19
Mayıs
2024
Pazar
DÖRTYOL - HATAY

Hatay: tarih Dörtyol'da gün ışığına kavuşuyor...

 Hatay Valisi Abdülkadir Sarı, Hatay’da sergilenenlerden daha çok sergilenemeyen tarihi eserler bulunduğuna dikkat çekerek, "Höyüklerden çok azı açılabildi. Üniversitelerdeki arkeoloji bölümlerinin bu işe el atması lazım. Müzemiz yeterli değil. Bu konuda sadece maddiyatı karşılamak yeterli değil, öncelikle işi bilen uzman ve ekibe ihtiyaç var" dedi.


Yeşilköy Beldesi Çaylı Mahallesi sınırları içersinde kalan ve Kinet Höyüğü olarak bilinen tarihi yerleşim alanında yapılan kazıda bugüne kadar, M.Ö, Helenistik, Ortaçağ, Pers, Demirçağ ve Tunçağı dönemlerine ait eserler gün ışığına çıkarıldı. Bilkent Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Marie Henriette Gates’in başkanlığında 33 kişilik ekip, tarihte önemli bir liman şehri olduğu tahmin edilen Kinet Höyüğü’nde çalışmalarını sürdürüyor. Höyükte yapılan kazılarda gün ışığına çıkarılan eserler 1998 yılında açılan kazıevinde ayrı ayrı incelenerek envanteri çıkarılıyor ve daha sonra da Antakya Arkeoloji Müzesi’ne teslim ediliyor.


Kinet Hüyüğü’nde yapılan kazı çalışmalarını yerinde inceleyen Hatay Valisi Abdülkadir Sarı, "Milattan Önce 18. Yüzyıla kadar uzanan medeniyetlerin izlerini görüyoruz. Burası o tarihteki liman şehri. İsos Savaşı burada cereyan etti. Büyük İskender, Pers ordularıyla burada karşılaştı. Burası kültürel varlık olarak tarihimizde medeniyetler açısından da önemli bir yer tutar. Bu medeniyetlerin açığa çıkarılması, buradan çıkarılan eserlerin sergilenerek, kültür ve turizme kazandırılması büyük önem taşımaktadır. Bunu yapma gayreti içersindeyiz. Bunların bir kısmı Antakya Arkeoloji Müzesi’nde turistlerin beğenisine, ziyaretine sunuldu, çalışmalar devam ediyor. Buradaki çalışmalar iğneyle kuyu kazmaya benziyor. Parçayı çıkarmak yetmiyor, o parçayı tekrar bilgisayar ortamında gerçek şeklini bulup, onu oluşturmak ve dayanıklı hale getirmek çok önem taşıyor. Biz de bu çalışmalara Valilik ve İl Özel İdare olarak, hem parasal yönden, hem de burada çalışan arkadaşlarımıza gerekli ortamı sağlama açısından desteğimiz sürecek" dedi.


Tarihte liman şehri olarak kullanılan bölgenin koruma altına alındığını bildiren Sarı, kazı yapılan yerlerde bugüne kadar herhangi bir tarihi eser tahribatı kaçırılma olayının yaşanmadığını ve yaşanmaması için de gerekli tedbirlerin alındığını söyledi. Amaçlarının bölgede var olan tarihi, yeniden yeryüzüne çıkartarak, aslına uygun restorasyonunu yapıp, kültür ve turizme kazandırmak olduğunu vurgulayan Sarı, şöyle devam etti:
"Burada, sadece yeni çağın eserleri yok, ortaçağdan başlayarak bölüm bölüm, her bir devrin eserlerini görmek imkanımız var. Yani o tarihte de gerçekten çok güzel eserler icra eden sanatkarlar olmuş. Mesela gün ışığına çıkan bir tandır var, tandır kültürü demek ki günümüzün kültürü değil, ta o tarihlerden günümüze intikal eden bir kültürmüş ve yöresel ekmek yapma şeklini gösteriyor."


