararası sözleşmelere aykırı. Akdeniz Bölgesi'nde bile şu anda 31 tane HES kararlaştırılıyor. Şimdi önümüzde iki adım var. Hukuk mücadeleleri ile buna engel olmak. İkincisi de halkın mücadelesi. Şirketler halkın mücadele ettiği yerde zayıflar. Ayrıca bu şirketler bölgeye sahip olduğu için maden bile arayabiliyor. Türkiye'nin her yerinde bu konuda bilinçlendirme sağlamaya çalışıyoruz. Sizlerin de bu konuda duyarlı olmanızı istiyoruz" diye konuştu.

Av. Yakup Okumuşuoğlu da, HES'lerle ilgili dava dilekçelerinin giderek arttığını belirterek, hukuk mücadelesinin nasıl yapılması gerektiğini anlattı. Okumuşoğlu, "Bakan Eroğlu, HES'lerle ilgili mücadele veren bizlere birilerinin hizmetinde olduğumuzu söylüyor. 'Oynanan bir oyun' var diyor. Biz köylüden yanayız. Mevcut oyunu bozmaya çalışıyoruz. 26 vadide yürütmeyi durdurma kararı aldık. Antalya'da devam eden 4 dava var. Ancak idare mahkemesinde HES'ler bilinemiyor. Uzmanlık konusu olması gereken bir konu. Antalya'da da mahkeme bu konuda bilinçlenince kazandığımız dava sayısı artacak" dedi. Okumuşoğlu daha sonra HES'lerle ilgili bir sunum yaptı.

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ'NE KINAMA

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık da, Akdeniz Bölgesi'nde 225 dere olduğunu hepsinde de HES olduğunu belirterek, Akdeniz Bölgesi'nin de yavaş yavaş derelerinin satıldığını ileri sürdü. Atalık, "HES'ler bulunduğu yerdeki su miktarlarını azaltıyor, canlıları yok ediyor, balıklar bile yaşayamıyor. Suyun akışı engellenerek yer altı sularının beslenmesi önleniyor. Artık dereler yatağını görmeden, etrafını bile besleyemeden kuruyor. Hayvanı bile sularsınız. Bu durumda tarım ve

hayvancılık da bitiyor. Türkiye'de 7 milyar dolar boşa akıyor diyip dereleri satan geçtiğimiz hafta Çevre ve Orman bakanlığına çevre ödülü veren Akdeniz Üniversitesi'ni buradan bir defa daha kınıyoruz" dedi.

16. ULUSLARARASI BARIŞ SUYU KÜLTÜR, SANAT, TURİZM VE GENÇLİK FESTİVALİ
16. ULUSLARARASI BARIŞ SUYU KÜLTÜR, SANAT, TURİZM VE GENÇLİK FESTİVALİ
16. ULUSLARARASI BARIŞ SUYU KÜLTÜR, SANAT, TURİZM VE GENÇLİK FESTİVALİ
İHA
Yayın Tarihi : 22 Mayıs 2010 Cumartesi 16:00:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?