Hatay’da yaklaşık 160 höyük bulunduğunu ancak bunların çok azının açılabildiğini bildiren Sarı, "Sergilediğimiz eserlerden daha çok sergileyemediğimiz eserlerimiz var. Müzemiz yetersiz. Sadece maddiyatı karşılamak yeterli değil, öncelikle işi bilen uzman ekibe ihtiyaç var. Üniversitelerin bu işe el atması lazım. Onlara kaynak yaratmak da bizlerin görevi" dedi.
Özel idare olarak kültür ve turizm harcamaları için 1 trilyon lira ayırdıklarını kaydeden Sarı, şöyle konuştu:


"Biz, eserlerimizin namütena yerde, hatta çuvallarda beklemesinden yana değiliz, bunların ülke turizmine ülke kültürüne kazandırılması lazım. Bu eserleri dünya milletleriyle paylaşmak gerektiği inancındayım. Her medeniyetin bıraktığı gelenekle, yaşam tarzları, kullandıkları aletler var, bunlar gün ışığına çıktıkça, buranın medeniyetlerin merkezi olduğu anlaşılıyor."
Reyhanlı yakınlarındaki Atçana Hüyüğü’nde yapılan çalışmalara ilişkin de bilgi veren Sarı, buradaki kazıların Chicago Üniversitesi tarafından gerçekleştirildiğini, finansmanının da Chicago’da kurulu Amik Ovası Kulübü adında bir dernek tarafından karşılandığını, buradan çıkarılan eserlerinin bir kısmının da Antakya Müzesi’nde sergilendiğini söyledi.
Kinet Höyüğü’nde kazı yapan ekibin Başkanı, Bilkent Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Marie Henriette Gates de, Hatay’ın Dörtyol İlçesi’ne bağlı Yeşilköy Beldesi, Çaylı Mahallesi’ndeki, Delta Petrol Tesisleri yanındaki tepede yaptıkları kazı çalışmalarında, Kinet Höyüğünün önemli bir liman şehri olduğunun ve farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptığının anlaşıldığını söyledi.

Höyüğün, Neolitik (M.Ö 6000), Kalkolitik (M.Ö 4000), Tunç Çağı (M.Ö 12.yy), Demir Çağ, Helenistik Dönem, Pers Dönemi ve Ortaçağ (M.S 9-13. yy) kadar uzanan döneme ait medeniyetlerin izleri bulunduğunu kaydeden Gates, "Kazı bölgesine girişte, saray gibi büyükçe bir yapı var. M.Ö. 18. Yüzyıl, Orta Tunç Çağından kalma. Orası çok büyük bir depremle yıkılınca, tüm eserler, buluntular, yerinde kalmış. Höyüğün en önemli noktası burası. Ama yine de Orta Tunç Çağı, Helenistik zaman, Pers dönemi için, Ortaçağ için antik yerleşim çok kıymetli ve verimli oldu" dedi. 1991 yılında bölgede yaptıkları yüzey araştırması projesinin ardından, 1992’de kazı çalışmalarına başladıklarını belirten Gates, "Kazı çalışmaları 2006 yılında tamamlanacak ve ardından, kazılarda ortaya çıkarılan eserlere ilişkin, makale ve yazılar kaleme alınacak" diye konuştu.


Höyükte kazılardan çıkarılan eserlerle Antakya Müzesi 5. Salonda 4 adet vitrin hazırlandığını kaydeden Gates, sergilenen bu eserler arasında vazolar, metal objeler, aletler, silah mühürler, düğme, tarak, savaş baltaları gibi eserler yer aldığını söyledi.
Doktora, master ve lisans öğrencilerinin de görev aldığı kazı ekibinde 33 kişi bulunuyor. Kinet Höyüğü’nde 5 Ağustos’a kadar normal kazı çalışmaları devam edecek. 15 Ağustos’a kadar da el işi çalışmalar yapılacak. Buradan çıkarılan eserlerin envanteri yapılacak ve Antakya Arkeoloji Müzesi’ne teslim edilecek.

iha-hatay
Yayın Tarihi : 29 Temmuz 2004 Perşembe 12:40:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?